CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş ile bir grup CHP'li milletvekil iş kazaları için Meclis Araştırma kurulmasını talep etti. Türkiye'de her gün ortalama 700 iş kazasının meydana geldiğini söyleyen Demirtaş, "2018 yılının ilk dokuz ayında en az 1450 işçi, Eylül ayında en az 157 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Son 15 yılda ise 2003-2018 arası iş kazaları sonucu yaşamını yitiren işçi sayısı 20 binlere, iş göremez, hale gelen işçi sayısı ise 75 binlere çıktı" dedi. Demirtaş, ölümlü iş kazalarında Türkiye'nin Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sırada olduğunu olduğunu ifade etti.
TBMM Başkanlığı'na sunduğu önergesinde CHP'li Demirtaş, şunları ifade etti:
"Türkiye, ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada"
Türkiye’de iş ve çalışma yaşamında çözülmeyi bekleyen birçok ağır sorun bulunmaktadır. Bu sorunların başında ise bir türlü önlenemeyen iş kazaları gelmektedir. Maalesef AK Parti döneminde iş kazaları, her gün kanayan sosyal bir yara haline gelmiştir. İşyerinde veya işini yaparken gerçekleşen, işçiyi bedenen veya ruhen etkileyen kazaya, iş kazası denir. İstatistiklere göre Türkiye, ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci sırada, dünyada ise üçüncü sırada yer almaktadır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre; 2012 yılında 878, 2013 yılında1235, 2014 yılında 1886, 2015 yılında 1730, 2016 yılında 1970.
2017 yılında ise 2006 işçimiz yaşamını yitirmiştir. 2018 yılının ilk dokuz ayında en az 1450 işçi, Eylül ayında en az 157 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.
"15 yılda 20 bin işçi hayatını kaybetti"
2003-2018 arası iş kazaları sonucu yaşamını yitiren işçi sayısı 20 binlere, iş göremez, hale gelen işçi sayısı ise 75 binlere çıkmıştır. İş kazalarındaki bu kara tablo, Türkiye'ye hiç yakışmamaktadır.
İş kazalarında rekor
Türkiye'de her gün ortalama 700 iş kazası meydana gelmektedir. Bu kazalarda ise; onlarca işçimiz yaralanmakta, her gün ortalama 6 işçimiz iş göremez hale gelmekte ve yine her gün ortalama 4 işçimiz yaşamını yitirmektedir.
İş kazalarının meydana gelmesinde bir çok faktör vardır. Örneğin taşeronlaşmanın yaygınlaşması, sendikalı işçi sayısının %10'lar gibi düşük seviyelere gerilemesi, güvencesiz ve esnek çalışmanın yaygınlaşması, işverenlerin aşırı kar hırsı ile üretim zorlaması yapması, iş müfettişi sayısının yetersizliği, devletin yeterli düzeyde ve sıklıkta denetim ve rehberlik görevini yapmaması, işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik idari ve adli cezaların caydırıcılıktan uzak olması, işçilerin eğitimlerinin yetersizliği, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği kültürünün olmaması, mevzuattaki eksiklikler vs. gibi sebepler, ülkemizde iş kazaları sayısında rekorlar kırılmasına sebep olmuştur.
100 kazanın 98'i önlenebilir
İş kazası sonucu yaşamını yitiren işçilerin geride kalan yakınları veya iş göremez hale gelen işçiler ise iş kazası sonrası sosyal bir travma yaşamaktadırlar. Aileler veya iş göremez hale gelen işçiler, uzun süren yargı süreçleri ve elde edilemeyen hak kayıpları ve tedavi sürecinde bakımlarının ve geçimlerinin yeterli düzeyde sağlanamaması vs. gibi nedenlerle, bir kez daha mağdur olmaktadırlar. Ayrıca iş kazası sonucu, hak sahiplerine bağlanan maaşlar ve tedavi sürecinde yapılan ödemeler gibi kalemler, SGK sisteminde ciddi bir yükümlülük oluşturmaktadır.
Oysa, iş kazalarının %98'i öngörülebilir ve önlenebilir kazalardır.
"İş kazalarını önlemek devletin görevi"
Anayasamızın 17.maddesi ve AİHS'nin 2. maddesi ile devlete, elindeki tüm imkanları kullanarak, bireyin maddi ve manevi varlığını her türlü tehlikeden koruma, bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili idari ve yargısal tedbirleri alma görevleri, yüklenmiştir. Ülkemizce kabul edilen Avrupa Sosyal Şartı'na göre de tüm çalışanların güvenlikli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olma hakkı olup, devletimiz bu konuda 3. madde de yer alan yükümlülüklere bağlı kalmayı ve yerine getirmeyi taahhüt etmiştir. Bu kapsamda iş kazalarını önlemek, devletin öncelikli görevleri arasındadır.
"Sorun derinleşerek devam etti"
Ak Parti'nin 2012 yılında büyük iddialarla çıkardığı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ise, iş kazalarını önleyip azaltamadığı gibi tam tersine iş kazalarında büyük artışlara sebep olmuş ve sorun derinleşerek devam etmiştir.
Ülkemizde sosyal bir yara haline gelen iş kazalarının sebeplerinin araştırılması ve engellenmesine yönelik tedbirlerin alınması, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının tespiti ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla meclis araştırma komisyonu kurulmalıdır.