Gündem

Çetin Altan, kalemi ve sözleriyle anıldı: Türkiye'nin geri vitesinin sınırı yoktur, dikkat edin

Altan, ölümünün 3. yılında Kıraathane/İstanbul Edebiyat Evi'nde anıldı

23 Ekim 2018 18:42

T24 Haber Merkezi

Türkiye medyasının en uzun soluklu kalemlerinden, Türk edebiyatında da iz bırakan eserler veren Çetin Altan, ölümünün 3. yıldönümünde Kıraathane/İstanbul Edebiyat Evi'nde anıldı. Sunumunu Yasemin Çongar'ın yaptığı anma toplantısında Prof. Mehmet Altan babasını, Altan Öymen meslektaşını anlattı; Tilbe Saran, Kayhan Açıkgöz, Hünkar Açıkgöz ve Kürşat Demir de Çetin Altan'ın 26. yaşında kaleme aldığı 'Çemberler' oyundan bazı bölümleri 'okuma tiyatrosu' temsili olarak sundu. 

Kıraathane İstanbul'daki anma toplantısı gazeteci, yazar, iş insanı ve tiyatrocuların katılımıyla yapıldı. Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'ün yöneticisi gazeteci Yasemin Çongar, açılış konuşmasında Çetin Altan'ın 22 Ekim 2015 tarihindeki ölümünden yaklaşık 1 yıl sonra oğulları Ahmet Altan ile Mehmet Altan'ın 'subliminal darbe mesajı verdikleri' iddiasıyla tutuklanmalarını anımsattı. Çongar, Çetin Altan'ın vefatını 'oğulları Ahmet ve Mehmet Altan'ın tutuklanmalarını görmediği' tesellisi eşliğinde düşünmekten duyduğu üzüntüyü dile getirdi. 

Daha sonra söz alan Mehmet Altan, Çetin Altan'ı gazeteci, edebiyatçı ve baba kimliğiyle anlattı. "Oğullarına kızdıkları için babamı unutturmak istiyorlar. Ben bunun mahcubiyetini hissediyorum" diyen Mehmet Altan, babasının Türkçe'yi kullanmaktaki ustalığını ve katkılarını anlatırken 'fingirdek mandalina', 'Sizin hiç Türkçe ile sevişirken çocuğunuz oldu mu?' gibi ifadelendirmelerinden örnekler verdi. 

Mehmet Altan: 'Türkiye'nin geri vitesinin sınırı yoktur, dikkat et' demişti

Altan, özetle şöyle devam etti:

"İnsan, belli bir yaşa gelince çocuk gibi babasını sık anlatamıyor. Ama cezaevine girince gördüm ki Çetin Altan, çok anılıyor. Cezaevinde babamın Türkiye'yi benden çok daha iyi öngördüğünü anladım. Malum, babam hapse girmemek için siyasete girip, gözünden darbe aldı, bir buçuk yıl hapis yattı. Bir gün bana 'Türkiye'nin geri vitesinin sınırı yoktur, dikkat et' demişti. Çetin Altan'a karşı vefasızlığı biraz burularak izliyorum. Başta Yasemin Çongar olmak üzere Kıraathane İstanbul'a teşekkür ederim. Babama Allah rahmet eylesin, ne diyeyim. Sahiden onu daha fazla özlüyorum. Enseyi karartmayın..."

Öymen: Hapse atmadan önce randevulaşılırdı

Türkiye basının en kıdemli kalemlerinden Altan Öymen de meslektaşı olarak Çetin Altan'ı ve ondan öğrendiklerini anlattı. O yıllar için "O zaman da demokrasi açısından çok sorunlar olsa da o dönemdekiler daha medeniydi, hapse atacakları zaman 'Biz mi sizi gelip alalım, yoksa siz mi gelirsiniz' diye randevulaşılırdı. Şimdi hapse atıp, sonra suçu bulmaya, anlamaya çalışıyorlar. Çünkü kendileri de anlayamıyorlar hapse attıklarının suçunu. Bugünler de geçer. Çetin Altan'ın tavsiyesi ile, enseyi karartmayalım. Enseyi karatmamak bir direniş çağrısıydı, karartmayalım."

Öymen'in konuşmasının ardından Çetin Altan'ın 'Çemberler'i oyununu Tilbe Saran, Kayhan Açıkgöz ve Kürşat Demir 'okuma tiyatrosu' olarak sundu. 

Konuşmalardan sonraki sohbet bölümünde de T24 yazarı Hasan Cemal, son söyleşisinde "Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi" sözlerini anımsatarak Çetin Altan'ın hayatının son yıllarında ülkesindeki gelişmelerden duyduğu kederi dile getirdi. 

Çetin Altan kimdir?

Türkiye'nin en önde gelen gazetecilerinden biri olacak Çetin Altan, 22 Haziran 1927'de İstanbul'da doğdu. Dedesinin babası Kırım'dan göç eden arabacı Ahmet Kıpçakski, dedesi Tatar Hasan Paşa idi. Babası hukukçu Halit Bey, annesi Nurhayat Hanım'dır. Galatasaray Lisesi'ni, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1943-1944'te Çınaraltı, Varlık, İstanbul ve Kaynak'da şiirleri ve düz yazıları çıktı. İlk kitabı Üçüncü Mevki 1946'da yayımlandı. 

Ulus gazetesinde muhabir olarak başladığı gazeteciliğe Hür Ses'de fıkra yazarlığı ile devam etti. Daha sonra Halkçı, Tan, Akşam, Milliyet, Yeni Ortam, Hürriyet, Güneş gazetelerinde ve Çarşaf dergisinde köşe yazıları yazdı.

1959 yılında Abdi İpekçi'nin teklifi üzerine Peyami Safa'nın (1899 - 1961) yerine Milliyet gazetesinde yazmaya başladı. Daha sonra Devrim, Akşam, Hürriyet, Güneş, Sabah, Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı.

İşçi Partisi'nden milletvekili oldu

Çetin Altan 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekilliği yaptı. Altan, dokunulmazlığı kaldırılan, sonra da iade edilen ilk milletvekilidir. 1968 yılında meclisteki bir konuşması sırasında başlayan tartışma Nazım Hikmet'e kadar sıçramış ve başta o dönemin Adalet Partisi milletvekili Cavit Şadi Pehlivanoğlu ve Hamit Fendoğlu olmak üzere Adalet Partisi milletvekilleri ile karıştığı kavga ile çokça gündeme geldi. Bu dönemdeki anılarını "Ben Milletvekiliyken" adıyla kitaplaştırdı.

1960'lı ve 1970'li yıllardaki köşe yazıları, Taş, Sömürücülerle Savaş, Suçlanan Yazılar, 'Kahrolsun Komünizm' Diye Diye, Onlar Uyanırken, Kopuk Kopuk, Geçip Giderken, Gölgelerin Gölgesi, Şeytanın Aynaları, Bir Yumak İnsan (1978 Türk Dil Kurumu Ödülü), Nar Çekirdekleri adlı kitaplarda toplandı. 9 Mart 1971 darbe teşebbüsünü destekleyen "Devrim" gazetesi mensubu olduğu gerekçesiyle, bu "Millî Demokratik Devrim" darbesi planlarına karşı çıkan zamanın 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün tarafından tutuklanarak sorguya çekildi.

Altan'ın tümü oynanmış oyunlarından basılı olanlar; Çemberler, Mor Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahtaravalli, basılmamış olanlar ise, Beybaba, Yedinci Köpek, Islıkçı ve Telefon Kimin İçin Çalıyor'dur. Kavak Yelleri ve Kasırgalar'da çocukluk anılarını anlatan Altan'ın Aşk Sanat ve Servet ve Atatürk'ün Sosyal Görüşleri adlı iki incelemesi vardır. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri ile Türk yazınında pek az denenmiş olan polisiye türünde eser veren yazar Zurnada Peşrev Olmaz'da mizahi yazılarını topladı. 2027 Yılının Anıları ise onun fütürist bir çalışmasıdır. Çok yönlü bir yazar olan Altan'ın gezi yazıları Al İşte İstanbul ve Bir Uçtan Bir Uca adlarıyla yayınlandı. Tarihinin Saklanan Yüzü ise onun Osmanlı tarihi üzerine yaptığı bir araştırmadır.

Tüm yapıtlarından örneklerin toplandığı "Seçmeler" 1992'de yayımlandı. 1997'de Seçmeler genişletilerek "Dünyada Bırakılmış Mektuplar" adıyla tekrarlandı. Son 15 yılın günlük gazete yazıları da Şeytanın Gör Dediği kitabıyla okuyucuya ulaştı. Altan son olarak çocuklar için özel bir yapıtı gerçekleştirdi: Alfabe. Elli yıllık yazı yaşamında yazılarından ötürü pek çok kez mahkemeye verilen Altan hakkında 300'den fazla dava açıldı. 1972 yılında gözaltı süresi 24 saat olmasına karşın 15 gün gözaltında tutuldu. Üç kez tutuklandı, iki kez mahkûm oldu ve iki yıl cezaevinde yattı.

Çetin Altan'ın çocukları, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Zeynep Bakan'dır.

Hayat hikâyesi, 1998 yılında eşi Solmaz Kâmuran tarafından İpek Böceği Cinayeti adlı kitapta kaleme alınmıştır.

Altan, çoğu doğum gününde köşesinde bir yazı kaleme aldı. 87 yaşına girdiğinde Çetin Altan, Milliyet'teki köşesinde şu ifadeleri kullandı:

Yazının bugünkü başlığı (87) son istasyonmuş gibi görünüyor bendenize, ne diyeyim, hayırlısı...

***

Korkuyor muyum, korkmuyor muyum?
Ne korkuyorum, ne korkmuyor; sadece kaygılanıyorum, ya dayanılmaz acılar çekersem diye ve becerebildiğim kadar, şimdiden başlıyorum duaya...

25 Haziran 2015'te Cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı yazıda "Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan" diyen Çetin Altan, 88 yaşında 22 Ekim 2015'te hayatını kaybetti... 

 

Eserleri

Roman

Büyük Gözaltı (1972) - 1973 Orhan Kemal Roman Armağanı
Bir Avuç Gökyüzü (1974)
Viski (1975)
Küçük Bahçe (1978)
Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri (1985)
Aşk, Sanat ve Servet (1998)

Şiir

Üçüncü Mevki (1946)

Öykü

Dünyada Bırakılmış Mektuplar (1997)
Kalem Bahçelerinden Yedi Hayat (2009)

Oyun

Beybaba (1960-61)
Yedinci Köpek (1964)
Çemberler (1964)
Mor Defter (1965)
Suçlular (1965)
Dilekçe ve Tahtırevalli (1966)
Komisyon (1969)
Islıkçı (1977)
Bütün Tiyatro Eserleri (2001)

Anı

Ben Milletvekili İken (1971)
Bir Yumak İnsan (1977)
Kavak Yelleri ve Kasırgalar (1999)
İyi ki Şu Köyceğiz Var (2001)

Gezi

Bir Uçtan Bir Uca (1965)
Al İşte İstanbul (1981)

Deneme

Atatürk'ün Sosyal Görüşleri (1965)
Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar (1991)
İdam Edilen 44 Vezir-i Azamın Dramı (1991)
Şeytanın Gör Dediği (1997)
Kadın, Işık ve Ateş (1998)
Yeryüzü Tanrıçaları (2000)
Kullar ve Sultanlar (2000)
1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 (2001)
Enseyi Karartmayın (2003)
Uçuk (2004)

Mizah

Taş (1964)
Sömürücülerle Savaşı (1965)
Onlar Uyanırken (1967)
Geçip Giderken (1968)
Kopuk Kopuk (1970)
Suçlanan Yazılar (1970)
Kahrolsun Komünizm Diye Diye (1976)
Nar Çekirdekleri (1976)
Zurna’da Peşrev Olmaz (1978)
Gölgelerin Gölgesi (1981)
Şeytan Aynaları (1982)
2027 Yılının Anıları (1985)
Sobe (1999)

Çocuk

Alfabe (2006)

Çeviri

Aptal Kız (1962)