Gündem

Cemre Birand: Kalp krizinden vefat etti, belki de böylesi daha iyi oldu

Mehmet Ali Birand’ın vefatı ardından eşi Cemre Birand, oğlu Umur Birand ve Doğan Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan Birand’ın evinin önünde konuştu

18 Ocak 2013 17:52

Gazeteci Mehmet Ali Birand’ın vefatı ardından eşi Cemre Birand ilk kez konuştu. “Büyük bir şovmendi. Bu da onun göreceği en büyük şov oldu” diyen Cemre Birand, eşinin ardından kaybettiği stent değişimi operasyonuna dair de “Rutin bir şey diye girdi. Pankreas kanserinden değil, hayatta en çok korktuğu kalp krizinden vefat etti. Belki de böylesi daha iyi oldu” dedi.

Mehmet Ali Birand’ın vefatı ardından eşi Cemre Birand, oğlu Umur Birand ve Doğan Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan Birand’ın evinin önünde konuştu.

İlk kez konuşan Cemre Birand şunları söyledi:

“Ailemiz namına teşekkür ederim. Büyük bir şovmendi. Bu da onun göreceği en büyük şov oldu. Destek oldunuz her şekilde. Hepinize candan teşekkür ederim. Yarın da gelirseniz cenaze merasimine memnun oluruz.”

Cemre Birand, operasyon için “Rutin bir şey diye girdi. Pankreas kanserinden değil, hayatta en çok korktuğu kalp krizinden vefat etti. Belki de böylesi daha iyi oldu ” ifadesini kullandı. 

Birand, “Eşiniz size son olarak ne dedi” sorusunu da şöyle tanıtladı:

“Sonuncu bir şey demedi. ‘Niye geliyorsunuz hastaneye, işiniz gücünüz yok mu’ dedi.”

Cemre Birand’dan sonra konuşan Umur Birand da “Babam kanser olduğundan beri onu hayatta tutan torunuydu. Bütün her şeyi Umberto (torunu) için yaptı” dedi.

 

Aydın Doğan: Vakitsiz gitti, nur içinde yatsın

 

Cemre ve Umur Birand’a taziye ziyaretinde bulunan Doğan Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan da gazetecilere şunlar söyledi:

“Mesleğe girdiğimden beri beraber olduk. CNN’in kuruluşunda bulundu .Başarılı işler yaptı. Haber için yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Ölümü dahil göze almıştır. Onunla da konuşurduk; sloganımız ‘Duyduğunuzu değil gördüklerinizi yazın’dı. Siz de duyduğunuzu değil, gördüklerinizi yazın. Bugün Birand’ın yeri kolay kolay doldurulmaz. Vakitsiz gitti. Nur içinde yatsın.”

Doğan, gazetecilerin Birand’ın söylediklerinden yola çıkarak hatırlattığı editoryal bağımsızlık için de şunları belirtti:

“Yayın kurulu patronu olarak müdahale etmedim. Arkadaş olarak ‘Bak burada tekliyorsun’ takılırdım. 1988 yılında Bekaa’ya gitti ve Apo’yla röportaj yaptı. Bu röportajı biz Milliyet’te yayımladık. Daha sonra gazeteyi topladılar. Çok üzüldü. Ben de ‘Üzülme. Bu yayıncılık da olur’ dedim. Her zaman haber dilinde dürüsttü."