Dünya üzerinde faailyet gösteren çevreci hareketler falaliyetlerini ve deneyimlerini 'In the morning of a day portalında' duyuruyor.
Konu ile ilgili Taraf gazetesinde çıkan Evren Tok'un (10.12.2008) şöyle:
Dünya üzerinde faaliyette olan küreselleşme karşıtı kuruluşları, yerel çevre hareketleri, küresel ısınma karşıtı örgütler, aktivitelerini ‘In the Morning of a Day’ portalında birleştiriyor. Kısa sürede yakaladığı başarı neticesinde sadece dünya üzerindeki yerel hareketler değil, ulusal ve ulusüstü çevre hareketleri ve sivil toplum aktivistleri de bu girişime ilgi duyuyor.
Polonya’nın Poznan kentinde 1-12 aralık tarihleri arasında ‘Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Konferansı’ düzenleniyor. Adeta Kyoto’nun geleceğinin şekilleneceği toplantı olarak görülen bu konferansa Türkiye de Çevre Bakanlığı başta olmak üzere geniş bir resmi katılımcı grubuyla iştirak ediyor. Poznan’daki zirve sadece Kyoto’nun gözden geçirilmesi ve akıbeti açısından değil aynı zamanda İşviçre’nin önerisiyle somut olarak dillendirilen karbon vergisi veya emisyon oranlarının fiyatlandırılması üzerine de gelişmeler planlanıyor. Siyasiler, devlet yetkilileri ve teknokratların arasında bir de, iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevre konusunda yerel ölçekte hareket eden, ancak küresel sivil toplumla bağ kurabilen, ve bu bağ neticesinde somut adımlar atılması yönünde bir girişim başlatan sivil toplum hareketlerine dikkat çekmek gerekiyor. Belki de Harvey’nin bizlere bahsettiği ‘umut mekânları’nı bugün bu tür oluşumlara bakarak aramamız gerekiyor. Bu arayışta, Emre Soyer’in küresel ısınma üzerine kurduğu ‘In the Morning of a Day’ (Bir Günün Sabahında) adlı platformun uluslararası kamuoyu ve bilinç açısından bir rehber – ‘umut mekânı’ olabileceğini belirtmek gerekiyor.
David Harvey ve 'Umut mekanları'
Küresel sivil toplum hareketi bir yanda, diğer yanda ise hükümetlerin uluslararası seviyede devam eden girişimleri bir şekilde eylemleriyle disipline etmeye, farkındalık yaratmaya ve farklı çabaları bir araya getirmeye çalışan sivil bir girişimden bahsetmek gerekiyor. Semra Cerit Mazlum’un Açık Radyo’da Ömer Madra ile olan söyleşisinde belirttiği gibi, artık devletler kapalı kapılar arkasında, kendi aralarında kararlar almak lüksüne sahip değiller ve sivil toplumlar, çevre örgütleri ve diğer küresel kamuoyunu etkileyebilen sivil hareketler aracılığıyla, içeride konuşulanların dışarıda bekçiliği yapılıyor. David Harvey’in ‘Umut Mekânları’ adlı kitabında belirttiği gibi, dünya nüfusunun yüzde 75’inin kendi geleceği üzerinde bir etkiye sahip olamadığı bir ortamda eksik olan; değişim için, bir şeyleri değiştirmek için, en temel hakların savunulması için gerekli olan siyasi irade bir türlü oluşturulamıyor. İşte Harvey’in ‘Umut Mekânları’ kavramı tam da bu noktada anlam kazanmaya başlıyor. Harvey, farklı bir yaşama ve çalışma ortamı için, ve dolayısıyla daha yaşanabilir bir dünyanın mimarları olabilmek için bedenden başlayan mikro ölçekle, en makro anlamda düşünebileceğimiz küresel siyasi ekonomik yapı arasında kurulabilecek köprülere dikkat çekiyor.
Harvey’e göre bu köprülerin inşası, kendi deyimiyle ‘ütopik anların’ varlığıyla mümkün. ‘Başka alternatif yok’ ezberinin bozulması, biz nerede yanlış yaptık sorusunun daha hissedilir ve duyulur şekilde dillendirilmesi, kolektif bir şekilde ütopik gözüken vizyonlar üzerine kafa yorma, katılım sağlama, ve bu sayede ‘umut mekânları’nın inşasına yönelik zihinsel cesaretin oluşturulması gerekiyor
Bir günün sabahında
İşte küresel ısınma ve çevre üzerine düşünürken, uluslararası seviyede Poznan Zirvesi’yle devam eden süreci ve eş zamanlı devam eden küresel sivil hareketi izlerken, tam da Harvey’nin umut mekânları kavramını pratiğe döken, ‘başka alternatif yok’ söylemini sarsan ve daha da ötesinde, mikro ve makro çabaları örtüştüren, bağ kuran ve gücünü adeta ütopik söylemiyle alan bir sivil hareketten bahsetmek istiyorum. Emre ve Mehmet Soyer tarafından kurulan bu girişimin adı ‘In the Morning of a Day’, yani ‘Bir Günün Sabahında’. Baba ve Oğul’un yaptığı bu girişimi, küresel ısınma, iklim değişikliği ve çevre konusunda bireyler ve grupların dünyanın dört bir yanında düzenledikleri yerel sivil aktiviteleri ve protesto hareketlerin birbirleriyle iletişime geçebilecekleri bir ‘mekân’ yaratıyor. Ve bu sayede tüm bu eforların daha etkin ve etkili bir yapı kazanabilmesinin insanların ancak beraber hareket etmesiyle mümkün olabileceği vurgulanıyor.
Dünya üzerinde faaliyette olan küreselleşme karşıtı kuruluşları, yerel çevre hareketleri, küresel ısınma karşıtı örgütler, aktivitelerini ‘In the Morning of a Day’ portalında birleştiriyor. Kısa sürede yakaladığı başarı neticesinde sadece dünya üzerindeki yerel hareketler değil, ulusal ve ulusüstü çevre hareketleri ve sivil toplum aktivistleri de bu girişime ilgi duyuyor. Sözleri Baba ve Oğlu’na ait, Amerikalı şarkıcı Beth Trollan tarafından seslendirilen bir de şarkısı var ‘In the Morning of a Day’ platformunun. Şarkının sözleriyle de çevre hassasiyeti ve küresel ısınmada bilinç oluşturma konusunda ne kadar iddialı olduklarını gösteriyorlar. Bu şarkı aynı zamanda dünyanın farklı yerlerinde küresel ısınma üzerine yapılan sivil hareketlerde, aktivitelerde ve toplantılarda ücretsiz olarak kullanılıyor. Şarkıyı dinlemek, ‘bir günün sabahında’ dünyada çevre üzerine, küresel ısınma üzerine nasıl yeni ‘umut mekânları’ üretildiğini görmek ve bireyselden yerele, küresele kadar farklı girişimlerin nasıl birbiriyle bağlantıya geçebildiğine, Harvey’in deyimiyle ütopik vizyonların nasıl cesaretlendirildiğine şahit olmak, ve aynı zamanda küresel ısınmaya karşı ‘taraf’ olabilmek için bu yeni ‘umut mekânının’ web sitesini (www.inthemorningofaday.com) ziyaret etmek yeterli...