Gündem

Özgür Özel: Normalleşme, sorunları fark etmeyi, yapıcı eleştirilerde bulunmayı, gerektiğinde toplu eylemlerle meydanları doldurmayı ve sesimizi güçlü bir şekilde duyurmayı içerir

02 Haziran 2024 13:30

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, normalleşme konusundaki yaklaşımlarını, "Ancak ben şunu söylüyorum; normalleşme, muhalefetin dozunu düşürmek değil, vatandaşın sorunlarını göz ardı etmek değil, haksızlıklara sessiz kalmak hiç değil. Normalleşme, müzakere ve mücadeleyi içerir, sorunları görmeyi, yapıcı muhalefet yapmayı, gerektiğinde meydanları doldurmayı, eylem yapmayı ve sesimizi gür bir şekilde çıkarmayı gerektirir" diyerek özetledi.

Özel, ayrıca Türkiye'nin tarım ülkesi olma özelliğini kaybettiğini ifade etti. Türkiye'nin bereketli topraklarına rağmen, bazı kişilerin yurtdışında toprak kiralayıp tarım yaptığını ve AKP iktidarları döneminde Hollanda büyüklüğünde toprakların ekilmeden bırakıldığını belirtti. Bu durumun köylü, çiftçi ve tarım sektörü çalışanlarının haklarını savunurken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir" sözünü unutmadan hareket ettiklerini vurguladı.

CHP Genel Başkanı, özellikle çay üreticilerinin geçim kaynakları olan çay tarımında belirlenen 17 lira gibi düşük fiyatı eleştirdi. Bu fiyatın, üreticilere iflas etmeleri gerektiğini ima ettiğini söyleyerek, hükümetin çay fiyatlarını sosyal medya yerine üreticilerle yüz yüze, onların yaşadıkları yerde açıklaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Çaykur işçilerinin yıllık çalışma sürelerinin yarısının işsiz geçtiğini, maaşlarının enflasyon karşısında eridiğini ve bazılarının asgari ücretin altında ücret aldığını belirterek, işçilerin tam kadro ve daha iyi çalışma koşulları taleplerine dikkat çekti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, çay üreticilerinin sorunlarına dikkati çekmek amacıyla Rize’de 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen Çay Mitingi'nde konuştu.

 

Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Normalleşme, yapıcı muhalefet yapmayı gerektirir"

"Milletin gündeminde ne varsa o bizim gündemimizde olacak. Onu konuşacağız, onu anlatacağız, müzakereler yapacağız. Eğer sonuç alamazsak, sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir. Sizin sesinizi duyacağız ve duyuracağız. Bazıları siyasetteki normalleşmeden rahatsız olabilir ve eski kavgalı, tartışmalı günleri geri getirmek isteyebilir.

Ancak ben şunu söylüyorum; normalleşme, muhalefetin dozunu düşürmek değil, vatandaşın sorunlarını göz ardı etmek değil, haksızlıklara sessiz kalmak hiç değil. Normalleşme, müzakere ve mücadeleyi içerir, sorunları görmeyi, yapıcı muhalefet yapmayı, gerektiğinde meydanları doldurmayı, eylem yapmayı ve sesimizi gür bir şekilde çıkarmayı gerektirir.

"Türkiye İttifakı'nın verdiği görev ve sorumlulukla buradayız"

CHP olarak bugün burada bulunmamızın ana sebebi, 31 Mart'ta hep birlikte elde ettiğimiz büyük başarının, Türkiye İttifakı'nın üzerimize yüklediği ağır sorumluluktur. Türkiye İttifakı'nın verdiği görev ve sorumlulukla burada olduğumu belirtmek isterim. Karşımda sadece CHP'li yüzler değil, tüm görüşlerden Rizeliler var. Doğu Karadenizliler burada. Burada Rize İttifakı'nı, Çay İttifakı'nı görebiliyoruz. Bu topluluk, bölgesel ve ulusal birlikteliğimizin bir göstergesi olarak önem taşıyor.

"İsrail'i kınıyoruz"

Filistin'i tanıyan ülkelerle tek tek iletişim kuruyoruz ve teşekkür mektupları gönderiyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 50 ülke Filistin'i tanıdı. Tüm dünyanın Filistin'i tanımasını umuyoruz ve zulmün son bulmasını talep ediyoruz. İsrail'in gerçekleştirdiği katliamları ve soykırımı Rize'den bir kez daha kınıyoruz.

"Bir ülke kadar toprağı kadar tarım alanı kaybedildi"

Yıllardır Türkiye'nin bir tarım ülkesi olduğuyla övündük. Üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsim yaşanan, her türlü ürünün bereketle yetiştiği topraklara sahip bir ülke olarak gurur duyduk. Ancak ne yazık ki, son yıllarda tarım ülkesi olma özelliğimizi kaybettiğimizi üzülerek gözlemliyoruz. Bereketli topraklarımıza sahipken, bazıları Afrika ve Venezuela'da toprak kiralayıp tarım yapıyor. Ülkemizde her yıl Trakya büyüklüğünde toprak ekilip biçilebilirken, AK Parti iktidarı döneminde Hollanda kadar toprak işlenmeden kaldı ve bu topraklar kaybedildi. Bu yüzden köylünün, çiftçinin ve tarımda çalışanların haklarını savunurken, bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir" sözünü hiç unutmuyoruz ve bu vizyonla hareket ediyoruz.

Rize ve çay üretimiyle geçinen yurttaşlar

Bir buçuk milyon insan, 250 bin aile çay tarımıyla geçiniyor. Çayın fiyatını sosyal medya üzerinden açıklamanızı anlamıyoruz. Gelin, Rize'ye üreticinin yüzüne bakarak fiyat açıklayın. 17 lira gibi bir fiyatı utanarak tweet atıyorlar. 17 lira ile geçinmek mümkün mü? Bu fiyatı kabul etmiyoruz. 17 lira, çay üreticisine "İflas et, sen aradan çekil, biz zenginlerle devam edeceğiz" demek anlamına geliyor.

Kadro talebi

Çaykur'da 11 bin işçi emek veriyor. Bu işçiler artık yılda 6 ay çalışıp, 6 ay işsiz kalmak istemiyorlar. Yıllar içinde enflasyon karşısında aldıkları zam yetersiz kaldığı için maaşları eridi. Çaykur işçileri, 20 yıl önce asgari ücretin dört buçuk katı kadar ücret alırken, bugün maalesef bu oran bir buçuk asgari ücrete kadar geriledi ve bazıları asgari ücretin altında maaş alıyor. İşçiler kadro talep ediyor; onlar sadece çalışmak, kazanmak ve ülkeye katkıda bulunmak istiyorlar.

"Çay Kanunu önerimizi tekrarlayacağız"

Ayrıca, çay üreticilerinin sorunlarını çözecek bir çay kanunu çıkarılması şart. Geçmişte, İstanbul Milletvekilimiz Mehmet Bekaroğlu ve Tahsin Ocaklı ile birlikte bir çay kanunu teklifi verdik. Bu teklif kabul edilirse hem işçinin hem de üreticinin sorunları çözülecek. Ne yazık ki, bu öneri AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Tahsin Bey, öneriyi yeniden verin. Buradan Sayın Erdoğan’a ve Sayın Bahçeli’ye sesleniyoruz: Önergeyi reddetmeyin, Rize’yi unutmayın.

Hem mevsimlik işçilere kadro verilmeli, hem de çay üreticileri için üretici sendikasına izin verilmelidir.

Rize'de bacasız fabrika sorunu

Bir önemli şikayeti de bugün duydum. Rize'de birçok fabrikanın bacasında filtre olmadığı söylendi ve fotoğraflar gösterdiler. Buradan ilgili bakanlığa sesleniyorum, o fabrikalara filtreler takılacak ve Rizeli'nin üzerine kurum yağmayacak."