CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in TBMM'deki basın toplantısında yaptığı değerlendirmeler şöyle:
"Nasıl çifte standart yaptığını gördük"
O lebalep kongrelerin yapıldığı günler hemen sonrası vaka patlaması yaşandı. Devam ettiler kongrelere. Üç büyük kongre yaptılar ve tablo ortada. Adalet ve Kalkınma Partisi ve onun siyaset şekli, çifte standardı, Türkiye’yi bu hale getirdi. İşte Adalet ve Kalkınma Partisi. Tam 58 il kırmızıya bürünmüştür. Ülke eşitlikle yönetiliyor değil mi, kurallar herkes için geçerli? CHP, 25 Temmuz 2020’de kongre yaptı. Vaka sayısı 921, vefat sayısı 16. AK Parti’de 146. CHP nasıl kurultay yaptı? Bilim Kurulu’na başvurduk, izin istedik, sadece delegeler ve açık havada. 30 kat az vaka varken bize seyirci yasak, 10 kat az ölüm varken bize seyirci yasak. Sadece delegeler, basın mensupları da az sayıda ve dışarıda. Ama AK Parti, 30 bin vaka ile seyircili kurultay yapıyor. O kurultaya seyirci getirmek cinayettir. AK Parti’nin nasıl ülkeyi yönettiğini nasıl çifte standartlar içinde yaptığını gördük.
"Yok mu ayrıcalık"
Bugün vaka sayısı; ellerinize sağlık, 29 bindi kongre yaparken, 37 bin olmuş. Elinize emeğinize sağlık, Sağlık Bakanı… ‘Bu konuyu gündemde tutmaya gerek yok.’ ‘Ayrıcalık varmış gibi izlenim yaratmak doğru değil.’ Yok mu ayrıcalık? Yoksa ne var? Haydi yapıyorsunuz bari yalan söylemeyin. Bu kadar siyaha beyaz, beyaza siyah diyen anlayış var mı? Dün Sağlık Bakanı Meclis’e gelmiş. AK Partili milletvekillerini dinlemiş. Geçenlerde biz genel görüşme talebini verdik mi? AK Parti reddetti. ‘Zorlamayalım, 15 gün sonra gelecekse razıyız’ dedik. Grup Başkanvekilleri, ‘nisan sonundan önce gelemez’ dediler. Nisan sonundan önce gelemezmiş, dün gelmiş, milletvekillerinin taleplerini dinlemiş.
"Vaka sayısı 37 bin, teravih serbest"
Geçen sene vaka sayısı 4 bin, camiler kapalı. Hem de teravih, cuma, vakit namazına kapalı. Neden? Abdest alma, namaz sırasındaki kalabalık, yere temas… Bilim Kurulu karar verdi. Hepimiz de doğru bulduk. Vaka sayısı 4 bindi. Bugün vaka sayısı 37 bin, tam 10 katı. Teravih serbest. En uzun ve en kalabalık namaz. Bu nasıl kriz yönetimi? Geçen sene 4 binken tedbir alındı, sonunda yeni normal doğru tarif edilmese de tedbirler işe yaradı. Şimdi vakit namazları, cuma, teravih serbest. Ne ibadeti camide yapamayana ne sana günah olur çünkü can bu. Toplu iftar yasak, lokantalar kapalı, toplu etkinlik yasak. Lokantaları kapatıyorlar, zaten perişanlardı ama en kalabalık namaz teravihi serbest bırakıyorsun. Bir yanda yaşam biçimine müdahale, Ramazan’da her yer kapalı… Ama Ramazan vurgusuyla ‘COVİD var’ diye lokantalar kapalı en kalabalık teravih namazı serbest. İler tutar yanı varsa bize anlatsın.
"Eskisi istifa etti yok, yenisi göreve geldi yok"
Sağlıkta da ekonomide de dış politikada da buhran var. Merkez Bankası, ekonomi yönetim boşluğu olduğunu teyit ediyor. Dolar, açlık, yoksulluk, işsizlik, enflasyon fırladı. Ortada bir Hazine ve Maliye Bakanı yok. Eskisi de yok. ‘Para nerede, damat nerede’ dedik. Ses yok. İyi de yenisi de yok. Eskisi istifa etti yok, yenisi göreve geldi yok. Dolar 8.40. Bakan nerede? Bakan yok. Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı nerede? O da yok? Geçen cuma namazdan çıkışta, beyefendi soruları ayıklatıyor. Soru, kabine değişikliği sorusu, cumhurbaşkanlığı yardımcısı artacak mı sorusu… Yok sorulamıyor. Bugün Meclis’te belki bir mikrofon uzatırdınız, buraya da gelmiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi aşağıda grup başkanvekili seçiyor. Kapalı oyla belirliyorlar. Geçen hafta kongre yaptılar, bitiş saati gelmeden MKYK toplantılarını yaptılar. Biz yapamayız, neden? İki gün itiraz süresi var. AK Parti seçim yaptı, rakip çıkabilir, engellenmiş olabilir, itiraz imkanı var, 48 saat var. O süreyi beklemeden MKYK’yı belirliyorlar. Birlikte görev yaptığımız iki arkadaşımızı çıkarmışlar. Sayın Muş ve Sayın Zengin’e başarılar diliyoruz. Yerine iki isim yazılmış. Daha Meclis’te seçim yapmadınız, bugün yapılacak o seçim, seçimin bir şekle indirgendiği bir parti… Seçim yapılması gereken, mevzuatına göre, şimdi oylama yapılacak, bir sayın grup başkanvekili odasına yerleşmiş. Parti içi demokrasiyi şekli olarak dahi terk ettiklerini görüyoruz.
"Yeni gelenin ödü kopuyor"
Merkez Bankası… Doları durduracaksa onlar durduracak. Gerçi niyeti yok. Eskisi, ‘fiyat istikrarı’ diye diye tükendi bitti. Bu ağzına almaya korkuyor. Ödü kopuyor, ‘fiyat istikrarı’ demeye. Bir şeyler söylüyor, kimsenin ciddiye aldığı yok. 5 yıllığına seçiliyor bunlar, 2 buçuk yılda 4 defa değiştiriyorlar. Bağımsız olması lazım, ‘kafamı bozdu aldım’ diyor. Yapılması gereken müdahaleleri yapmak onun görevi, pata küte görevden alınıyor, yeni gelenin ödü kopuyor. Bunu sorduk. Tarih 2 Mart 2021... Anayasa diyor ki ‘15 günde cevaplanacak.’ İşte cevaplanmayan… Niye cevaplamıyorsunuz? ‘128 milyar nerede’ bunu sormaya devam edeceğiz. Sayın Şentop, Sayın Lütfü Elvan’a ihtar yazdın mı? Sayın Lütfü Elvan, cevaplasana para nerede? Sayın Erdoğan, hem damat hem para kayıp. Soruyoruz, nerede?
"Bahçeli senin yerinde olsam 'Türk tipi' dedirtmem"
Devlet Bahçeli, dün yaptığı açıklamada, Türk tipi başkanlık sistemi olduğunu açıkça itiraf ediyor. Senin yerinde olsam; senin misyonun, duruşun hiç olmazsa ‘Türk’ dedirtmem. Ben olsam ‘Türklüğe hakaretten’ suç duyurusunda bulunurum. 1 dolar oldu 8 buçuk lira. ‘Türk tipi’ diyor. Para kayıp cevap veremiyorsun. Dolar, Euro, faiz her şey aynı anda yükseliyor. Oraya Merkez Bankası başkanı oturtmuşsunuz, dua okuyor, olacak şey mi?
"Baskın seçim yapıp erkene aldınız"
Grup Başkanvekili Cahit Özkan çıkmış, ‘bir sonraki seçim tarihi bellidir, öncesinde seçim istemek Anayasa’ya aykırıdır’ diyor. Seçim tarihinin belli olduğu Anayasa, ‘3 Kasım 2019’ diyordu, yeminler ediyordunuz, ‘erken seçim’ yoktur diye. Sonra baskın seçim yapıp erkene aldınız. Kendileri 3 Kasım 2019’da yapılacak seçimi, 24 Haziran 2018’de yapmışlar; şimdi ‘Anayasa’ diyor. Millet ‘illallah’ dedi. Anayasa’da erken seçimin nasıl yapılacağı yazıyor, ‘Anayasa’ya aykırı’ diyor. Sen bir git, inim inim inliyor, esnaf, çiftçi, memur. 6 saat esnaf gezdim; 6 saat gezdiler, Anadolu Ajansı’nda var, yayınlamadılar. ‘Çok zor durumdayız, ilk seçimden sonra iyi olacak, erken seçim ne zaman?’ Kemal Bey geziyor, Meral Hanım geziyor, soruyorlar, HDP’ye soruyorlar.
"Siz sorumlusunuz"
Ayvatoğlu... Kaç tane lüks araba. Kokain çekiyor. Tedaviye muhtaç. Ailesi için üzgünüz. Tez zamanda bu illetten kurtarılması lazım. Ama bu gencecik arkadaşım o sosyal medyada sergilediği zenginlik… AK Parti bunu hiç sormamış… Biz AK Partili seçmenlerin ‘yeter artık’ dediğini görüyoruz. Ayvatoğlu, buz dağının görünen yüzüydü. AK Partililer, bunların ne yapıp bu kadar zenginleştiği belli değilse, bu noktada siz sorumlusunuz.