Neden seçilmesine izin verdin ya da neden görevden aldın. Bunu niye yaptın? Seçilen milletvekilini alıp cezaevine atıyorsun, seçilen belediye başkanının yerine kayyım atıyorsun. Yıllar geçiyor yapılan yargılamalarda ceza alan bir milletvekili, bir belediye başkanı yok ama onun yerine kayyım atıyorsunuz. Bu temel sorunlardan biri. Bunun çözülmesi gerekiyor. Bunun çözülmesi için parlamentonun bu konuyu 84 milyon kişinin gözleri önünde tüm açıklığıyla tartışması gerekiyor. Bizim olmazsa olmaz dediğimiz ilke budur. 84 milyon insan, neyi tartıştığımızı, neden tartıştığımızı ve çözüm önerilerini bilmezse bu sorunlara yabancılaşır ve kutuplaşma olur. Toplumun kutuplaşmasının önüne geçmek için parlamento da konuşulan sorunların tüm çıplaklığıyla konuşulması gerekiyor. Her partinin bu konuda görüşü neyse açık açık söylemesi gerekiyor. Mesela kayyım siyasetine nasıl bakıyor siyasi partiler? CHP kayyım siyasetini reddettiğini açık açık söyledi. Diyarbakır’da ayrı, Ankara’da ayrı bir uygulama olamaz."
"Demokratik bir ortam sağlandıktan sonra Kürtlerin ne istediğini onlara sormalıyız"
AKP'nin 81 ilde OHAL inşa ettiğini söyleyen Kaya, "Tankların, panzerlerin sokak ortasında dolaştığı ve altında çocukların ezildiği şehirler varsa ve bu bir gerçekse o zaman sizin kulaklarınız sağır, gözleriniz kördür. Burada bir Kürt sorunu vardır, bu sorun Şırnak'ta Hakkari’de yaşanıyor, Ankara, Nevşehir’de yaşanmıyorsa iller arasında ciddi bir ayrım var demektir. İller arasındaki ayrımı açığa çıkarmak gerekir. Neden bu sorun tartışılıyor, diyebilmek lazım. Bu sorun tartışılırken öyle bir zemin olmalı ki demokratik kitle örgütleri, STK, Kürt vatandaşlarımız ve kanaat önderleri düşüncelerini özgürce söyleyebilmeli. Düşüncelerini söylediklerinde ise bir gün sonrasında cezaevine atılmayacaklarının garantisi verilmesi gerekir. Bunun içinde demokratik bir ortam sağlanmalı, demokratik bir ortam sağlandıktan sonra Kürtlerin ne istediğini onlara sormalıyız. Hangi sorun çözülecek diye soruyoruz. Bunu Kürtler kendileri anlatacak ve bunu özgürce konuşacak. Onların temsilcileri olan partiler, demokratik kitle örgütleri, dernek temsilcileri ve kanaat önderleri hiçbir kaygı ve korkuya kapılmadan düşüncelerini özgürce söyleyebilmeli. Bunlar söylendikten sonra biz parlamentoda daha gerçekçi bir tartışma yürütebiliriz." değerlendirmesini yaptı.
"Eğer CHP oy kullanmasaydı dokunulmazlıklar için referanduma gidilecekti"
CHP'nin HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yol açan maddeyi Meclis'te onaylaması üzerine gelen soruyu da değerlendiren Kaya, "Daha bu konular gündemde yokken CHP Genel Merkezi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüm milletvekili adaylarımızdan kürsü dokunulmazlığı hariç, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda noterden belge aldı. Hala siyaseten şunu savunuyoruz; kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıkların kaldırılması gerek. Parça parça, kişiye özel dokunulmazlıkların kaldırılması değil. O dönem CHP’den 21-22 milletvekili dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy kullandı. Referanduma gidilmesinin önüne geçildi. Eğer CHP oy kullanmasaydı referanduma gidilecekti, referanduma gidildiğinde ise seçmenin duruşuna bakmak lazım. Bir tarafta AKP, MHP diğer tarafta CHP ve HDP. O dönemde seçmen dağılımına bakıldığı zaman yüzde 60 oranında dokunulmazlıkların kalkacağı aşikardı. Bu yaşandığında sahada özgür propaganda yapamayan HDP’nin büyük sorunlar yaşayacağını görmemiz lazım. Dokunulmazlıklar konusuna ilkesel bakmak lazım. Yanlış anlaşılmasın sonuçları daha beter olurdu, noktasında söylemiyorum. Biz siyasi bir söylemin dokunulmazlık zırhına ihtiyaç duymadan özgürce söylenmesi gerektiğini savunuyoruz" sözlerini kaydetti.
"HDP’yi yok saymak 6 milyon insanı yok saymak demektir"
AKP'nin sorunu çözmek yerine kambur haline getirdiğini söyleyen Kaya, muhataplık tartışmasıyla ilgili ise, "HDP’yi muhatap almıyor, yok sayıyor. HDP’yi yok saymak 6 milyon insanı yok saymak demektir. HDP meşru bir partidir. Eğer siz HDP’yi parlamentoda ve sokakta yok sayarsanız, bu sorunu çözemezsiniz. İktidar olduğumuzda Kürtlere ne istediklerini soracağız. Nasıl yaparsak sizin yaşamış olduğunuz sorunları çözeriz, diye soracağız. Sorunun çözümüne ilişkin muhatap HDP’dir. HDP’yi muhatap görmeden, ne konuşsak sorun çözülmez. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk kurulduğunda Mustafa Kemal Atatürk döneminde Kürt milletvekilleri var mıydı, vardı. Kimlikleriyle Kürtleri temsilen gelmişlerdi. Kürtler, Cumhuriyetin kurucu unsurudur. 1921 Anayasası bugün uygulanırsa zaten sorun çözülür. Osmanlı’da da bir birliktelik söz konusuydu. Şimdi AKP Genel Başkanı Erdoğan çıkıyor ‘Kürt sorunu yoktur’ diyor, MHP’de bir zamanlar ‘Kürt yoktur’ diyordu" dedi.
"Muhatap 6 milyon oy verenlerdir"
İşin muhatabının Kürtlerin kendileri olduğunu vurgulayan Kaya, "Kitle örgütleri, dernekleri, kanaat önderleri var. Bu insanlar bu sorunu bizzat yaşayanlar. Bu sorunu yaşayanları dinlemek, çözüm yolunu bulmak gerekir. Onlar bize iki kez HDP’nin Diyarbakır adayını seçiyorum dediler, reddedildi. Milletvekili seçmiş o da reddedilmiş. Sandık konulmuş, o da iradesini ortaya koymuş, onun iradesini tanımak zorundasın. Onun iradesi meşru bir iradedir. Biz ne kadar meşru isek, Diyarbakır, Van, Mardin belediye başkanları da meşrudur. Onu da halk seçti, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nı da halk seçti. Nevşehir’de belediye başkanı görevden alınıyor, yerine belediye meclisinden biri seçiliyor ama Van’da bu uygulanmıyor. Bu nasıl çifte standart? Bu çifte standart sorunun çözümünü kronik hale getiriyor. Bu sefer muhatap tartışması başlıyor. Muhatap bunları seçenlerdir, muhatap 6 milyon oy verenlerdir, onlar muhatabı belirlediyse bize meşru, gayri meşru olduğunu tartışma düşmez. 6 milyon kişi muhatabım HDP demiş, biz bunu kabul etmek zorundayız" diye konuştu.
"Silahların gölgesinde demokrasi inşa etmek mümkün değil"
İnsanların ölüleri üzerinden siyaset yapma döneminin kapanması gerektiğini belirten Kaya, "Kerpiç evlere, gecekondu evlere asker cenazeleri geliyor. Dağa çıkmış Kürt gençlerinin cenazesi gelemeyebiliyor. Cenazelerine ağıt yakamayan anneler var. Cumartesi Anneleri ile Diyarbakır'da HDP önünde oturan anneler çocuklarını arıyor. Yapılması gereken şu; silahlar toprağa gömülecek, demokrasiyi inşa edeceğiz. Silahların gölgesinde demokrasi inşa etmek mümkün değil" dedi.
"Demokrasi ağırlıklı bir metindi"
HDP'nin açıkladığı 11 maddelik deklarasyonla ilgili de konuşan Kaya şu sözleri söyledi:
"Demokrasi ağırlıklı bir metindi. Türkiye'de 3’üncü cephe olarak demokrasi cephesini kuracaklarını ilan ettiler. Seçimlere bir demokrasi cephesi oluşturarak gidecekleri, millet ve cumhuriyet ittifakı dışında bir demokrasi ittifakını kuracakları ekseninde bir metindi. Kadınlarla birlikte yürüyeceklerini ilan ettiler. Cumhurbaşkanı seçimleri içinde isim değil ilkeleri işaret ettiler. Tek adam diktasına karşı demokrasiyi savunacaklarını dile getirdiler. En önemli yanı demokratik bir parlamenter sistem vurgusuydu. Kendi çizdikleri hatta yolları açık olsun. Bizim bu kararlara saygı duymaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok. Demokrasiyi önceleyen her partiye saygımız sonsuz. Çünkü biz de demokrasi istiyoruz. Demokrasi isteyen herkes elbet bir gün aynı yolda buluşur"