Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul projesine ilişkin bilgilendirmede bulundu. Kurum, "Kanal İstanbul, 26 bin hektar alanı kapsamakta. Planlanan nüfus sadece 500 bin kişidir. Yatay mimarinin uygulandığı bir proje olacaktır. Maksimum 4-5 katlı yapılara izin verilecektir. Bu binaların büyük bir kısmı da bölgedeki, yakın ilçelerdeki dönüşümde rezerv konut olarak kullanılacaktır. Oradaki anlayış ve mimari kültür de inşallah bizim değerlerimizi yansıtacaktır" dedi.
İmara açılacağı iddiasıyla gündeme gelen Validebağ Korusu’nun durumuna ilişkin de konuşan Kurum, "Altunizade Validebağ Korusu'nda biz hiçbir şekilde bir rant projesi düşünmüyoruz. İstanbul'a değer katacak bir Millet Bahçesi yapmak istiyoruz" açıklamasında bulundu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2019 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Murat Kurum, mekansal strateji planlara ilişkin bir soru üzerine, bu planın ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte hazırlanması gerektiğini anlattı.
Kurum, söz konusu planın usul ve esaslarının belirlenip Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde yerini aldığını belirterek, "İnşallah çok kısa sürede de mekansal planımızı hazırlayacağız." ifadesini kullandı.
Planlı Alanlar Yönetmeliğinde emsal hakların yüzde 30'la sınırlandırıldığını bildiren Kurum, "Katlarda yapılacak mescitler bodrum kata ortak alan olması kaydıyla 150 metrekare, ticari binalarda da 300 metrekareyi geçmeyecek şekilde bodrum katta yapılabilmektedir, bu yönetmelik değişikliğiyle." bilgisini paylaştı.
Kurum, 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla yapıların denetimi için görevlendirilecek yapı denetim kuruluşlarının elektronik ortamda belirlenmesi esasına geçileceğini söyleyerek, "Her türlü istismardan ve baskıdan uzak daha objektif bir yapı denetim sisteminin oluşturulması planlanmıştır." diye konuştu.
"Kanal İstanbul, 26 bin hektar alanı kapsamakta"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, Kanal İstanbul Projesi ile ilgili "2 milyon nüfuslu 2 uydu kent yapıyorsunuz" iddialarına yönelik soru üzerine şunları kaydetti:
"Kanal İstanbul, 26 bin hektar alanı kapsamakta. Planlanan nüfus sadece 500 bin kişidir. Yatay mimarinin uygulandığı bir proje olacaktır. Maksimum 4-5 katlı yapılara izin verilecektir. Bu binaların büyük bir kısmı da bölgedeki, yakın ilçelerdeki dönüşümde rezerv konut olarak kullanılacaktır. Oradaki anlayış ve mimari kültür de inşallah bizim değerlerimizi yansıtacaktır."
İstanbul Boğazı'ndan yılda yaklaşık 40 ile 50 bin arasında gemi geçtiğine dikkati çeken Kurum, "En son Foça'da da yaşanan olayda gördük ki denizde yaşanan bir kirliliği gidermek için sadece Foça'da 25 milyon lira bedel harcadık, bir ay çalıştık. İnanın çok kolay olmuyor bunları temizlemek." şeklinde konuştu.
Bir tankerin de Boğaz'daki bir yalıya çarptığını anımsatan Kurum, "Dolayısıyla bu trafiğin artık buradan geçmemesi adına Kanal İstanbul Projesi önemli. Burada bizim amacımız yeni bir şehir, rezerv alan yaratmak değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü detaylı konut istatistiklerini tutacak"
Bakan Kurum, "Konut piyasasında stok ne kadardır?" şeklindeki soruya ilişkin, şu bilgileri paylaştı:
"Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüze gelir gelmez talimatımızı verdik; buna ilişkin bir çalışma yapacak. Bu istatistik Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüz bünyesinde tutulacak. Çünkü Türkiye'de satılanlar sadece tapu devriyle satılmıyor, satış sözleşmeleriyle de yapılan satışlar var. Hem satış sözleşmeleri hem birinci el satışlar hem ikinci el hem de konutların bölgelere göre ihtiyaçlarını inşallah çok kısa zamanda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüz belirleyecek ve bunları da vatandaşların bilgisine sunacaklar."
Taş ocakları ve HES'lerle ilgili soruya yönelik de Kurum, ÇED yönetmeliğine tabii tutulan tüm projeler için hiçbir toleransın söz konusu olmadığını, süreçlerin geniş bir komisyon nezdinde detaylı bir şekilde incelendiğini vurguladı.
Kurum, bir soru üzerine, 2,5 milyar liralık ödeneğin Bakanlık, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve TOKİ ile 4 Mayıs 2017'de yapılan protokol kapsamında doğu ve güneydoğudaki terör olaylarından zarar gören vatandaşların zararlarını bir an önce karşılamak adına TOKİ'ye aktarıldığını dile getirdi.
"Validebağ Korusu'nda hiçbir şekilde rant projesi düşünmüyoruz"
Bir başka soruya ilişkin, "Altunizade Validebağ Korusu'nda biz hiçbir şekilde bir rant projesi düşünmüyoruz. İstanbul'a değer katacak bir Millet Bahçesi yapmak istiyoruz." diyen Kurum, açılışı yapılan Millet Bahçeleri'ne ilişkin bilgi verdi. Kurum, 182 bin metrekarelik alandaki Esenler Millet Bahçesi'nin de açılışının hafta sonu yapılacağını bildirdi.
Hava kirliliğiyle ilgili "sadece 6 ilin hava kalitesinin iyi olduğu" iddiasına da yanıt veren Kurum, kasım itibarıyla toplam istasyon sayısının 339'a çıktığını, bu istasyonlardan elde edilen verilerin anlık olarak şeffaf bir şekilde kamuoyuna duyurulduğunu ifade etti.
Kurum, "Elde edilen verilere göre 'sadece 6 ilde hava kalitesinin iyi olduğu' ifadesi doğru değildir. Hava kalitesinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar neticesinde son 5 yıllık veriler dikkate alındığında partikül maddede yüzde 13, kükürtdioksit parametresinde yüzde 36 iyileşme mevcuttur." dedi.
Bakan Kurum, büyükşehir belediyesi modelinin uygulamasında yaşanan sorunlara yönelik soruya da şu yanıtı verdi:
"Büyükşehir belediyelerinin sistemden kaynaklı sorunlarının çözülmesi ve yeni mevzuat çalışmalarının hazırlanmasına dayanak olmak üzere çalıştaylar, anketler, yerinde ziyaretler ve tüm paydaşlarla ortak grup toplantıları düzenlenmektedir. Bu kapsamda başta hizmet sunum yönetimlerinin geliştirilmesi olmak üzere mali sorunlar da dahil problemlerinin çözülmesine yönelik çalışmalar da yapılmaktadır."
"Yöresel mimariye ilişkin çalışmalarımız sürüyor"
Murat Kurum, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren Türkiye'de konut seferberliği başlatıldığını anımsattı.
TOKİ'nin 16 yılda 840 bin konut ürettiğini, bunun yaklaşık yüzde 90'ının sosyal konut niteliğinde, alt gelir ve orta gelir grubuna hitap ettiğini belirten Kurum, "Son yıllarda, yılda 1 milyon konut satılıyor. Bunun da yaklaşık yarısı sıfır, yarısı da ikinci el konutlar. Hatta son zamanlarda bu, 1 milyon 200 bin adetlere çıktı. Eksik olan konut ihtiyacımızı çok kısa sürede tamamladık. Tabii ki bunu tamamlarken biz de mimarlarımızdan aslımızı, kültürümüzü, değerlerimizi yansıtan projeler çizsin istiyoruz. Farklı farklı projeler geliyor; yani sizin istediğinizi onlar dahi anlamış değiller. Aslına bakarsanız bunun eğitimini belki üniversiteden itibaren başlatmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kültürün yansıtılacağı yöresel mimariye ilişkin çalışmaları sürdürdüklerini anlatan Kurum, "Bu çalışmayı tamamladığımızda ülkemizde yerel mimariye özgü değerlerimizi içerecek projeleri gerçekleştiriyor olacağız." dedi.
Mekansal Strateji Planı hakkında bilgi veren Kurum, "81 ilden gelecek veriler doğrultusunda bu Mekansal Strateji Planı'nı inşallah çok yakın bir zamanda oluşturacağız ve bundan sonraki süreçte ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 yılına altyapı hazırlayacak bir planımız olacak. Ülkemizin 50 yılını planlıyor olacağız. Daha sonra 'niye yaptık' demeyeceğimiz projeleri bu planda işliyor olacağız." diye konuştu.
"Yanlıştan hareket edip, doğruları eleştirmememiz gerekiyor"
Türkiye'nin deprem bölgesinde bulunduğuna işaret eden Kurum, bugün itibarıyla dönüşmesi gereken 5,5 milyon, 2025 yılı itibarıyla da dönüşmesi gereken 7,5 milyon konut olduğunu açıkladı.
Kurum, 2012 yılında çıkarılan yasayla, Bakanlık bünyesinde 580 bin, TOKİ ile yaklaşık 140 bin konutun dönüşümünün sağlandığını belirtti.
Belediyelerin, özel idarelerin ve özel sektörün, her projede bu dönüşümü yapmaya çalıştığını anlatan Kurum, "Evet, dönüşüm projeleri içinde bizim de eleştirdiğimiz, bizim de doğru görmediğimiz projeler oldu ama yanlıştan hareket edip, doğruları eleştirmememiz, bir an önce bunları dönüştürmemiz gerekiyor. Tabii ki bu dönüşümde biz gecekonduların yerine 15-20 katlı binalar veya 5-10 emsal gibi proje istemiyoruz. Buna ilişkin çok yakın zamanda kentsel dönüşümle alakalı stratejimizi de yayınlayacağız. Bunun 81 ilde yapılması noktasında da takipçisi olacağız." ifadelerini kullandı.
Yeni yapılacak alanlardaki binaların 4-5 katı geçmeyeceğini, mevcuttaki binalarda ise çok az emsal artışıyla, yüksekliği de 8 katı geçmeyen bir planlama içerisinde olduklarını aktaran Kurum, dönüşümü de değer esaslı ve vatandaşın da işin içinde olacağı bir şekilde yapacaklarını ifade etti.
Madencilik projelerine de değinen Kurum, "Madencilik projelerinde, 'ÇED gerekli değildir' kararları, faaliyetin gerçekleştirilmesinde çevresel açıdan sakınca olmadığını belirten kararlardır. ÇED yönetmeliğinde yapılan son değişiklikle kısım kısım 'ÇED gerekli değildir' kararı alınması engellenmiş olup bu kapsamda ocak sahalarının genişletilmesinin önüne geçilmiştir." diye konuştu.
Sur'daki inşa çalışmaları
Kurum, terörden zarar gören bölgelerle ilgili bir soruyu yanıtlarken, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki inşa çalışmalarının 'öncesi ve sonrası' fotoğraflarını gösterdi.
Murat Kurum, "Buradaki hayatı bir an önce iyileştirmek adına projelerimize başladık. Altyapıda zarar gören; 12 kilometre kanalizasyon hattı, 11 kilometre içme suyu hattı, 9 kilometre yağmur suyu hattı olmak üzere bütün şebeke hattı yeniden yapıldı. Sur'un etrafını 360 derece çevreleyen yaklaşık bin 900 kilometre yol da tamamlanma aşamasına geldi. Tarihi yapıların restorasyonu, Gazi ve Melik Ahmet caddelerindeki 3 bin 400 dükkanın cephe yenilemesi, sokak sağlıklaştırma çalışmaları, peyzaj düzenlemeleri yapıldı. Çölgüzeli ve Üçkuyular bölgelerinde 5 bin 600 konut üretildi." ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 2019 yılı bütçeleri kabul edildi.