-Çelik: "Kökümüz 1923 yılında falan değildir" ANKARA (A.A)- 30.11.2011 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Bu ülkede tabularımızı atacağız ayaklarımızın altına. Türkiye Cumhuriyeti devleti, evet 1923'te kurulmuştur ama bizim kökümüz 1923 yılında falan değildir. Biz kökü mazide olan ati bir devletiz'' dedi. Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan Erdoğan'ın söylediği bazı sözleri gündeme getirdiğini belirten Çelik, Kılıçdaroğlu'nun, 'Milli Mücadele devam ederken, Sayın Kılıçdaroğlu'nun ecdadı bu kahramanlıkları sergilerken, Sayın Başbakan'ın da babası, dedesi kümeslerde saklanıyormuş'' ifadelerini kullandığını kaydetti. Çelik, Erdoğan'ın bu sözleri Kılıçdaroğlu'nun 'Silivri toplama kampı' ifadesine yönelik olarak söylediğini ifade etti. Çelik, şöyle konuştu: ''O zamanlarda kümeslerde gizlenen insanlar niçin gizleniyordu biliyor musunuz? 'Sen Arapça ezan okuyorsun' diye jandarma dipçiğiyle muhatap olduğu için orada gizleniyorlardı. 'Sen elifba cüzü bulunduruyorsun' diye insanlar takibata uğradıkları için oralarda saklanıyorlardı. İnsanların dini pratiklerini yerine getirmelerine, dininden, diyanetinden dolayı tek parti dönemi hegemonyasına muhatap olan bu insanlar kendi devletinden, kendi devletinin şerrinden korunmak için oralara saklanıyorlardı. Sayın Kılıçdaroğlu öyle anlatıyor ki onun dedeleri İstiklal Savaşı esnasında Ankara'da kahramanlık sloganlarıyla ortaya çıkarken, Sayın Başbakan'ın dedesi, babası da samanlıklarda, kümeslerde saklanıyormuş... Bu kadar yalan, bu kadar çarpıtma, bu kadar yırtma, yapıştırma bugüne kadar görülmedi. Dün Sayın Kılıçdaroğlu'nu dinleyen insanlar, Sayın Başbakan gerçekten öyle şeyler söyledi zanneder... Sayın Bahçeli'nin söylediği bir şey var. Hakikaten ben MHP'li arkadaşlarımın ferasetine bunu havale ediyorum. Türkiye'de milliyetçi muhafazakar gibi bir kavram vardır. Sayın Bahçeli ve ekibi ulusalcılık konusunda CHP ile aşağı yukarı aynı noktaya geldi. İstiklal Mahkemelerinin zulümlerini, 'kuruluş döneminin olağanüstü yargılama anlayışı' diye nitelendiriyor. Yani İskilip'li Atıf Hoca'yı, Kel Ali, Ali Çetinkaya önce asacak, sonra şahitleri dinleyelim diyecek... Bu sadece bir örnektir... Sayın Bahçeli çıkıp diyecek ki, 'Bu olağanüstü dönemlerin yargılama usulüdür. Bu da normaldir, meşrudur. Bunu meşru göreceksiniz'... Kel Alileri kutsayacaksınız, ondan sonra da bir başkasının, Sayın Başbakan'ın, AK Parti'nin de bölücülük yaptığından söz edeceksiniz... Buna tek kelime ile pes diyorum.'' -''Güneydoğu'da vatandaşa dışkıyı Türk Milleti yedirmedi''- Konuşmasında MHP lideri Bahçeli'yi de eleştiren Çelik, şunları ifade etti: ''Sayın Bahçeli çıkıp diyor ki 'Bizans'tan da, Haçlı Ordularından da özür dileyecek misiniz?' diyor. Sayın Bahçeli, Bizans'tan, Haçlı Ordularından tabii ki özür dilenmeyecek. Savaş hukuku diye bir şey var. Ama savaşta bile eğer siz savaştığınız milletin çocuklarını ve kadınlarını mağaralara doldurup onları zehirli gazlarla öldürürseniz, siz savaş suçu işlemiş olursunuz. Siz katil olursunuz. Savaşta bile masum insanların kanına dokunamazsın. Efendim, terörle mücadeleden dolayı da Başbakan özür dileyecekmiymiş... Terörle mücadeleden dolayı Başbakan da, AK Parti'de özür dilemedi, dilemiyor, dilemeyecek. Ancak Güneydoğu'da vatandaşa dışkıyı Türk Milleti yedirmedi. Eğer siz terörle mücadele ediyorum diyerek vatandaşın köyünü boşaltıyorsanız, köyleri yakarsanız, onbinlerce insanı öldürürseniz, faili meçhul cinayet işlerseniz, devlet gücünü kullanan, devlet adına hareket ettiğini söyleyen bir kısım çetelerin buraları yakmasına izin verirseniz bu terörle mücadele falan değildir. Bu terörün safına insan kazandırmaktır. İki şeyi birbirine karıştırmamak lazım. Terörle mücadele dün devam etti, bugün devam ediyor, bundan sonra da devam edecek." -''Biz kimsenin şamar oğlanı falan değiliz''- Hüseyin Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dersim'dekiler, Dersim'deki isyancılar, Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle bugünün PKK'sı gibiymiş. 'Bugünün PKK'sı o zaman da onlardı' diyor. Yapmayın... Çağlayangil'in hatıralarını okusun. Mağaralara çoluk çocuğu, masum insanları doldurup, onları zehirleyip fareleri öldürür gibi öldürmek hangi kitapta yazar, hangi vicdanda yazar? Elbette bir yerde terör, şiddet, isyan varsa devlet, devlet olmanın gerektirdiği usullerle, hukuk içerisinde kalarak müdahale eder. Gece yarısı mahkemeyi toplayıp Seyid Rıza'nın yaşını küçülterek, oğlunun yaşını büyüterek onları asmanın hukukun neresinde yazdığına şahit oldunuz Sayın Bahçeli? Bu ülkede tabularımızı atacağız ayaklarımızın altına. Türkiye Cumhuriyeti devleti, evet 1923'te kurulmuştur ama bizim kökümüz 1923 yılında falan değildir. Biz kökü mazide olan ati bir devletiz. Osmanlı döneminde yapılan yanlışları da savunmak zorunda değiliz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun aslında, dünya çapında bir lider olan AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a muhalefet ettiği için kendisine şeref payı çıkarması lazım. Biz kimsenin şamar oğlanı falan değiliz. Biz nezaketimizi muhafaza ettik, etmeye devam edeceğiz. O seviyelere inmedik, inmeyeceğiz. Ama kimsenin şamar oğlanı olmadığımızı, bize yönelik iftira ve ithamlara da her zeminde gerekli cevaplarımızı vereceğiz.''