-CHP: Hükümet özür dilemeli TBMM (A.A) - 03.01.2012 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Irak sınırında yaşanan olaya ilişkin, ''Kimin istihbaratı ile 35 yurttaş öldürüldü? Bunun yanıtını bekleyeceğiz. Hükümet çıkacak o ailelerden özür dileyecek. Recep Tayyip Erdoğan olarak gidip özür dileyecek'' dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin yeni yılın ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2012 yılına Van'da depremzedelerle birlikte girdiğini anımsattı. Depremin üzerinden 2,5 ay geçmesine rağmen sorunların azalmak yerine arttığını savunan Kılıçdaroğlu, bölgeyi ziyaret eden CHP'li milletvekillerinin çektiği fotoğrafların da buradaki dramı gösterdiğini ifade etti. Bölgede, her 100 kişiye bir tuvalet ve banyo düştüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, bir öğretmenin, 2,5 aydır iki kez banyo yapabildiğini anlattığını söyledi. Kendisinin de bir ailenin çadırına konuk olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Genç bir kadın, 'Biz MHP'liyiz' dedi. Anlattıkları insanlık dramıydı: 'Kimse bizimle ilgilenmiyor. Kanser hastasıyım. Depremden sonra tedaviyi yarım bıraktım. Kocam hastalandı ve Van'ın dışında bir hastaneye yatırdık. Çocuklara bakmak zorundayım.' Bu ailenin dramını sadece bir ailenin dramı olarak algılamamak lazım. Bu şekilde yüzlerce aile var. Bir gazetenin yazı işleri müdürü de 'Kemal Bey, çadırlardaki yurttaşların durumu yine iyi aslında. İstasyon Mahallesi'nde her aileye günde bir ekmek, bir öğün yemek veriliyor' dedi. Hükümet atıp tutuyor, 'şunu yaptık, bunu yaptık' diye. Allah aşkına ne yaptınız? 2.5 ay geçti. Para var, uzman var, imkanımız var, her şey var. Olmayan sadece ehil bir hükümet. Tipik başarısız bir hükümetle karşı karşıyayız. Depremin altında kalan Vanlı değil, depremin altında kalan Hükümettir." -''Hükümet o ailelerden özür dileyecek'' Irak sınırında yaşanan olaya değinen Kılıçdaroğlu, olaya ilişkin bazı sorular yönelttiklerini, ancak Hükümetin bunları henüz yanıtlamadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Önce, 'Bu insanlar neden öldü?' dedik. 'Efendim istihbarat aldık' dediler. Soru basitti, 'İstihbaratı kim verdi?' dedik. Genelkurmay Başkanlığı, 'Bize istihbarat geldi gereğini yaptık' diyor. Kaç gündür soruyoruz, 'Bu istihbaratı kimden aldınız, kim verdi?' İstihbaratın doğru çıkma şansı her zaman yoktur. Bunun için istihbarat yönetimi vardır. Acaba bu yönetimde zafiyet mi var? Evet var. Daha önce de vardı. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı kurdular, bütün istihbarat oraya gelecekti, değerlendirilip gereği yapılacaktı. Ne oldu? 35 yurttaş öldürüldü, aradan 24 saat geçti, Hükümetten tık yok. 'Hükümet neden konuşmuyor' dedik, ses yok. Sonra Hükümet sözcüsü, Başbakan konuşmaya başladılar. Ama bizim sorumuza yanıt vermediler. Bu istihbaratı size kim verdi? Kimin istihbaratı ile 35 yurttaş öldürüldü? Bunun yanıtını bekleyeceğiz. Giden çocukların çoğu aynı aileden 50-100 lira kazanmak için kaçakçılık yapıyorlar. Sınırın bu kadar tehlikeli olduğu yerde 50 lira 100 lira için o gencecik çocuklar hayatlarını neden feda ediyorlar? Hani kişi başı gelir yükselmişti, ekonomide çağ atlıyorduk? Asıl üzerinden durmamız gereken konu budur. Ekonomide bu çarpık tablo olduğu sürece bu kaçakçılık da bitmez, o insanların hayatı da tehlikeden kurtulmaz. Bu bir mecburiyet, çaresizlik ise bunun sorumlusunun bulunması lazım. O sorumlu bütün demokratik ülkelerde Hükümettir. Bizim ülkemizde de öyledir. O halde ülkeyi yönetenler bunun hesabını vermeliler. Yoksulluk bu boyutlarda. 35 tane gencecik insan öldü. Hükümet çıkacak o ailelerden özür dileyecek. Recep Tayyip Erdoğan olarak gidip özür dileyecek. Özür dilemenin de bir erdemi vardır. İkincisi ölenlerin yakınlarına tazminat ödenmeli.''