Magazin

Cem Özer: Sevgilim başkasıyla yatabilir bunu aldatmadan saymam!

"İBDA - C evime bombalı paket gönderdi"

03 Nisan 2016 17:35

90'lı yıllarda yayınlanan 'Laf Lafı Açıyor' programıyla popüler olan Cem Özer, aldatılmanın sevgilisinin bir başka erkekle aynı yatağa girmesi anlamına gelmediğini söyledi. Cem Özer, "Sevdiğim kadının, birlikte olduğum sevgilimin canı bir başka beden çekmiş, gitmiş başka biriyle yatmış, benden genç, benden diri biriyle... Yapabilir... Bunu aldatma saymam ki" dedi.

Posta gazetesinden Canan Danyıldız’a konuşan Cem Özer’in Nurgül Yeşilçay - Erkan Petekkaya polemiğinden, çocuklarıyla ve kadınlarla olan ilişkisine, oyunculuk anlayışı ve tarzından, Okan Bayülgen’le ev arkadaşı olduğu dönemdeki anılarına ve radikal İslamcı terör örgütü İBDA - C'nin evine bombalı paket göndermesine kadar bilinmeyenlerini anlattı.

Danyıldız’ın sorularına, Özer’in verdiği yanıtlar şöyle:

‘O Hayat Benim’ dizisine enteresan bir karakterle girdiniz!

Evet Kenan karakteriyle diziye girdim. Oyunculuk bana çok kolay geliyor. Bazen yaptığım role kattığım şeylere insanlar şaşırıyor. Ama bana sanki bir şey yapmıyormuşum gibi geliyor.

Yönetmen Hamdi Alkan’la ve ekiple çalışmak nasıl?

Hamdi’nin sette çocuksu halleriyle oluşturduğu bir otorite var. Sevgiden çok galiba acayip bir saygınlığı var! Aykırı oyunculuğumu anlayan ve değer veren bir yönetmen.

Oyunculuk yetenek isteyen bir şey değil mi?

Hayır ya! Bana hiç öyle çok özel bir şeymiş gibi gelmiyor. Başkalarının niye yapamadığını da anlamıyorum. Yetenek diye bir şey var kabul ediyorum, ama zeki olan herkes zaten beceriklidir.

 

“Şener Şen gibi hep aynı rolü yapmam”

 

Meslektaşlarınızın sizi niye sevmediğini şimdi anlıyorum!

Benim işim bu! Bunu acayip bir şeymiş gibi satmanın manası yok! Seni öteki oyuncudan ayıran şeyse risk alman. Mesela Şener Şen o riski almaz. Ben, ‘Aman güvenli koyumdan çıkmayayım, hep aynı rolü yapayım’ diyemem; sıkılırım.

Yani, hep aynı rolü üstelenen adamlardan farklı mısınız?

E tabii, herkes sonradan sahip olduklarını kaybetme korkusu yaşıyor. Ama ben neyi kaybedeceğim ki? Zaten o bataklıktan geldim. Hanlarda hamamlarda büyümedim ki! Bunları hesap etseydim, Hukuk Fakültesi’nde okuyordum, bitirir, avukat olur, iyi de para kazanırdım.

Oyunculuk tutkunuz olmalı...

Hem de nasıl! Ya insan sıkılmaz mı hep aynı şeyi oynamaktan? İsteseydim ses tonuma bir şiirsellik katar, kendimi öyle sevdirir, devam ederdim.

‘Laf Lafı Açıyor’ programını da o yüzden mi bıraktınız?

Evet sıkıldım, bıraktım! Üstelik de ben bazıları gibi yukardan, kanal yöneticilerinden ‘şunu programa çıkar, bunu çıkarma’ gibi talimatlar alamam. Kanalı başkası yönetebilir ama benim köşeme, işime kimse karışamaz. 

Tek sebebi bu mu yani?

O programlar, ben keyif aldığım için, o sohbetleri sevdiğim için devam ediyordu. Onun tadı kaçınca, ben de devam etmek istemedim.

Unutamadığınız bir hikaye var mı?

Konuk gelen Nara Benek’in aniden üzerini çıkarıp göğüslerini göstermesi!

Genel olarak huzursuz musunuz? 

56 yaşındayım, tek gördüğüm şey yürüme bandında hareket ediyoruz! Bir yere gidiyoruz sanıyoruz ama gittiğimiz yok! Hiçbir şeyimizin geliştiği filan yok!

O kadar da değil! Kitap okunuyor!

Evet, ama nasıl kitaplar? Kişisel gelişim! Herkes kendini yogaya, enerjiye verdi... Herkes yaşam koçu. Bunları değil de bir iki edebiyat kitabı okusan ihtiyaç kalmaz. Ama nerdee!

Yaşlanmış olabilir misiniz?

Başka bir nesil var, bunu kabul ediyorum. Ama bayatladığımı da düşünmüyorum. Dünyaya bak, Almanya’da ya da Norveç’te durum bu değil. Demek ki bizim coğrafyada bir acayiplik var arkadaşım!

Size öncülük yapan birileri var mı?

Altan Erbulak, Ali Poyrazoğlu -ki onun kütüphanesinden çok kitap aşırdım- Ferhan Şensoy, Levent Kırca, Zeki Alasya ve Cenk Koray.

Okan Bayülgen’le de kısa dönem bir ev arkadaşlığınız olmuş!

Evet, Okan’ı şovmenliğe iten adamım. Onun çok başarılı olacağını öngören biriydim. Ev arkadaşlığımıza gelince, ooo haftalarca bulaşık biriktirirdi, dağınıktı!

Beyazıt Öztürk’ün tarzı nasıl?

Onun da yıllar önce Kanal D’ye geçmesine vesile olan adamım. E tarzı reyting alıyor mu alıyor, izleniyor mu izleniyor. Ona bakmak lazım.

 

“Öpüşme krizinde Nurgül haklı”

 

Mehmet Ali Erbil’den geri kalır tarafınız yokmuş! 4 evlilik! 

Evet 4 kez evlendim. Sakladığım bir şey değil ama nedense hep Nurgül’le olan hafızalarda kaldı. Cemre ve Osman Nejat adında da 2 evladım var.

Şimdiki sevgilinizi eski eşiniz Nurgül Yeşilçay’a çok benzetiyorlar.

Ben Pınar’ı benzetemiyorum. Nurgül vardı zaten, yaşadık bitti. Niye gidip benzerini bulayım? O zaman hiç boşanmazdım. Sen aynı markanın aynı modelini aynı renginde gidip bir daha alır mısın? Manyak mıyım ben daaa!

Pınar Hanım sizden kaç yaş küçük? Ne iş yapar?

20 yaş küçük, 5 yıldır da ilişkimiz çok iyi gidiyor. Bizim sektörden ama tanınan biri değil. Senaryo yazar, çizer.

Yeniden evlenirseniz çocuk sahibi olur musunuz?

Yok yeniden evlenmem ama Pınar için belki fedakarlık yaparım. Çocuk sahibi olmak isterse yeniden baba olabilirim. Bunun için evlenmek zorunda değiliz ki! Kızım Cemre’ye de ‘Evlenmeden çocuk doğurabilirsin’ diyorum.

İnsan bu kadar evlilik meraklısı olur da niye sürdürmeyi beceremez?

Demek ki evlilik değil, boşanma adamıyım! Özgür ruhlu bir adam olduğum için sürmüyor herhalde. Aynı evde olmuyor...

Ne yani, Nurgül Yeşilçay’la ayrı yaşasaydınız?

Evliliğimiz devam edebilirdi. İkimiz de 24 saat bir aradaydık. İlişki özleyince güzel gider.

 

“Osman Nejat’ı istediğim zaman görüyorum”

 

Osman Nejat ile aranız nasıl?

Nurgül’le hiçbir sorunumuz yok, oğlumu da istediğim zaman gidip görüyorum, bende kalıyor. Cemre 30 yaşında, onun da Osman Nejat’la arası çok iyi!

Nurgül Yeşilçay para ve iş konusunda destek çıkıyor mu?

Böyle bir şey asla olamaz! Maddi sıkıntı yaşasam en son para isteyeceğim insan Nurgül’dür. Gururdan mıdır bilmiyorum. İş bağlaması da söz konusu değil. Benim de ahbaplarım var yıllardır.

Nurgül Yeşilçay’la çok favoriydiniz.

Nurgül’le evliyken ben bütün ilgimi Nurgül’e verdim, kendimi arka plana attım. Bunu tercih ettim. Ama karı koca o kadar ünlüyken motora binip gezen, çocuğuna ‘Osman Nejat’ gibi eski bir isim koyma modasını başlatan benim.

Aşkınız mı bitti? Bu yüzden mi boşandınız?

Aşk bitti... Ama genellikle tüketince biter. Öyle olmaz mı? Nurgül’le özel bir şey yaşadık. Ona ilk telefon açtığımda ‘Benimle yatmak mı istiyorsun, açıkça söyle!’ demişti, ben de ‘Hayır, sadece yanında olmak istiyorum, sen hissedene kadar seninle yatmayacağım’ dedim. Nurgül, bir gecelik bir şey değildi.

Niye bitti?

Evlilik ve aşk eşit durumda iki insanın yürütebileceği bir şey değil. Bir ilişkinin devam etmesi için birinin aşık, diğerinin maşuk olması lazım. İki egolu, başarılı insanın yapabileceği şey değil. O yüzden bitti. Birinin diğerine katlanması lazımdı.

E 40 yıl devam ettirenler var!

Yok yahu! Annenin de babanın da başka bir alternatifi yoktu da ondan!

Nurgül Yeşilçay-Erkan Petekkaya krizine ne diyorsunuz?

Ben oyuncu kimse, onun tarafında dururum. Bu mesele Nurgül ve Erkan Petekkaya öpüşmesi değil ki! Onların oynadığı rollerin öpüşme durumuydu. Ben Nurgül’ün tarafındayım. Nurgül haklı. Öpüşür de sevişir de! Ayrıca nedir bu? Türkan Şoray kuralları mı var hâlâ?

 

“Düzenli bir ailem olmadığı için yuva kuramıyorum”

 

Küçüklüğünüz nasıldı?

Herkes beni sanki Koç’ların oğluymuşum filan gibi görüyor ama gerçek o değil! Bildiğin sokakta büyüdüm. Mahalle kavgası yapar, racon bilirim.

Aileniz dağınık mıydı?

Öyle diyelim... Yetiştirilmedim. Ama hayatımdaki herkesi affettim. Belki de daha düzenli bir ailem olmadığı için yuva kuramıyorum.

Hayalleriniz yok muydu? ‘Bitik Cem Özer’ dediklerinde kırılıyor musunuz?

Yoktu, yeminle! Geçenlerde biri ‘Cem Bey sizi daha iyi yerlerde görmek isterdik’ dedi, düşündüm. Şoförüm, korumam olmadı, en top olduğum zamanda bile çantamı taşıtmadım. Ben milletin bana layık görmediği yerden çok memnunum.

Pahalı bir otomobil, ya da iyi bir ev?

Hayır. Ben, 2.5 milyon dolarlık arabasını oturduğu kafenin önüne çeken, sonra da sigarasını unutmuş bahanesiyle geri dönerek beğendiği kıza arabasını gösteren adamlardan olmak istemem.

Ali Ağaoğlu, kendisine parası ve otomobilleri için gelindiğini biliyor...

Ve rahatsız olmuyor. Ha, kadınlar o erkeklerle birlikte olurlar ama keyif almazlar. O adamların kadınları gider, başka bir erkekle ahbaplık yapar, ondan büyük zevk alır, benim için aldatma odur!

Anlamadım?

Sevdiğim kadının, birlikte olduğum sevgilimin canı bir başka beden çekmiş, gitmiş başka biriyle yatmış, benden genç, benden diri biriyle... Yapabilir... Bunu aldatma saymam ki!

Nasıl? Pardon?

Vallahi! Ama kadınım gider de dertlerini, sevincini, mutsuzluğunu başka bir adama anlatırsa işte o zaman beni aldatmış sayarım! O zaman benden hiç zevk almıyor, ilişki bitmiş demektir.

Bu da bir bakış açısı, saygı duymak lazım!

Tensel birliktelik çok doğal, insani bir şey. Mum yanar, müzik güzel gelir, seni hatırlar ya da sen onu hatırlarsın, deniz fış fış yapar, anlık olarak karşındakiyle bir şey yaşarsın. Aşırı insani! Pınar beni böyle kabul ediyor.

 

“Evime abajur içinde bomba yolladılar”

 

Nasıl bir babasınız?

Cezalar koyan bir baba değilim. Kızım Cemre’yle her şeyi konuşabiliyoruz. Yasaklar da koymadığım için yalan söylemek zorunda kalmıyor. Öteki türlü bütün kızlar ‘Akşam, Mervelere ders çalışmaya gidiyor’ oluyor. Berk’e anatomi dersine gidiyor, şimdi söyletme beni! Biz de yaşadık, biliyoruz!

Çocuklarınızın yanlış yapmasını nasıl önlüyorsunuz?

Kendi haline bırak! İnsanoğlu yanlış yapmamak üzerine yaratılmış, öyle doğuyor zaten. Ayarı bozan biziz. ‘Benimkisi doğru!’ dediğin an, öteki herkesin yaptığına ‘yanlış’ demiş oluyorsun. Mahalledeki adama kahvede ‘senin karı başkasıyla fingirdiyor’ demeseler, adam gelip karısını dövmez.

 

‘Bombalı abajur’ hikayeniz neydi?

 

Evet. İBDA-C örgütünden. Örgüt kargoyla içinde bomba olan bir abajur yolluyor! Ama adres yanlış. Kargo şirketi beni bulamayınca, paketi Sirkeci’de depoya kaldırıyor. Aradan 1 ay geçiyor, örgüt bakıyor ben hala yaşıyorum. Kargo şirketini arayıp, ‘N’oldu bizim abajur, niye patlama olmadı?’ diye soruyorlar! Gerçek bu ha! Sonra imha edildi filan. Bir defa da ayağıma kurşun sıktılardı.