Gündem

CHP'li Kaboğlu: Çocuğun cinsel istismarında somut delil aramaya kalkmak, bunu cezasız bırakma iradesini ortaya koyar

"4. Yargı Paketi’nde getirilen hususlar, onlara göre reform bize göre değil, reform adını vermek zor, ‘dağ fare doğurdu’ diyebilirim"

01 Temmuz 2021 18:04

CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Grup Sözcüsü İbrahim Kaboğlu, 4. Yargı Paketi’nde yer alan, “çocuğun cinsel istismarı’ suçunun da bulunduğu katalog suçlarda ‘somut delil aranması” şartı için “Çocuğun cinsel istismarında somut delil aramaya kalkmak, bunu cezasız bırakma iradesini ortaya koyar. O bakımdan bu bir tuzaktır, tehlikelidir” açıklamasını yaptı. 

 Kaboğlu, TBMM Genel Kurulu görüşmeleri haftaya ertelenen 4. Yargı Paketi’ni şu şekilde değerlendirdi: 

"Bizimki reform ise öbürü fare bile değildir"

Kaboğlu, “4. Yargı Paketi’nde getirilen hususlar, onlara göre reform bize göre değil, reform adını vermek zor, ‘dağ fare doğurdu’ diyebilirim. Bazı ufak tefek, çok ürkek adımlar ve iyileştirmeler söz konusu olmakla birlikte birtakım tuzakları da beraberinde getiren bir metin. Komisyonda özellikle vurguladım, bizim yaptığımız reformdu. Bizim toplam 189 maddeden oluşan, 12 ayrı yasa önerisi reformdur. Bizimki reform ise öbürü fare bile değildir” dedi.

"Çok tehlikeli tuzak barındırıyor"

Nitelikli suç kapsamına boşanmış eşe karşı işlenen suçların da alınmasına ilişkin şunları söyledi:

“Çok ürkek ve sınırlı değişikliklerle yetindiği gibi kadına yönelik şiddet ve cinayet suçları konusunda çok tehlikeli bir tuzak barındırıyor. Şimdiye kadar ağırlaştırılmış cezanın uygulanması, kadın cinayetlerinde sadece evlilik ilişkisi içinde öngörülmüştü. Şimdi eski eşe de yönlendiriliyor. Ama dikkat edin; nikahsız birliktelikler, özgür iradeyle yaşamdan, geleneksel baskı sonucu imam nikahı ile yaşayan kişiler arasında şiddet veya cinayet söz konusu olduğu zaman ağırlaştırılmış ceza söz konusu olmayacak. Hiç ilişki yaşamadığı halde bir erkek ‘beni reddetti’ diye kadını öldürebiliyor. Şimdi biz evlilikle sınırladığımız şiddeti, hiç ilişki yaşamadığı halde sırf erkek reddedildi diye uygulanmaması cinsiyet temelinde bir ayrımcılıktır. Bu aslında yaşam hakkı, kadın hakları, erkek kadın eşitliği ve özellikle erkek ve kadınlar arasında haysiyet bakımından eşitliği, evli olan veya olmayan kadınlar arasında eşitlik ilkelerine aykırıdır. Israrlı takip suçunun öngörülmesi İnsan Hakları Eylem Planı’nda dinlendirildiği herhalde bu da yok.

"Ayrımcı yaklaşımları örtüşüyor"

Bugün talihsiz bir gün. Talihsizlik İstanbul Sözleşmesi. 1 Temmuz’da da geçerli olduğunu savunmam gerekiyor. Çünkü ‘Cumhurbaşkanı’nın kararı yok hükmündedir’ dedim, hala o görüşümü savunuyordum. İstanbul Sözleşmesi’ni fesih iradesinin arkasında sözünü ettiğimiz 4. Yargı Paketi adı verilen bu pakette öngörülen ağırlaştırılmış kadına yönelik şiddeti uygulanmasında ayrımcı yaklaşımları dikkate aldığımızda, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek iradesiyle kadına bakıştaki ayrımcılığın örtüştüğünü görmekteyiz. İktidarın gözünde evli kadın makbul oluyor, evli olmayan kadın daha az makbul oluyor.”

"Somut delil aramaya kalkmak, cezasız bırakma iradesini ortaya koyar"

İçinde “çocuğun cinsel istismarı’ suçunun da bulunduğu katalog suçlarda “somut delil aranması” şartını taşıyan teklifin, iki çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığı Elmalı davasının gündeme gelmesiyle haftaya ertelenmesi için Kaboğlu, şöyle konuştu:

"Çocuğun cinsel istismarında somut delil aramaya kalkmak, bunu cezasız bırakma iradesini ortaya koyar. O bakımdan bu bir tuzaktır, tehlikelidir. Bizim bu kadar uzun muhalefet şerhi yazmamızı nedeni; bu tür tuzaklara dikkat çekmek ve Genel Kurul’da aşırı aykırılıkları ayıklama yönünde ciddi bir mücadele vermek ya da çocuk istismarı sonucu işlenen suçları bir biçimde çocuk yaşta doğum yapan kişilerin partnerlerinin affedilmesine yönelik kapı aralayacak düzenlemelere karşı çıkmak. MKE, hesapta yokken bir anda Genel Kurul gündemine getirildi. O zaman kuşku acaba biz burada parti olarak da Türkiye o kadar adalete susamış bir ülke ki o kadar yoğun, yaygın, sistematik insan hakkı ihlalleri var ki yargı o derece çökmüş ki varsa olur ufak tefek adımları bile destekleyebilecek konumdayız. Çünkü bu konularda iktidar, Türkiye'de her gün yeni bir trajedi yaşatıyor. Elmalı olayında olduğu gibi. Bu açıdan uyanık olmamız gerekiyor, gelecek haftaya yönelik olarak. ‘Acaba bu paketi bir gece yarısı operasyonlarla geçici madde ya da ekleme maddelerle bu konuya ilişkin düzenleme yapılacak mı.’ Çocuk istismarında somut delil koşulunun uygulanmaması gerektiğini… Çocuklar, gencecik kızlar belki ömür boyu konuşamayacaktır, belki 50 yıl sonra konuşacaktır, belki 5 yıl sonra karikatürlerle anlatacaktır. Siz şunu mu söyleyeceksiniz? ‘Hadi bana delil göster.’ Böyle bir şey olabilir mi? Utanç vericidir. Bir de bu konulara bakış açısının ne kadar sakat olduğunu göstermektedir.”

TIKLAYIN - Türkiye, tepkilere rağmen ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi'nden resmi olarak ayrıldı