Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan 18 ölüm Meclis gündemine taşındı. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer huzurevinde yaşanan ölümler ile ilgili vakit geçirmeksizin idari ve adli soruşturma açılmasını ve ihmali olan yetkililerin derhal görevden alınması ve yargılanması gerektiğini belirtti. Çakırözer, Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a da ‘huzurevinde salgın döneminde idareci bulunmadığı ve 17 yaşlı ile bir personelin ölümlerinde Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nün ihmalleri olduğu’ iddialarına yanıt vermesini istedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’ndeki covid - 19 ölümlerini Meclis gündemine taşıdı. Eskişehir Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’ndeki 72 yaşlıdan 46’sının Covid pozitif çıkması ve biri personel 18 kişinin ölmesinin normal olmadığını söyleyen Çakırözer, “Bu kurumda 30’a yakın çalışan personel de bulunmaktadır. Salgın döneminde Eskişehir çapında olsun, Türkiye çapında olsun diğer benzer sosyal bakım kurumlarında bu kadar yüksek vaka olmazken, bu kadar yüksek can kaybı yaşanmazken, Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde bu kadar vaka gözlenmesi ve biri personel olmak üzere 18 ölüm yaşanması üzücü olduğu kadar kaygı vericidir. Eğer bu rakamlar doğruysa Eskişehir’deki Koronavirüs ölümlerinin üçte biri Süleyman Çakır Huzurevi’nde yaşanmış demektir” dedi.
Çakırözer, “Kuruluşunda ailemiz büyüklerinin de katkısı olan bu kurumu zaman zaman ziyaret eden bir yurttaş olarak, devletin bakımı ve koruması altındaki büyüklerimizde bu kadar çok sayıda vaka gözlenmesi ve bunların önemli kısmının hayatını kaybetmesini üzücü olduğu kadar vahim ve kaygı verici buluyorum. Bu kadar vaka ve can kaybı normal değildir. Yaşlılarımızın ve idari personelin hayatını kaybetmesinde, kurumda salgın döneminde yaşanan idari boşluğun ve yönetim ihmallerinin etkisi olduğu iddiaları üzerine gidilmeli mutlaka idari ve adli soruşturma açılmalıdır. İhmallerin ana sorumlusu konumundaki Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri derhal görevinden alınmalı, gerekirse haklarında yargı süreçleri başlatılmalıdır” dedi. Çakırözer salgında hayatını kaybeden huzurevi sakinleri ve personelinin ailelerine de kapsamlı ve aydınlatıcı bilgi verilmesini istedi.
"Müdür kurumunun başında değil"
Huzurevinde yaşanan idari sorunlara ilişkin çok ciddi iddialar bulunduğunu anımsatan Çakırözer, “Huzurevinde bu yılbaşında, salgından önce yapılan görev değişikliği ile atanan yeni müdür ile müdür yardımcısının görev yerleri olan huzurevi yerine Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde görevlendirildiği iddiası var. Onların yerine de huzurevinin yöneticiliği görevi müdürlük sıfatı olmayan bir çocuk gelişim uzmanına geçici olarak verilmiş. Salgın tam da bu dönemde huzurevine bulaşmış. Deneyimli bir idareci kadro olsa belki de bu kadar vaka sayısı, bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Bu iddialar doğru ise durum çok vahim. Vakalarda ve ölümlerde ihmalin büyük etkisi var. Bu ihmalin sorumlusu kimlerse derhal görevden alınmalılar. Hemen idari ve adli soruşturmalar başlatılmalıdır” dedi.
"Hasta personel zorla çalıştırılmış"
Huzurevinde çalışan bir idari personelin de hayatını kaybettiği iddialarının doğruluğunu Bakan Selçuk’a soran Çakırözer, “Yaşlılarımızın yanı sıra salgında hayatını kaybeden kurum çalışanının hayatını kaybetmesinde de idari ihmal olduğu iddiası var. Bu personelin kronik hasta olduğu, buna rağmen İl Müdürlüğü tarafından kurumda yatılı olarak çalışmaya zorlandığı doğru mudur? Bu yapılan kronik hasta kamu çalışanlarının izinli sayılması gerektiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı genelgesine aykırı bir talimat değil midir? Eğer böyle bir talimat varsa bu ölümden sorumlusu bu talimatı veren yetkililer hakkında nasıl bir işlem başlatacaksınız?”
"Derhal soruşturma başlatın, ailelere bilgi verin"
Çakırözer, Bakan Selçuk’tan Eskişehir Süleyman Çakır Huzurevi’nde yaşanan ihmaller konusunda derhal idari ve adli soruşturma başlatılmasını, sorumluların görevden alınması ve yargıya sevk edilmesini istedi. Çakırözer, ayrıca yaşamını kaybeden kurum personelinin ailesine ve yaşamını kaybeden huzurevi sakinlerinin ailelerine de soruşturma sonuçları hakkında kapsamlı aydınlatıcı bilgi verilmesini istedi. Çakırözer, “Kendine emanet edilmiş yurttaşların ve kronik rahatsızlığı olan bir personelinin salgında göz göre göre ölümüne neden olan bir devletin şu anda yapması gereken tek şey soruşturmaları derhal başlatmak, sorumluları cezalandırmak ve yaşamını yitirenlerin ailelerine de sonuçlar hakkında aydınlatıcı bilgi vermektir” çağrısında bulundu.
"İdareciler neden yerinde yoktu?"
Çakırözer, Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’un yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde şu sorulara yanıt istedi:
- Hacı Süleyman Çakır Huzurevi Müdürlüğü görevinde Ocak ayında yapılan değişiklikten sonra kuruma hangi tarihte, kim müdür olarak atanmıştır? Kuruma atanan kişi huzurevinde müdürlük görevine hangi tarihte başlamıştır? Aradan geçen süre içinde neden kurumunun başında bulunmamıştır?
- Huzurevi’ne atanan Müdür ve Müdür Yardımcısının salgın döneminde huzurevi yerine, Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar İl Müdürünün yanında çalıştırıldıkları doğru mudur?
"Hangi önlemler alındı?"
- Huzurevinin atanmış müdür ve müdür yardımcısının yerine getirmediği müdürlük görevini, geçmişte huzurevi idareciliği vasfı olmayan bir çocuk gelişim uzmanının yürüttüğü doğru mudur? Huzurevi yönetimi deneyimi olmayan bu idareci salgın döneminde huzurevinde hangi önlemleri almıştır? Kendisinin de salgına yakalandığı ve kurumun bir süre tamamen idarecisiz kaldığı doğru mudur?
- Salgın döneminin başında daha vakalar gözlenmeden kurumda hangi önlemler alınmıştır?
- Kurum müdürü ve yardımcısının bulunmadığı, bir vekil çocuk gelişimci tarafından idare edilen huzurevinde salgının yayılmasında hangi ihmaller rol oynamıştır?
"Rahatsız personel nasıl çalıştı?"
- Hayatını kaybeden Huzurevi personelinin kronik rahatsızlığı bulunmasına rağmen İl Müdürlüğü talimatıyla salgın döneminde huzurevinde yatılı kalmaya zorlandığı doğru mudur?
- Personel bu talimata itiraz etmesine ve Cumhurbaşkanlığının kronik hastaların salgın döneminde çalıştırılmaması yönündeki genelgesini gerekçe göstermesine rağmen neden böyle bir dönemde kurumda çalışmaya zorlanmıştır?
- Bu personelin korona salgınından öldüğü bilgisi doğru mudur? Bu personelin ölümünde sorumluluk onu zorla bu süreçte huzurevinde tutanlar da değil midir?
- Şehirdeki en yüksek mülkü idare amiri olan Valinin bu yaşananlardan haberi var mıdır? Yaşananlara göz yumulmasına Valilik nasıl izin vermiştir?
"Soruşturma açın, görevden alın"
- Tüm bu ihmallerde sorumluluğu bulunanlar hakkında idari ve adli soruşturma süreçlerini başlattınız mı?
- İhmallerde sorumluluğu görülen Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Müdürü ve diğer yetkilileri soruşturma tamamlanıncaya kadar görevlerinden uzaklaştıracak mısınız?