Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Devlete hainlik edenlerin çoğuna bakın üniversite mezunu" görüşünü savundu.
Özhaseki, Melikgazi Belediyesi tarafından 19 Mayıs Mahallesi'nde yaptırılan imam hatip ortaokulunun açılışında yaptığı konuşmada; "Ne hikmettir bu okullardan bazen de böyle yamyamlar çıkıyor. Allah'a hamdolsun imam hatip gençliği gayet güzel okuyor, önüne bakıyor, milletini seviyor, hizmet etmek istiyor, devletiyle de asla bir problemi yok" ifadelerini kullandı.
"Okul yapmamıza izin verilmediğinde
kaçak binalar yapardık"
Bakan Özhaseki, imam hatip okulu mezunu olduğunu anımsatarak, buraya kaydolmak istediğinde mahalledeki cami imamının kendisini okula yazdırdığını anlattı. İmam hatip lisesi mezunu olduğu için üniversite sınavına fark derslerini vererek, girebildiğini belirten Özhaseki, "Aslında imam hatip okullarının kurulduğu günden bugüne uzanan çizgide hikayesi bir demokrasi mücadelesidir. Kimi dönemlerde imam hatip okullarını 'Ölümüzü yıkayacak kimse yok, bu memlekette Kur'an okuyacak adam kalmadı' diye kurmuşlar. Sonra bakmışlar ki insanlar çocuklarını imam hatip okullarına gönderiyor, önlerini kesmeye çalışmışlar. Kur'an derslerinde bile başörtüsünü yasaklamaya çalışmışlar. Sonra bakmışlar yine olmuyor. Üniversiteye girişte katsayı farklılığı oluşturmuşlar ki imam hatip mezunların üniversiteye giremesin" ifadelerini kullandı.
"Ortaokulda okuyan da Anadolu lisesinde okuyan da fen lisesinde okuyan da bizim yavrumuz, imam hatiplerde okuyanlar da bizim yavrumuz, hepsi başımızın tacı, bizim geleceğimiz" diyen Özhaseki sözlerine şöyle devam etti:
"İmam hatip okullarına yapılan zulümleri ben de biliyorum. Çünkü bu okulların senelerce vakıf başkanlığını yaptım. Yeni okullar yapmak istediğimizde vilayetten başlayarak, milli eğitim dahil bütün kapılar yüzümüze kapanırdı. Kaçak binalar yapardık. Yıllarca belediye başkanlığı yapmış biri olarak bunu söylemem abes ama ne yapalım, okulun içinde binayı çıkarız, öğrencileri doldururuz, oldu bittiye getiririz.
Hele 28 Şubat sürecinde neler yapmadılar ki kapatabilmek adına. Allah'a hamdolsun bu arada bizim yavrularımız okuyorlar, bizim de yüz akımız oluyorlar, devletine milletine sahip çıkıyorlar, bayrağına saygılılar, ezana hürmetliler. İçlerinde kolay kolay vatan haini göremezsiniz. Hele hele devletin üniversitelerinde okuyup, sonra da dönüp devlete küfreden insanlardan hiçbirini göremezsiniz."
Sokrates anektodu
Geçtiğimiz günlerde bir profesörün sözlerinin basında yer almasını da eleştiren Bakan Özhaseki, "Üzülüyoruz. Nasıl oluyor da bu devlet ilkokuldan başlayarak ortaokulda, lisede, üniversitede okutuyor, milyonlarca lira para harcıyor, sonra da orada okuyan o adamlar çıkıp, devlete küfrediyorlar." diye konuştu.
Öğrencilerden derslerine çalışmalarını, anne ve babalarının sözlerine dinlemelerini isteyen Özhaseki, öğrencilere, üniversitede güzel bölümler okuyup, iyi meslek sahibi olup, vatana millete hizmet etmeleri tavsiyesinde bulundu.
Özhaseki, Sokrates ile ilgili bir anektodu aktararak, "Eğitimde başarı için dört temel lazımmış. Birisi annenin ketesi, ikincisi babanın kesesi, üçüncüsü hocanın nefesi, dördüncüsü de talebenin hevesiymiş. Allah'a şükür babalarınızın ufak tefek de olsa kazancı yerinde, sizi buraya gönderiyorlar. Ayakkabınızı alıyorlar, üstünüzü başınıza bakıyorlar. Anneleriniz de keteyi eksik etmiyor zaten. Hocalarımız da çok gayretliler, size nefeslerini tüketiyorlar. Bir tek şey kalıyor, sizin hevesiniz. Televizyona baktığınız kadar, internete takıldığınız kadar, arkadaşlarınız arasından muhabbet etiğiniz kadar dersi isteyin, başarılı olursunuz" ifadesini kullandı.
Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç'ın kadim dostları olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Bizim atom karıncamız" dediği, Büyükkılıç'ın çalışmalarından övgüyle söz etti.
Melikgazi Belediyesinin terör bölgelerine de yardım ulaştırdığına dikkati çeken Özhaseki, şöyle konuştu:
"Güneydoğu'da bir yangın var. Orada teröristler her tarafı yaktılar, yıktılar. Sizin gibi o manevi duyguları almadıkları için örgütlerin peşine düştüler, kandırıldılar ve o zavallılar dağa çıktılar. Daha sonra büyük devletlerin oyuncağı haline geldiler, ellerinde silahlarla ne yazık ki Mehmetçiğimizle, güvenlik güçlerimizle çatıştılar. Onlara devlet gereken cevabı verdi. Devlet kudretli şamarını onların yüzüne vurdu, onları yere yatırdı. İnşallah bundan sonra ayağa kalkacak halleri kalmadı. Bundan sonra olsa olsa adice, kalleşçe bomba patlatırlar. Bir daha çıkıp da 100-200 kişi kitlesel eylemleri yapamazlar. Onların hakimiyet kurmaya çalıştıkları 12 ilçe de şimdi pırıl pırıl."
Bakan Özhaseki, diğer taraftan da orada evi yıkılmış, mağdur olmuş, açıkta kalmış binlerce insan bulunduğuna vurgu yaparak, şu görüşlerini aktardı:
"Allah kimseyi evsiz, yuvasız, yurtsuz bırakmasın. Onlara da devletin şimdi şefkat kanadını açması lazım. Bir tarafta devletin kudret eli olur, bir tarafta da şefkat eli olur. Şimdi de şefkat eli ile iş yapma zamanı. Biz evlerini onarıyoruz, yapıyoruz. Onlara değişik alternatifler sunuyoruz. Bakan arkadaşlarımızın hepsi güneydoğudalar. Kimse evinde iftar açmıyor. Silopi'deler, Şırnak'talar, Cizre'deler, her yerdeler, Sur'dalar. Ben de oradayım zaten. Bir taraftan da sadece bakanlarımız, milletvekillerimiz değil, sivil toplum örgütlerimiz de ellerinden geleni yapıyorlar. Gönül köprüleri kuruyoruz. kardeşliği tesis etmeye çalışıyoruz.
Gönül iklimimiz geniş, onlara da yer var. Kucaklayarak onlara da bu devletin, bu milletin bir parçası olduklarını hissettirmek istiyoruz. Zaten vermek Müslümanlığın şiarındandır. Kardeş Belediyeler Programı kapsamında bu işi daha öce planlamıştık. Sağolsun Memduh başkanımız da Cizre'ye bin paket gönderiyor. Allah aramıza fitne sokmak isteyen o hainlere fırsat vermesin."
Konuşmaların ardından, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı'nın (TEOG) iki döneminde de 500 tam puan alarak Türkiye birincileri arasına giren 50. Yıl Dedeman Ortaokulu öğrencisi Adem Eren Uyanık'a dizüstü bilgisayar, açılışı yapılan okulun sınıflarında ilk üçe giren 105 öğrenciye de bisiklet hediye edildi.
Törenin ardından, bin iaşe paketinin yüklendiği yardım tırı da Cizre'ye uğurlandı.
Bakan Özhaseki, daha sonra eşi Neşe Özhaseki ile İstanbul Vezneciler'deki terör saldırısında şehit düşen polis memuru Ramazan Kırboğa'nın Yenidoğan Mahallesi'ndeki baba evini ziyaret etti.