Gündem
BBC Türkçe

CHP 'Hayır' kampanyası için Diyarbakır sokaklarında

Milletvekillerinden oluşan CHP heyeti, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki referandum gezisine Diyarbakır'dan başladı. Heyet, Diyarbakır sokaklarında çok farklı tepkilerle karşılaştı. Hatice Kamer'in izlenimleri...

14 Mart 2017 15:54

Aralarında İstanbul milletvekilleri Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Mahmut Tanal, Enis Berberoğlu'nun da bulunduğu CHP heyeti, bazı Güneydoğu Anadolu kentlerini kapsayan referandum kampanyası gezisine Diyarbakır'da başladı.

Heyetin basın açıklamasında konuşan Gürsel Tekin, bölgede halkla buluşup 'neyin hayırlı neyin hayırsız olduğunu anlatacaklarını' söyledi.

Tekin, "Bu 18 maddelik anayasa değişikliği hiç kimsenin derdine deva olamaz. Başbakan Yıldırım, 'Erdoğan için değil herdoğan için yapıyoruz' diyor bu değişiklikleri. Sizin çocuklarınızı bilmem ama bu ülkede her doğan çocuk borçlu doğuyor" dedi.

Tutuklu DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) belediye başkanları ve HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekilleri için de, "Millet iradesiyle seçilenleri öyle derdest edemezsiniz. Tecrit edilmiş bir parti var. Diyorlar, belediyeler örgüte yardım ediyor. 15 yıldır siz iktidarsınız varsa öyle bir şey sorumlusu sizsiniz" ifadelerini kullandı.

CHP heyeti daha sonra Dağkapı ve Ofis semtlerinde Diyarbakırlılarla bir araya gelerek neden hayır dediklerini anlattı.

Milletvekilleri, "Hayır'lı günler" diye selam vererek kent caddelerini dolaştı.

Heyeti izleyen #HalkınOtobüsü'nden sık sık Kürtçe "Amed halkına binlerce selam" anonsları yapıldı.

OHAL ilanından sonra şehrin caddelerinde uzun zamandır Kürtçe anonsların duyulmuyordu, hem bu anonslar hem de CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın halkla Kürtçe konuşması Diyarbakırlıların dikkatini çekti.

Kürtçe anonslardan dolayı grubu HDP heyeti sananlar da oldu.

Heyetten kişisel sorunlarının çözümü için yardım isteyenler oldu, HDP'nin tutuklu milletvekilleri ve Kürt sorununun çözümü için daha fazla rol almalarını isteyenler de. Ama OHAL uygulamaları herkesin ortak şikayet konusuydu.

CHP heyetinin konuştuğu Diyarbakırlılar arasında evet kullanacağını söyleyenler de oldu, neye mal olursa olsun hayırdan taviz vermeyeceğini söyleyenler de.

Bazı kent sakinleri Mahmut Tanal ile hayır sloganı attı, bazıları ise evet sonucunun da hayır sonucunun olumlu bir getirisinin olmayacağını belirtti.

Bazı kişiler CHP milletvekili Elif Doğan Türkmen'in 1 milyon lirayı aşan faturasına tepki gösterdi.

CHP heyeti gezisi kapsamında Dört Ayaklı Minare sokağına giderek Diyarbakır Barosu eski başkanı Tahir Elçi'nin vurulduğu yere karanfil bıraktı.

Sokağın girişi hala brandalarla kapalı. Polisler sadece milletvekillerin geçmesine izin verdi.

Buraya giremeyen gazeteciler Sur'un son durumuyla ilgili detayları, gazeteci Naci Sapan'ın paylaştığı fotoğraflardan görebildi.

Hasırlı mahallesinin eski sakinlerinden olduğunu söyleyen bir kadın, heyetten iki özürlü çocuğu için yardım istiyor.

Şehitlik semtinde yaşadığını ve her gün buraya gelerek nefes aldığını söylüyor.

Referandum gündeminden o kadar uzak ki, seçimin ne için yapıldığını bile bilmiyor. Onun tek derdi eski evine geri dönebilmek.

Heyetin bir sonraki güzergahı, her siyasi görüşten insanların oturup sohbet edip çay içtiği, siyasetler üstü bir yer olan açık Ulu Cami önü.

Açık hava kıraathanesi gibi olan bu yer, birçok seyyar satıcı ve işportacı için de ekmek kapısı.

Mahmut Tanal hızını alamayıp, orda bulunan bir defi eline alıp vatandaştan hayır oyu istiyor.

Milletvekillerin hal hatır sorduğu cami önündeki iki yaşlı adam, evet oyu kullanacaklarını söylüyorlar.

Ama yanlarındaki bir başka adamsa hayır oyu kullanacakmış. Oyların rengi belli olunca bu üç kişi arasında hararetli bir tartışma başlıyor.

Evet oyu kullanacağını söyleyen yaşlı adamlardan biri "Sen kime yutturuyorsun, Bu ülkede gelmiş, geçmiş en iyi hükümet bu hükümettir, 77 yaşındayım, Demirel'i de gördük, diğerlerini de. Kılıçdaroğlu'nun bize ne faydası olacak ki" diyor.

Yanındaki de "He valla doğrudur, Ak Parti iyidir, diğerleri hep yalan söylüyor, Kılıçdaroğlu Alevidir yahu, Tuncelili" diye devam edince, solunda oturan adam bu sözlere sert tepki gösteriyor:

"Alevi öyle mi, evet demeyecekleri için böyle konuşuyorsunuz. Ben hayır diyorum, kellemin gideceğini bilsem de oyum hayır".

Onun bu sözüne karşılık her iki yaşlı adam "Evet demezsen deme, biz evetçiyiz!" diye cevap veriyorlar.

Gerginlik artınca, onları sakinleştirmek gazetecilere düşüyor. Hayır oyu kullanacağını söyleyen adam öfkelenerek oradan kalkıyor. 77 yaşında olduğunu söyleyen yaşlı adam da arkasından "Biz değil Türkiye'nin yüzde 75'i evet diyecek" diye sesleniyor.

Arkadaşı da, "Yahu daha ne yapsın, hepimize maaş bağladı bu hükümet, ondan iyisi çıkmaz, CHP taş üstüne taş mı koydu?" sözleriyle onu destekliyor.

Heyetin selam verdiği yaşlı simitçi de evet oyu kullanacağını söylüyor.

Daha önce HDP'ye oy vermiş, referandumda neden evet diyeceğini şöyle açıklıyor.

"12 yıldır simit satıyorum, kalp kapaklarım çürümüş, iki ameliyat oldum, bel fıtığım var, mecbur olmasam simit satar mıyım? Kimse bir gün bana sahip çıkmadı, şimdi AKP biraz ümit veriyor, eğer yardım etmezse sonra yine hayıra döneceğim".

İsim vermek istemeyen genç bir adam önceki seçimlerde HDP'ye oy verdiğini ama bu sefer evet oyu kullanacağını söylüyor. Onun gerekçesi simitçiden farklı, hendeklerden dolayı evet oyu kullanacağını anlatıyor.

"Hepimiz İslamız, insanız, kardeşiz. Buraların güzelleştirilmesi gerekirken, devletle savaştılar, savaşı şehirlere getirdiler. Birçok akrabamın evi yıkıldı, onlar yıktı, devlet yapıyor şimdi, bu yüzden evet oyu kullanacağım" diyor.

Onu dinleyen bir başkası da, "Ben ne evet diyeceğim ne de hayır. Her ikisi de bana zarar veriyor, ikisi de bana lazım değil. Daha önce HDP'ye oy verdik ama taşlarla, hendeklerle hem bizi cezalandırdılar hem de kendi sonlarını getirdiler. Hepimiz Kürdüz, ama parti bu çatışmalara izin vermemeliydi, fakat gidip AKP'ye de oy kullanmam. Bu yüzden de oy kullanmayacağım, asıl böylesi daha hayırlı" diyor.

Diyarbakır'a miletvekili olarak ilk kez gelen Barış Yarkardaş da halktan bir ilgi olduğunu ama kırgınlığın saklanmadığını da ifade ediyor. Yarkadaş, BBC Türkçe'ye Diyarbakır izlenimlerini şu sözlerle aktarıyor:

"CHP'nin Kürt sorununun çözümüne daha radikal yaklaşmasını bekliyorlar. Dokunulmazlıkların kaldırılmasından sonra bölge halkındaki duygusal kırılma ve kopuş daha da derinleşti. Birebir sohbetlerde sitemlerini dile getiriyorlar. 'Biz bu ülkenin yurttaşıyız, topraklarında yaşıyoruz ve sınırlarında yaşamak istiyoruz' diyorlar, 'ama kültürel haklarımız verilsin, oy verdiğimiz partinin belediye başkanları haksız yere görevden alınmasın, partimizin eş başkanları, milletvekilleri haksız yere tutuklanmasın' diyorlar."

CHP İstanbul milletvekili Yarkardaş, referandumun nabzıyla ilgili Diyarbakır'ı İzmir'e benzetiyor ve de Diyarbakır'ın yüzde 84 oranında hayır oyu kullanacağını savunuyor.

"Kendimi İzmir'deki esnafı ziyaret ediyormuş gibi hissettim. Ki Diyarbakır'daki hayır oyları İzmir'den daha yüksek çıkacak. Dokunulmazlıklardan sonra artan baskıdan dolayı halk belli bir süre sesini çıkaramamış ama bu sessizlik sandıkta hayır yönünde bir öfkeye dönüşecek" diyor.

Yarkadaş, "Diyarbakır'da insanlar AKP'nin MHP'lileştiğini ve Kürt sorununu hiçbir şekilde artık çözemeyeceğini düşünüyor. İnsanlar referandumu AKP'ye yönelik bir uyarı fişeği olarak görüyor" görüşünü savunuyor ve ekliyor:

"Başkanlık sisteminin bu ülkenin bölünmesine yol açacağını söylüyorlar, bölünmek değil, birlikte yaşamak istediklerini ifade ediyorlar. Ama AKP'nin getirmek istediği bu sistemin birlikte yaşamın önündeki en büyük engel olduğunu söylüyorlar."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir