Gazeteci Cengiz Çandar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül’e destek için mahkemeye giden “ Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir” demesini yorumladı. Çandar, Erdoğan’ın açıklamaları için "Erdoğan'ın açıklamaları alicenaplıkla izah edilemez, iç hukuk düzenine yabancılar tarafından aleni şekilde ihlal edildiği algılanıyorsa, konsoloslar sınır dışı edilir” dedi.
RS FM’den Yavuz Oğhan’a konuşan Çandar’ın açıklamaları şöyle:
"Bir ülke kendi iç hukuk düzenine yabancılar tarafından aleni şekilde ihlal edildiği algılanıyorsa bunun diplomatik kurallar içinde bir davranış şekli vardır. ‘Persono non grata' (istenmeyen adam) ilan eder, sınır dışı etme karar verirsiniz. Alicenaplıkla izah ediyorsanız gayri ciddi bir durumdur."
"Halkı isyana teşvikten ötürü hapishaneye gönderildiği dönemde, konsoloslar kendisiyle dayanışma göstermişti. O zaman böyle şeyler düşünmüyordu. Türkiye kurumların yetkisi kalmadı. Cumhurbaşkanı bir şey söylüyor, kurumlar ona göre hareket ediyor. Bir had aşımı ya da ihlali olsaydı Cumhurbaşkanı söylemeden önce Dışişleri Bakanı ya da Adalet Bakanı'nın açıklama yapması gerekirdi. Türkiye'de işler tersine işliyor.”
“Bu davanın dünyada örneği yok”
Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin kararının tanımadığı yönündeki açıklamasını da eleştiren Çandar, ABD'nin gizli dinleme faaliyetleri ifşa eden eski NSA çalışanı Edward Snowden ve WikiLeaks kurucusu Julian Assange'ın örneklerine atıfta bulundu. Sadece AB'nin değil ABD'nin de davayla ilgilendiğini söyledi.
Çandar belgeleri yayınlayanın değil, sızdıranın hukuki işlem altında olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Bu davanın dünyada örneği yok. Seçimli demokrasisi olan ve birçok ülkenin müttefiki olan Türkiye'de basın özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler temelinde konsoloslar da dayanışma gösteriyorlar. Konuya ABD de birincil derecede müdahil. ABD'nin Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye'ye gelip Erdoğan ile görüştükten hemen sonra Erdoğan'ın casuslukla suçladığı kişinin oğluna yani Ege Dündar'a ‘Babanla iftihar edebilirsin' dedi. Bundan daha net tavır ne olabilir. ABD, Avrupa gibi bu davayı simge olarak görüyor. Türkiye'yi sürekli kollamakla eleştirilen AB'nin Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi Johannes Hahn da bu davayı Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda simge olarak tanımladı. Bu konuda hiçbir ülkeden anlayış beklemesi söz konusu bile olamaz."
Cumhuriyet'ten İlhan Tanır'ın haberine göre, ABD'nin iki eski büyükelçisi Mortton Abramowitz ve Eric Edelman'ın kaleme aldığı ve imzaya açtığı mektubunda doğrudan Erdoğan'a zehir zemberek çağrılarda bulunuldu.
Çandar, Bu çağrının doğrundan ABD Başkanı Barack Obama'yı etkilemese de Washington ile Ankara arasında ilişkiyi etkileyeceği görüşünde:
"Obama'nın başkanlık tarifinde bu tür şeylerden etkilenerek tavır almak yok. Karar mekanizmasını doğrudan etkilenmiyor. Ama her iki isimde çok saygın isimler. Ankara'yı iyi tanıyan kişilerdir. Biri sıkı Cumhuriyetçi diğeri sıkı Demokrat olarak bilinir. ABD'deki pek çok bürokrat bunların yanında yetişti. Farklı görüşteki bu isimlerin ortak mektup yazıp imza atması, mevcut iktidara ilişkin ABD siyasetini birebir etkileyecektir."
TDK'ya göre 'alicenaplık' cömertlik anlamına geliyor.