CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden “sansür yasası” ile ilgili olarak, “Bu, Türkiye'yi karanlık bir tünele sokar, tünele girmeden tekrar uyarıyoruz, aradığımız şey uzlaşıdır” diye konuştu.
CHP Genel Başkan Başdanışmanı, İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özkan, TBMM Genel Kurulu gündemindeki “sansür yasası” ve ekonomideki gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
"Özgürlükte uzlaşamıyoruz"
Aradığımız şey uzlaşma. Yaklaşık bir yıldır bütün meslek örgütlerimiz ile görüşüyoruz. Asla olayı, politize etmeden meslek mensuplarının ihtiyaçlarını giderebilecek, Türkiye’nin bugününü, yarınını kucaklayacak bir çalışmayı gerçekleştirmek için çabalıyoruz. Özgürlükte uzlaşamıyoruz. Demokratik gelişimde uzlaşamıyoruz. Arkadaşlara, ‘özgürlük’ veya ‘demokratik gelişim’ dediğimizde; bu noktalara gelmiyorlar. Ama ceza maddeleri üzerinde, yasaklar üzerinde bir uzlaşı arıyoruz. Bugün 29'uncu maddede geldiğimiz şey; maddenin özgürlüğü kucaklayacak, demokrasiyi geliştirecek bir noktada uzlaşılması değildir.
"Bizim arzu ettiğimiz şey, tutuksuz yargılamayı sağlamaktır; 'hayır' diyorlar"
Bugün bizim arzu ettiğimiz şey, tutuksuz yargılamayı sağlamaktır, 'hayır' diyorlar. Biz üst sınırı 3 yıl olan cezayı 2 yıla indirmek istiyoruz, gazetecilerin böyle bir suçlama ile karşı karşıya kalmamasını istiyoruz, ancak 'hayır' diyorlar. 'Tutuklu yargılayacağız, gazeteciyi yargılayacağız, vatandaşı da yargılayacağız' diyorlar. Retweet (RT) eden bir konu ile ilgili yansıtılmış bir olguyu kendi cep telefonundan veya bilgisayarından paylaşan vatandaşa ceza vereceğiz, diyorlar. Bu bizim kabul etmemiz mümkün değildir.
"Bu Türkiye'yi karanlık bir tünele sokar, tünele girmeden tekrar uyarıyoruz"
Bu Türkiye'yi karanlık bir tünele sokar, tünele girmeden tekrar uyarıyoruz, Başkanımın söylediği gibi aradığımız şey uzlaşıdır. Gelin uzlaşalım diyoruz. Gazetecileri, vatandaşları cezaevlerine doldurmaktansa onların özgürlük alanlarını geliştirelim, onların dezenformasyon noktasında bir yanlışı varsa zaten bununla ilgili hükümler var. Haydi onu da kabul etmediniz, 29'uncu maddeyi tutuksuz yargılama; gazetecilerin yargılanmaması ve ReTweet eden vatandaşlarımızın bundan muaf olması noktasında bundan suçlanamaması noktasına çekelim diyoruz, kabul etmiyorlar.
"Uzlaşı için gelin bu karanlığa Türkiye'yi hapsetmeyin"
29'dan sonra da pek çok sorun var. 34'üncü, 36'ncı, 37'nci madde Türkiye'de her bir yurttaşın bilgisayarında, telefonunda ziyaret ettiği bütün bilgileri şu anda aldılar. Yasa dışı olarak aldılar. Bunun davaları, sayın Onursal Adıgüzel arkadaşımızın takip ettiği ve gündeme getirdiği davalar halen sürüyor. Meslek açısından şunu söylemek istiyorum; Başkanım burada ben buradayım. 50'den fazla görüşme yaptık. Birebir konuşuyoruz. Bir araya geliyoruz konuşuyoruz, aradığımız şey uzlaşıdır. Uzlaşı için gelin bu karanlığa Türkiye'yi hapsetmeyin. Birlikte özgürlükte, demokraside uzlaşalım. Tutuksuz yargılamada uzlaşalım. Gazetecileri cezaevine göndermekle bir sonuç alınamadığını tarih göstermiştir. Bunun canlı kanıtı bizleriz, sizlersiniz. Gelin hep beraber bunu demokraside ve özgürlükte uzlaşı ile sonuçlandıralım diyoruz. Geldiğimiz nokta budur."
"Pensilvanya'nın yolcuları belli, gitmek için can atıyorlar"
Özkan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'de yaptığı ziyaretlere ilişkin sorulan soruya şu cevabı verdi:
"Bizim bu konularda tutumumuz çok net ve açıktır. Biz gizli kapaklı hiçbir şey yapmayız. Şeffaf olmayan hiçbir ilişki içinde bulunmayız. Bu ilişkileri kuranlar, onların koynunda büyüyenler, şeytan ile ortaklık yapanlar, çarpılarak o yataktan kalkanlar şimdi kendileri ile bizi kıyaslamaya çalışıyorlar. Biz o kıyası kabul etmeyiz. Kimse de bizi onların yanına yerleştirmez.
4 saatlik bir yolculuk ile New York'a gitmiştir sayın Genel Başkanımız. New York'ta ilgili gökdelenin önünde gereken sözlerini, açıklamasını yapmıştır. Sonra da yine 4 saatlik bir yolculuk ile Vaşhington'a (Washington DC.) dönmüştür. Bu arada kirli hayallerinin, düşüncelerinin esiri olanlar başka hayaller, rüyalar içinde olabilirler, onlar bu işte sınıfta kalırlar. Bizim halkımızdan saklayacak, gizleyecek herhangi bir şeyimiz, bizim halkımıza söylemeyeceğimiz herhangi bir ziyaretimiz yoktur. Programlarımızı zaten açıklıyoruz arkadaşlar. Bütün gazeteci arkadaşlar takip ediyorlar. Pensilvanya'nın yolcuları belli. Gittiler, geldiler. Gitmek için can atıyorlar. Biz o yolun yolcusu değiliz. Biz Mustafa Kemal'in yolcusuyuz." (ANKA)