Gündem

CHP'li Gökçel: Eskiden devlet ormanı korurdu, şimdi orman köylümüz ormanı AKP'den korumaya çalışıyor!

"Yirmi yıllık AKP iktidarında tarım da orman da yıkım dönemini yaşıyor"

10 Aralık 2022 00:32

CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, "AKP'den önce ormanın bakımı orman köylüsü tarafından yapılırdı, orman köylümüz buradan gelir elde ederdi, ormana gözü gibi bakardı. Şimdi, orman köylüsünü ormana sokmuyorsunuz, ormanı ihaleyle şirketlere veriyorsunuz, şirketler ağaçları kesiyor, kökünü söküyor, çalılarını kesiyor, ormanlık alanları delik deşik ediyor. Eskiden devlet ormanı korurdu, şimdi orman köylümüz ormanı AKP'den korumaya çalışıyor" dedi. 

Gökçel, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde şu açıklamalarda bulundu: 

"Yirmi yıllık AKP iktidarında tarım da orman da yıkım dönemini yaşıyor"

“Tarımsal üretim insanlık için, insanlarımız için çok önemli ancak AKP yirmi yıldır bunun farkına varamadı. AKP iktidarında ülkemiz tarımsal üretimde kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkmış, ithalatçı bir ülke hâline gelmiştir. Yirmi yıllık AKP iktidarında tarım da orman da yıkım dönemini yaşıyor. Ormanlarımız AKP'nin beceriksizliğinden cayır cayır yandı. Vatandaşlarımız ormanı söndürelim derdindeyken atanmış bakan, Cumhurbaşkanından ormanı söndürmek için talimat bekliyor. Yuh olsun size! Orman yangınlarından sonra da yanan bölgelerdeki ağaçlarımızı şirketlere peşkeş çekme derdine düştünüz. Ülkemiz bunu hiç hak etmiyor. AKP'den önce ormanın bakımı orman köylüsü tarafından yapılırdı, orman köylümüz buradan gelir elde ederdi, ormana gözü gibi bakardı. Şimdi, orman köylüsünü ormana sokmuyorsunuz, ormanı ihaleyle şirketlere veriyorsunuz, şirketler ağaçları kesiyor, kökünü söküyor, çalılarını kesiyor, ormanlık alanları delik deşik ediyor. Eskiden devlet ormanı korurdu, şimdi orman köylümüz ormanı AKP'den korumaya çalışıyor.

"Son beş yılda ormandan ağaç kesimi yüzde 70 arttı"

Son beş yılda ormandan ağaç kesimi yüzde 70 arttı, Orman Kanunu'nu 29 kez değiştirdiniz, daha dün Cumhurbaşkanı kararıyla 160 bin metrekare alan orman dışına çıkartıldı. Ormanları maden şirketlerine peşkeş çekiyorsunuz, talan ettiriyorsunuz. Yörüklerimiz hayvan otlatmaya yayla bulamıyor, mera bulamıyor. Yörükleri yerlerinden ettiniz, yurdundan ettiniz. Siz, ormanları yağmalayan bir iktidarsınız.

AKP'nin yirmi yıllık iktidarının sonunda vatandaşlarımız et alamıyor, süt alamıyor, yumurta, peynir alıyor. Çiftçilerimiz de her geçen gün üretimden uzaklaşıyor. Ayağı toprağa değmemiş bakanlar bir kişinin ağzına bakarak tarımı yönetmeye çalışıyor. Tarım bakanları sorunlara çözüm üreteceğine Recep Tayyip Erdoğan'a nasıl hoş görünürüz bunun derdinde. Çiftçiler traktörlerine mazot alamıyor, gübre atamıyor, yem alamıyor, elektrik parasını ödeyemiyor. Mersin'de benim üreticim su parasını ödeyemiyor, su parasını. Tarımsal girdi enflasyonu yüzde 138'in üzerine çıktı, tarım ÜFE son bir yılda yüzde 163'ün üzerine çıktı. Çiftçilerin borçları 250 milyar lirayı geçti. Çiftçinin takibe alınmış borcu 3 milyar lirayı buldu. Bu rakamlar krizin itirafıdır, çöküşün resmidir, AKP'nin özetidir. 

"Bakan, seçilmişlerden değil de atanmışlardan olunca aklı tarlada değil, sarayda oluyor"

Bakan, seçilmişlerden değil de atanmışlardan olunca aklı tarlada değil, sarayda oluyor. Değerli arkadaşlar, vahim bir gerçek var ülkemizde: Bu yıl 2,5 milyona yakın süt sığırı kesime gitti. Bu ne demek biliyor musunuz? Ana da gitti, dana da gitti. Hayvanlar karnında yavrularıyla kesildi. Benim içim yanıyor Ey Bakan, o görüntüleri gördüyseniz eğer siz üzülmüyorsanız benim buna insan olarak diyeceğim bir şey yok. Siz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz. Çiftçi hasat yapıp para kazanacağı zaman patatesin, soğanın, limonun, 122 ülkeye ihracat yaptığımız domatesin ve salçanın ihracatını yasakladınız. Narenciye ihracatına verilen desteği kestiniz. Bu domatesin serada maliyeti 10 lira, çiftçilerimiz bunu 9 liraya satamıyor ama vatandaşımız da 25 liraya bunu marketlerden almak zorunda kalıyor.

Burada AKP'ye bir önerim var: Marketlere saldıracağınıza çiftçiyi destekleyin, maliyetleri düşürün de vatandaşımız sebzesini, meyvesini, yumurtasını evine alabilsin.”  (ANKA)