Gündem

CHP’den ‘bağımlılıkla mücadele’ raporu: Yüzde 40’ının düzenli bir işi yok, yüzde 20’si işsiz; aylık ortalama gelirleri asgari ücretin altında

"Rehabilitasyon süreçleri eksik bırakılıyor, destekler bir yıl devlet tarafından karşılanmalı"

09 Nisan 2021 14:08

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, ‘Bağımlılıkla Mücadeleye Yönelik Sosyal Politika Önerileri’ başlıklı raporunu kamuoyuna açıkladı. Covid-19 sürecinde devlete bağlı AMATEM’lerin hizmet vermediğine dikkati çeken raporda, bağımlılıkta eğitim durumu, işsizlik ve gelir seviyesinin düşük olması önemli bir etken olduğu belirtildi.

“2019 yılında madde kullanımı nedeniyle tedaviye başvuranların eğitim durumlarına bakıldığında yüzde 88.2’sinin 1-8 yıl arası eğitim aldıkları görülmektedir” denilirken; uyuşturucu suçlarından dolayı haklarında adli işlem yapılan 15 bin 328 şüpheli ile yapılan anket sonuçlarına göre hazırlanan raporda, “kullanıcıların yüzde 54.5’inin düzenli bir işi olduğu görülmekteyse de aylık ortalama gelirlerinin asgari ücretin altında olduğu anlaşılmaktadır” ifadeleri yer aldı.

Taşkın’ın raporunda üzerinde durduğu bir başka konu ise oyun ve kumar bağımlılığı oldu. Türkiye’nin günde ortalama 7 saat 29 dakikasını internette geçirdiğini vurgulayan Taşkın, “Telefonda en az bir kere oyun oynayanlar sıralamasında Türkiye, yüzde 49 ile dünyada ilk sırada yer almaktadır. Oyun oynama oranlarına gelince dikkate değer bir durum ortaya çıkmaktadır: Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenlerin oranı yüzde 55’tir ve bu oran ile ülkemiz dünyada ilk sıradadır” dedi.

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, alkol ve madde bağımlılığı ile davranışsal bağımlılık kapsamında yer alan oyun ve kumar bağımlılığına ilişkin ayrıntılı bir rapor yayımladı. Taşkın, hazırladığı raporda eğitim, işsizlik ve yoksulluk gibi etkenlerin bağımlılık ile ilişkisine dikkat çekerek, bağımlılıkla mücadeleye ilişkin sosyal politika çözüm önerilerini sıraladı.

Bağımlılıkla mücadelede koruyucu, önleyici, tedavi edici ve iyileştirici (rehabilite edici) yaklaşımların bütüncül ve etkin bir şekilde uygulanması gerektiğinin altı çizildi.

“AKP’nin uyguladığı politikalar Kovid-19 sürecinde sorunların derinleşmesine yol açtı”

Covid- 19 sürecine dikkat çeken Taşkın, şunları kaydetti:

“19 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin uyguladığı politikalar, Kovid-19 salgın sürecinde ülkemizde yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik gibi sorunların daha da derinleşmesine yol açmıştır. Kovid-19 sürecinde alışılan toplumsallaşma biçimlerinden kopmanın, eve kapanma gibi zorunlulukların yarattığı derin psikolojik sıkıntılar da giderek kendisini göstermektedir. Tüm bu sıkıntıların alkol ve madde bağımlılığını şiddetlendirdiğini gözlemlemekteyiz. Toplumun hemen hemen her kesiminde görülmekle beraber oyun ve kumar bağımlılığı riski de yoksullar ve gençler arasında yaygınlaşmaya başlayan temel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.”

Covid-19 salgını sürecinde bağımlıların karşılaştıkları sorunlara da raporunda yer veren Taşkın, alkol ve madde bağımlılarının bir kısmının ilaç tedavisine ulaşamadığını, bir kısmının tedavilerini başlatamadığını, bir kısmının da tekrar madde kullanmaya başladığını söyledi.

“Kovid-19 sürecinde devlete bağlı AMATEM’ler hizmet vermedi”

Salgın sürecinde bağımlıların yaşadıkları sorunlar özetle şöyle sıralandı:

“Devlet kurumu AMATEM'ler pandemik hastane olarak hizmet vermiştir. Bu durum alkol ve maddeyi bırakmaya çalışan, bırakan ya da tıbbi desteğe ihtiyaç duyan bağımlıların tedavi almalarını engellemiştir. Kovid-19 sürecinde devlete bağlı AMATEM’ler hizmet vermezken, özel psikiyatri hastanelerine bağlı AMATEM’ler hizmet vermeye devam etmiştir. Maddi durumu özel AMATEM’e gitmeye elverişli olmayanlar tıbbi destekten mahrum kalmıştır. YEDAM’lar danışan takibini online yürütme kararı almıştır. Ancak kullanıcıların çok azı internet erişimine sahip olduğu için takip görüşmeleri aksamıştır.”

Yüzde 40’ının düzenli bir işi yok, yüzde 20’si işsiz

“Bağımlılıkta eğitim durumu, işsizlik ve gelir seviyesinin düşük olması önemli bir etken olarak yer almaktadır. 2019 yılında madde kullanımı nedeniyle tedaviye başvuranların eğitim durumlarına bakıldığında yüzde 88.2’sinin 1-8 yıl arası eğitim aldıkları görülmektedir. Tedavi gören kullanıcıların çalışma durumlarına bakıldığında ise yüzde 40.2’sinin düzenli bir işinin olmadığı, yüzde 20.1’inin de işsiz olduğu anlaşılmaktadır. Düzenli bir işi olan kullanıcıların oranı ise sadece yüzde 34.4’tür.”

Aylık ortalama gelirleri asgari ücretin altında

“Uyuşturucu suçlarından dolayı haklarında adli işlem yapılan 15 bin 328 şüpheli ile yapılan anket sonuçlarına göre hazırlanan raporda, kullanıcıların yüzde 54.5’inin düzenli bir işi olduğu görülmekteyse de aylık ortalama gelirlerinin asgari ücretin altında olduğu anlaşılmaktadır. Düzenli işi olduğunu söyleyenlerin geliri aylık ortalama 2766 TL’dir. Meslek durumuna bakıldığında ise yüzde 10.5’i kendisini işçi, yüzde 6.2’si inşaat işçisi, yüzde 5.2’si esnaf, yüzde 4.4 şoför ve yüzde 73.7’si de diğer meslekler olarak tanımlamıştır. Ankete katılan madde bağımlılarının yüzde 30.9’u ise işsizdir ve yüzde 14.6’sı ara sıra çalışmaktadır. Ara sıra çalışanların aylık ortalama gelirleri ise 1891 TL’dir. Bu grubun meslek durumunu incelediğimizde ise yüzde 13.4’ünün yine işçi olduğu görülmektedir.”

"Yoksulluk ve dezavantajlı gruplar haritası çıkarılmalı"

“Raporda yer alan veriler, madde kullananların ve bağımlılarının büyük bir kısmının eğitim düzeyinin ve gelirinin düşük olduğunu göstermektedir. Sahip olunan yaşam standartları kişileri bağımlılığa sürükleyebilmektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin Yoksulluk ve Dezavantajlı Gruplar Haritası’nın çıkartılması ve sorunun kaynağının çözümüne dair politikalar üretilmesi gerekmektedir.”

"Rehabilitasyon süreçleri eksik bırakılıyor, destekler bir yıl devlet tarafından karşılanmalı"

Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Taşkın, bağımlılığın önlenmesi için erken yaşta müdahalenin önemine vurgu yaparak, okullarda sosyal hizmet modeli uygulamalarının hayata geçirilmesini önerdi. Okullara sosyal hizmet uzmanı ataması yapılması gerektiğini belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşkın, tedavide AMATEM’lerin yetersiz kaldığının altını çizdi. Bağımlılıkla mücadeledeki en önemli sorunlardan birinin rehabilitasyon sürecinin eksik bırakılması olduğunu ifade eden Taşkın, arınma tedavisinden sonra bireylere psikolojik danışmanlık, grup terapisi gibi desteklerin bir yıl boyunca verilmesini istedi. Hastaların yeniden çalışabilir duruma gelinceye kadar alacakları tüm hizmetlerin devlet tarafından karşılanması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Oyun ve kumar bağımlılığı riski artıyor

Taşkın’ın raporunda üzerinde durduğu bir başka konu ise oyun ve kumar bağımlılığı oldu. Türkiye’nin günde ortalama 7 saat 29 dakikasını internette geçirdiğini vurgulayan Taşkın, raporunda şu ifadelere yer verdi:

“Telefonda en az bir kere oyun oynayanlar sıralamasında Türkiye, yüzde 49 ile dünyada ilk sırada yer almaktadır. Oyun oynama oranlarına gelince dikkate değer bir durum ortaya çıkmaktadır: Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenlerin oranı yüzde 55’tir ve bu oran ile ülkemiz dünyada ilk sıradadır. Türkiye’yi yüzde 53 ile Güney Kore ve Hindistan izlemektedir. Oyun oynama zamanları ise 18-50 yaş aralığındaki kullanıcılar için şöyledir: Yüzde 67’si evde dinlenirken, yüzde 38’i uyumadan önce, yüzde 28’i trafikte, yüzde 24’ü evde televizyon izlerken, yüzde 18’i okulda/işte, yüzde 11’i aile ve arkadaşları ile birlikteyken oyun oynamaktadır.

Türkiye’de oyun ve kumar bağımlılığı yaygınlığı ile ilgili daha çok saha çalışması yapılması ve veri toplanması gerekmektedir. ‘Şans oyunları’ adı altında yapılan reklamların tüm mecralarda yasaklanması sağlanmalıdır. Davranışsal bağımlılık türleri arasında olan oyun ve kumar bağımlılığının tedavisi için alkol ve madde bağımlılarından ayrı olarak farklı rehabilitasyon merkezlerinin kurulması gerekmektedir.”

"Çözüm etkin ve hak temelli sosyal devlet"

“İşsizliğin ve yoksulluğun azaldığı, sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsayıcı kılındığı ortamlarda bağımlılığın azalacağı bir gerçektir” diyen Taşkın, çözümün etkin ve hak temelli bir sosyal devletin ve konuyla ilgili sosyal politikaların bir an önce hayata geçirilebilmesiyle mümkün olduğunu söyledi.

Taşkın, raporunda “Sosyal hizmetler ayağı güçlendirilmiş, etkin, kapsayıcı ve hak temelli bir sosyal devletin inşası için CHP olarak Aile Destekleri Sigortası’nı (ADS) hayata geçirerek bu konuda ciddi bir zemin oluşturacağımıza inanıyoruz. ADS’nin mantığı, yoksulluk sınırı altında kalan ailelere destekler sunarak yoksulluktan çıkmalarını (sistem mezuniyeti) sağlamaktır. Mevcut durumda da belediyelerimiz sosyal yardımları iki katına çıkarmakla kalmamış, güçlendirilmiş sosyal hizmetler boyutunu öne çıkaran isabetli bir strateji oluşturmuşlardır. Sosyal hizmetler boyutu güçlendirilmemiş bir sistem, ayni ve nakdi yardımlara sıkışır. Bu tarz, kalıcı çözümler getirmekten uzaktır” ifadelerini kullandı.