Politika

CHP'li Emir: TCK’nın 299. maddesi, partili cumhurbaşkanları için de uygulanamaz, değiştirilmelidir

“Toplum terbiye edilmeye çalışılıyor”

12 Mart 2019 15:50

Ankara - Hülya Karabağlı

TBMM Anayasa Komisyonu üyesi ve CHP Ankara Milletvekili Murat Emir,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Denizli mitingindeki sözlerinden dolayı İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında başvurduğu Türk Ceza Kanunu’nun 299. Maddesinin tarafsız cumhurbaşkanları için çıkarıldığını bu nedenle partili cumhurbaşkanları için uygulanamayacağını söyledi.

Bu hükmen değiştirilmesi  gerektiğini  ifade eden Emir, “Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir siyasi partinin lideri, hatta o kadarki seçim meydanlarından memleketin yarısını, kendisine oy vermeyenleri “terörist” ilan edecek kadar da aslında bölücülükten zaman zaman çekinmeyen konumu söz konusu.  Böyle herkesi en ağır şekilde eleştiren, hakaret eden bir Cumhurbaşkanı’nın en ufak bir eleştiri karşısında 299 zırhı arkasına saklanması kabul edilemez.” dedi.

Toplumun tümü ve basının bu madde ile ‘kıskaç’ altına alınmaya, ‘terbiye edilmeye, korkutulmaya, sindirilmeye’ çalışıldığını belirten Emir, yakın zamanda yaşanan bir hakaret davasında takipsizlik kararı verilen bir hakimin de sürüldüğünü hatırlattı ve  “Bu şekilde yargı da korkutuluyor. Cumhurbaşkanı öyle bir konumda ki, onunla ilgili en olağan eleştiriler dahi, bir suç oluşturabilir ve buna suç değildir diyecek bir hakim de Türkiye’de bulma olanağımız maalesef kalmadı.” dedi.

“Toplum terbiye edilmeye çalışılıyor”

 Emir’in, T24’e değerlendirmeleri şöyle:  

 “Sayın Cumhurbaşkanı aslında ülkemizde birçok kesimle davalı. En çok dava yürüten  Cumhurbaşkanlarından birisi. Ama özellikle 299 kapsamında ülke çapında çok yoğun miktarda dava olduğunu görüyoruz. Bunların çok büyük bir kısmı sosyal medya üzerinden. 299. Maddenin aslında kötüye kullandığını, topluma bu maddeyle ayar verildiğini, toplumun terbiye edilmeye çalışıldığını, korkutulup, sindirilmeye çalışıldığını ciddi bir şekilde görüyoruz.

Zaten 299 kapsamında açılan bir davada, takipsizlik kararı veren,  mahkumiyet kararı vermeyen bir hakim HSYK kararıyla sürüldü ve hatta ilginçtir ki, o konunun görüşüldüğü HSYK görüşmesinde de, meslekten ihracını isteyecek kadar da aslında hukuku ve yargı bağımsızlığını hiçe saymış olduklarını göstermiş oldu. Bakınız o hakim, vicdanıyla karar verdiğini, dava açılan kişinin Facebook üzerinden yaptığı paylaşımın cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturmadığını ifade ettikten sonra diyor ki, “Yargıyı FETÖ cemaatinden kurtarıyorsunuz, bu hedefimizdir ama yargıyı korku cemaatine teslim ediyorsunuz” diyor.

Bu şekilde yargı da korkutuluyor. Cumhurbaşkanı öyle bir konumda ki, onunla ilgili en olağan eleştiriler dahi, bir suç oluşturabilir ve buna suç değildir diyecek bir hakim de Türkiye’de bulma olanağımız maalesef kalmadı.

“Ucube başkanlık sistemiyle Türkiye test ediliyor”

299. Madde,  tarafsız ve yetkileri sınırlı cumhurbaşkanları için tanımlanmış bir koruma. Bizim anayasal düzenimizde, cumhurbaşkanı partiler üstü, birleştirici, bütünleştirici, devletin, milletin birliğini temsil eden, Başkomutanlık görevini sembolik olarak temsil eden bir konumdadır. Dolayısıyla da sıcak siyasetin bir tarafı, parçası değildir. Zaten şimdiye kadarki uygulamalarda da cumhurbaşkanları kendilerini böyle konumlandırmışlardı. Dolayısıyla onlar siyasi rakiplerine ağır eleştiriler getirmedikleri gibi, onların da ağır eleştirilerinin muhatabı olmamışlardır. Oysa bugün başka ucube bir başkanlık sistemiyle Türkiye test ediliyor ve Türkiye’ye demokrasi, hukuk alanında ve ekonomisinde özellikle bir krizden başka bir şey getirmeyen bir düzenle yönetiliyoruz. Bu düzende de Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir siyasi partinin lideri, hatta o kadarki seçim meydanlarından memleketin yarısını, kendisine oy vermeyenleri “terörist” ilan edecek kadar da aslında bölücülükten zaman zaman çekinmeyen konumu söz konusu.  Böyle herkesi en ağır şekilde eleştiren, hakaret eden bir Cumhurbaşkanı’nın en ufak bir eleştiri karşısında 299 zırhı arkasına saklanması kabul edilemez.

Eğer Cumhurbaşkanı, böyle bir cumhurbaşkanı olacaksa, sıcak siyasetin bir tarafı olacaksa, bu tartışmalara girecekse, herkesi böyle eleştirecekse, aynı zamanda eleştirilere rakipleri kadar açık olmak zorundadır. Bu silahların eşitliği ilkesine de aykırıdır. 299.maddenin de bu anlamda mutlaka değiştirilmesi gerekir. Tüm ülke de basın da bu maddeyle kıskaç altında. “

TCK 299 ne diyor ?

TCK’nın, “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlığı altında yeralan 299. Maddedeki “Cumhurbaşkanına hakaret” suçu 2004 yılındaki değişiklikle gerçekleşti. 2005 yılında ise maddenin ikinci fıkrasında bir değişiklik yapıldı.

Türk Hukuk Sitesi’nde TCK’nın 299. Maddesi ve gerekçesi şöyle:

“Cumhurbaşkanına hakaret

(1)  Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.”

Madde Gerekçesi

MADDE 299.– Cumhurbaşkanının Devleti temsil etmesi ve Anayasada belirtilen görev ve yetkileri göz önüne alınarak onun kişiliğine yöneltilen hareketin bir bakıma Devlet kuvvetleri aleyhine cürümlerden sayılması gerektiği düşüncesinden hareketle bu madde kaleme alınmış ve Cumhurbaşkanına karşı hakaret müstakil bir suç hâline getirilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında, cumhurbaşkanına hakaretin alenen ya da basın ve yayın yoluyla işlenmesi, bu suçun bir nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir.

Üçüncü fıkraya göre, bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznini gerektirmektedir. Hakaret suçlarının niteliği gereği, suçun böylece bir kovuşturma koşuluna bağlanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.