Gündem

“Cezaevlerinde anneleriyle kalan 800 çocuğun kaçı tahliyeden faydalandı bilinmiyor”

TOHAV Başkanı Erdem, sosyal mesafenin cezaevlerinde mümkün olmadığını söyledi

18 Nisan 2020 21:15

İnfaz düzenlemesi ile binlerce mahkum tahliye oldu.Toplum ve Hukuk Araştırmaları (TOHAV) Başkanı Didar Erdem, cezaevlerinde mahkum anneleriyle birlikte 800 çocuğun kaldığını belirterek, söz konusu düzenleme ile bunlardan kaçının dışarı çıkacağının bilinmediğini söyledi

İnfaz düzenlemesi ve üç yıla uzatılan denetimli serbestlik kapsamında cezaevlerinden çıkacak mahkum sayısının 100 bini bulması bekleniyor. Kapalı cezaevlerinden 15 bin kişinin tahliye edilirken, açık cezaevlerinden 69 bin kişi 31 Mayıs’a kadar izne çıkarıldı. Bu kişilerden 30-40 bini denetimli serbestlikten yararlanacak ve yeniden cezaevine girmeyecek. Yani tahliye edileceklerin sayısı böylece 45 bini aşacak. Geri kalan 40-45 bin arası kişi ise Koronavirüs izninden yararlanıp cezaevine dönecek. Salgın sürerse ikişer aylık süreyle izin uzatılabilecek. Ancak yapılan düzenlemeden faydalanamayan on binlerce mahkum daha bulunuyor.

Independent Türkçe'den Ali Kemal Erdem'in haberine göre TOHAV Başkanı Avukat Didar Erdem, toplumun genelini tehdit eden Koronavirüs'ün cezaevlerindeki mahkumlar açısından da büyük risk teşkil ettiğini belirterek, cezaevlerinde sosyal izolasyonun mümkün olmadığını belirtti.

“70 yaşındaki bir genç mahpuslarla aynı koğuşta kalabiliyor”

Erdem, aynı hapishane içinde ise gruplandırmanın temelde adli ve siyasi suçlar olarak ikiye ayrıldığını ve adli suçlarda ise kendi içinde tehlikelilik ağırlığına göre koğuşlandırıldığını kaydederek,  sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sonuç olarak uygulaması olan tüm bu sınıflandırmaların hiçbiri, yaşlı mahpuslar için bir ayrıcalık oluşturmuyor. Uygulamada örneğin 70 yaşındaki birinin genç mahpuslar ile aynı koğuşta kalması sık karşılaşılan bir durum. Pandemide yaşlılar ve hastaların yüksek risk grubunu oluşturduğu açık. Dolayısıyla öncelikle yaşlıların ve hastaların bu salgından korunabilmesi için sosyal mesafe ve sosyal izolasyonlarının sağlanması gerekir."

“Sosyal izolasyon cezaevlerinde fiziksel olarak mümkün değil”

Sosyal mesafenin ve sosyal izolasyonun hapishanelerde uygulanmasının mevcut koşullarda fiziksel olarak mümkün olmadığını kaydeden Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yataklar fiziksel olarak birbirine yakındır ve yine ortak havalandırma alanı bulunur. İhtiyaçlar dışarıdan temin edilmeye devam ediyor ve kurum personeli dışarısı ile temas ve hareketlilik halinde. Mevcut durum başta yaşlılar ve hastalar için büyük risk oluşturuyor. Haftalardır 65 yaş üstüne ve sonrasında 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı uygulayarak bu kişileri koruma yönünde tedbirler geliştirilirken, hapishaneler açısından bu yaş gruplarına özel bir uygulama halen getirilebilmiş değil."

“Mahkumların yaşama hakkı garanti altına alınmalı”

Mahkumların hapishanede tutulmasının sosyal izolasyon anlamına gelmediğini belirten Erdem,  “Çünkü dışarısı ile kaçınılmaz temasları var ve kendi tedbirlerini alabilecek lüksleri yok. İdarenin kontrolü ve denetimi altında iken yalnızca verilen ile yetinmek zorundalar” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Salgının hapishanelere yayılması halinde yaşama hakkı ihlal edilecek olan ilk grup bu yaşlı ve hasta mahpuslardır. Bu da dışarıda bu virüsü kapan aynı yaştaki birine kıyasen çok daha büyük bir riskin varlığını ifade ediyor. Hapishanelerden gelen şikayetler her geçen gün artıyor. Bu sayının daha fazla artmaması için başta hastalar, yaşlılar, çocuğu olan kadınlar için olmak üzere derhal eşitlikçi bir düzenleme getirilerek tüm  mahpusların yaşama hakkı garanti altına alınmalıdır."

“Cezaevlerindeki 800 çocuğun kaçı çıktı bilinmiyor”

Erdem, cezaevlerinde en az 800 çocuğun hükümlü veya tutuklu olan anneleri ile beraber hapishanelerde kalmakta olduğunu bildiklerini de kaydederek söz konusu düzenleme kapsamında bunlardan kaçının annesinin tahliye olacağını bilmediklerini belirterek,  sözlerini şöyle tamamladı: "Ayrıntılı istatistikler ile kaç kişinin faydalanabildiği öğrenilebilir. Kanun bu çerçeveyi belirlerken hukuk eliyle ama en basit tabirle ‘anne olmanın veya çocuğun ile burada olmanın bir ayrıcalığı yok."