Politika

Çelik 'yumurta' savunmasını sürdürdü

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Van'da CHP konvoyuna yönelik protestoyla ilgili yeniden açıklandı.

09 Nisan 2010 03:00

T24 - AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Van'da CHP konvoyuna yönelik protestoyla ilgili olarak, "AK Parti'nin siyasetinde kaba kuvvet ve şiddetin yeri yoktur ve olamaz. Biz demokratik yollarla yasal zeminde Sayın Baykal'la veya başka birileriyle ilgili olarak bir protesto organizasyonu yapmak istersek, bunu açıkça yaparız ve sahipleniriz" dedi.


Çelik, yaptığı yazılı açıklamada, kendisinin veya bir genel merkez görevlisinin bu meseleyle ilgisinin ve bilgisinin olmadığını belirtti.


Çelik, olayın meydana geldiği 2 Nisan Cuma günü MKYK toplantısının ardından yaptığı basın toplantısında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, bu olayı kendisinin ve akrabalarının organize ettiğine dair iddiasının sorulduğunu ifade etti.


Hüseyin Çelik açıklamasında şunları kaydetti:


"Ben kesin bir dille bu işle uzaktan yakından alakam olmadığını, bu eylemin esasen bir AK Parti organizasyonu da olmayacağını ifade ettim. Akraba olarak bula bula, Sayın Baykal'ın programının yapıldığı düğün salonunun altında dükkanı bulunan kardeşimin kayınbiraderi bulundu ve buradan hareketle konu benimle ilişkilendirilmeye çalışıldı. Kendi kayınbiraderimden bile sorumlu olamayacağım gibi, kardeşlerimin kayın biraderlerinden sorumlu tutulmam akılla bağdaşmaz.


Protestocular arasındaki dört AK Parti'li gösterilerek bunun bir AK Parti organizasyonu olduğu CHP tarafından iddia ediliyor. Orada onlarca BDP'li, eski CHP'li herhangi bir parti ile ilişkili olmayan sıradan vatandaşlar var. CHP ısrarla partimizi ve şahsımı konu ile ilişkilendirme gayretiyle bu gerçeği gizliyor. Nitekim mahalli basına beyanat veren esnaftan birçok insan, bunun spontane bir tepki olduğunu ve kimsenin teşvikiyle değil, kendi iradeleriyle Sayın Baykal'ı protesto ettiklerini söylüyorlar.


Van'da, CHP üyelik kartını Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na uzatarak 'bunu Sayın Baykal'a götür, taşımaktan utanıyorum' diyen vatandaşın görüntüleri basına intikal etti. Bu durumu CHP, söz konusu iddialarla örtbas etmeye çalışıyor. Ben, 'konunun benimle ilişkili olduğuna dair iğne ucu kadar bir delil bulunursa Sayın Baykal'dan 72.5 milyonun huzurunda özür dilerim' dedim.


CHP'li Sayın Ateş, 'Sayın Çelik, demek istiyor ki ben işimi sağlam yaparım, iz bırakmam' diyor. Bu yorumu ayıplıyorum. Benim sözümü böyle çarpıtmak ancak CHP zihniyetinin yapabileceği bir şeydir. Aynı iddiamda ısrarlıyım. Benim 2 Nisanda MKYK toplantımızdan sonra yaptığım basın toplantısı esnasında konu ile ilgili yaptığım açıklamanın, CHP, 'suçluluk telaşı ile' yapılmış bir açıklama olduğunu iddia ediyor.


Halbuki ben o basın toplantısında 'Parti Sözcüsü' sıfatıyla partimiz adına yapılanları ayıpladığımızı ve kınadığımızı açık bir dille ifade ettim. Konunun benimle ve genel merkezimizle ilgili olmadığını zaten biliyordum. Basın toplantısı yapmadan önce Van İl Başkanımızı arayarak bilgi aldım. Van İl Başkanımız, Parti olarak işin içinde olmadıklarını, girişimin AK Partiyle ilgisinin bulunmadığını söyledi. Geç açıklama yapıp, geç tepki göstermiş olsaydık, bu sefer CHP'liler niçin geç tepki gösterdiğimizi sorgulayacaklardı."



'İnceleme başlatıldı'



Kaba kuvvet ve şiddete dayalı bir siyaset anlayışlarının olmadığını belirten Hüseyin Çelik, "AK Parti'nin siyasetinde kaba kuvvet ve şiddetin yeri yoktur ve olamaz. Biz demokratik yollarla yasal zeminde Sayın Baykal'la veya başka birileriyle ilgili olarak bir protesto organizasyonu yapmak istersek, bunu açıkça yaparız ve sahipleniriz. Ancak bizim siyasi terbiyemizde siyasi parti liderlerine taş, yumurta ve benzeri cisimler atmak, liderlerin yakasına yapışmak yoktur" açıklamasında bulundu.


AKP Genel Merkezi'nde 6 Nisanda düzenlediği basın toplantısında konunun yargıya intikal ettiğini, suçlu bulunacak kişi ya da kişilerin kim olursa olsun partilerinden ve iktidardan himaye görmeyeceğini açık bir dille ifade ettiğini de kaydeden Çelik, aynı toplantıda İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal'a da çağrıda bulunarak olayda bir güvenlik zaafı veya ihmali olan güvenlik görevlileri varsa onlarla ilgili de gereğinin yapılmasını parti olarak talep ettiklerini ifade ettiğini anımsattı.


Çelik, "Nitekim dün itibarıyla Sayın İçişleri Bakanımızın talimatıyla iki mülkiye müfettişi konuyu araştırmak üzere görevlendirilmiştir" dedi.


Çelik, açıklamasında şunları kaydetti:


"Dört AK Partilinin protestocular arasında yer alması, AK Parti'nin kurumsal olarak bunun arkasında olduğunu göstermez. Ayrıca taş atan, yumurta atan bir AK Partili tespit edilirse onları parti olarak cezalandırırız. Nitekim bu amaçla Van İl Başkanlığı bir inceleme başlatmıştır. Sözlü protestoya gelince, bunların çok daha ileri olanlarını CHP'li milletvekilleri Sayın Başbakan TBMM kürsüsünde konuşurken yapıyorlar. TBMM oturumlarında özellikle Sayın Başbakan kürsüde konuşurken CHP'li milletvekillerinin hiç de yakışık almayan laflar atmaları da kamuoyunca bilinmektedir.


CHP'li vekillerin Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili, Sayın Başbakan'la ilgili terbiye sınırlarını zorlayan aleni hakaret içeren ifadelerine bugüne kadar Sayın CHP Genel Başkanı'nın seyirci kaldığı da herkesçe bilinmektedir. Haziran 2005 tarihinde, Sayın Başbakan'a Trabzon'da yumurta atan Ethem Küçük isimli şahıs, bir ay sonra, zamanın CHP'li Trabzon Belediye Başkanı tarafından işe alınarak ödüllendirilmiştir.


Biz sadece Sayın Baykal'a değil, tüm siyasi parti liderlerine atılmış taşı, kendi liderimize atılmış gibi değerlendirir ve gereğini yaparız. CHP Genel Başkanı, Van'da uğradığı hayal kırıklığını, partisinin oradaki zaafını bir mazerete sığınarak izah etmeye çalışıyor. Bu boşuna bir gayrettir. Şahsımla ve kan bağım olan hiçbir akrabamla ilişkili olmadığı halde Sayın Baykal'ın adımı vererek, konuyu benimle ilişkilendiren iftirasına karşı bir liralık manevi tazminat davası açtım. Konuya yargının daha bir açıklık getireceğine inanıyorum.


Kaldı ki birinin kan bağı bulunan yakınları bile, bir yanlış yaparsa suçların kişiselliği prensibinden dolayı o insanı, suça iştirak etmediği veya bir şekilde suçla ilişkili olmadığı sürece sorumlu tutamazsınız. Başta Sayın Baykal olmak üzere, CHP'liler benim bilgim ve haberim olmadan Van'da hiçbir şeyin olamayacağını iddia ediyorlar.


Nitekim bu tutumu, dönemin 100.Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın tutuklanması esnasında da aynen sergilenmiştir. Sayın Başbakanımızın Van'a son gelişi esnasında yapılan protesto gösterileri, araba yakmalar, esnafın iş yerlerine verilen zararlar ve daha bir çok kaba kuvvet ve şiddet içeren görüntüler hala toplumun hafızasında mevcuttur. Eğer iddia edildiği gibi bir gücüm olsaydı, ben önce bunlara mani olurdum."



Gençlik Kolları Başkanı: Bizler de araştırıyoruz



AKP Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Fatih Şahin ise Deniz Baykal'a yönelik Van'da yapılan yumurtalı protesto ile ilgili olarak, "Bir siyasi parti liderine böylesine bir eylemin gerçekleştirilmiş olması üzüntü verici" dedi.


Olayı kesinlikle tasvip etmediklerini ifade eden Şahin, "Olayın sorumluları hakkında gerekli incelemeler başlatılmış durumda. Olayı gerçekleştirenlerin partimizle olan irtibatını bizler de araştırıyoruz"diye konuştu.