-ÇELİK: "BAHÇELİ KCK VE PKK DESTEĞİNİN SIRRINI AÇIKLASIN" ADANA (A.A) - 06.06.2011 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin Diyarbakır mitingiyle ilgili, ''Bugün eş zamanlı olarak PKK ve KCK Sayın Başbakanımızın Hakkari'de olduğu gibi Mardin mitinginin de protesto edilmesini söylerken, Sayın Bahçeli'nin Diyarbakır mitinginde taşkınlık yapılmaması, mitingin huzur ve sükun içerisinde geçmesi için telkinde bulunmuştur'' dedi. Çelik, AK Parti Adana İl Teşkilatı tarafından Seyhan Kültür Merkezi önünde düzenlenen törende 120 engelliye tekerlekli sandalyesini dağıttı. Tören sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin ''MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Diyarbakır'da 16 yıl sonra miting yapmasını nasıl değerlendirdiğini'' sorması üzerine, Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sivas'ın doğusuna geçmesi gerektiğini her zaman söylediklerini belirtti. Bu bölgeye AK Parti dışında tüm partilerin de gitmesi gerektiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti: ''Ama herkesin dikkat etmesi gereken şey şudur; burada Sayın Bahçeli gece gündüz AK Parti'yi eleştireceğine çıkıp bazı konulara açıklama getirmek zorundadır. Bugün eş zamanlı olarak PKK ve KCK Sayın Başbakanımızın Hakkari'de olduğu gibi Mardin mitinginin de protesto edilmesini söylerken, Sayın Bahçeli'nin Diyarbakır mitinginde taşkınlık yapılmaması, mitingin huzur ve sükun içerisinde geçmesi için telkinde bulunmuştur. Kuşkusuz biz bütün partilerin mitinglerin huzur ve sükun içerisinde geçmesini isteriz, herhangi bir taşkınlık ortaya çıkmasını istemeyiz. Sayın Bahçeli AK Parti ile uğraşacağına kendisine KCK'dan ve PKK'dan verilen bu desteğin sırrını kamuoyuyla paylaşmalıdır.'' Çelik, gazetecilerin Doğu ve Güneydoğu illerinde imam hatipli öğrencilerin kaldığı yurtlara ve din adamlarına yönelik saldırıları da sorması üzerine, bu konuyla ilgili iki şeyin dikkati çektiğini belirtti. ''Birincisi örgüt İslamiyet'in gerçek olarak anlatılmasından, İslamiyeti gerçek olarak anlatacak unsurlardan rahatsız oluyor'' diyen Çelik, '' Kendisinin çıkarlarına uygun bir İslamiyet oluşturmaya çalışıyorlar. Bunun bizim dinimizde yeri yok. İslamiyet herhangi bir etnik grubun dini değildir'' dedi. İslamiyetin barış ve insanlığı birleştiren bir din olduğunu belirten Çelik, İslam'ın terör ve şiddetle özdeşleştirilmesinin mümkün olmayacağını söyledi. İkincisi olarak da toplumun özellikle din adamlarına ve çocuklara karşı çok özel bir hassasiyeti olduğunu ifade eden Çelik, şöyle devam etti: ''Bu terör örgütü ve bunun uzantıları özellikle bu noktalara saldırıyorlar. Toplumsal hassasiyeti kaşıyıp, devletin buna hukuk dışında sert tepki vermesini sağlamaya çalışıyorlar ki, yeniden bölgede o kaos ortamı oluşsun. Şiddet ve karşı şiddet kısır döngüsü oluşsun. Devletin hukuk sınırları içinde kalması bunların zemin kaybetmesine yol açıyor. O nedenle güvenlik güçlerimizi hukuk dışına çıkartacak şekilde kışkırtmalarda bulunmaya çalışıyorlar. Ama güvenlik güçlerimiz hukuk, meşruiyet ve demokratik sınırlar içerisinde kaldıkça da bunlar mevzi kaybediyorlar. İkincisi dindar insanları yine kendilerinin de içinde bulunduğu şiddet ortamının içine çekmek ve bu şiddetin bir parçası yapmak için evlerinden çıkmaya zorluyorlar. Seçimlere az bir zaman kala bu vahşeti gerçekleştirmelerinin başka bir anlamı yok. Ama Türkiye'nin buna vereceği en iyi cevap şudur; Türkiye sağduyu ile barış içinde şiddete prime vermeden seçimlere doğru ilerliyor. Bu yolda ilerlediği sürece bunları yapanlar devleti hiçbir zaman demokratik teamüllerin ve hukukun dışına çıkaramayacaklar. Dolayısıyla orada şiddet ve karşı şiddet kısır döngüsünü oluşturmaları da mümkün olmayacak.'' Çelik, devletin hiçbir zaman hukuk dışına çıkmayacağını belirterek, ''Türkiye bir daha şiddet karşı şiddet kısır döngüsüne, BDP'nin PKK'nın ve KCK'nın Türkiye'yi içine çekmeye çalıştığı bu oyuna kesinlikle gelmeyecek'' dedi. -ÇELİK'İN YAŞLI VATANDAŞLA SOHBETİ- Bu arada, Çelik, tören alanından ayrılışı sırasında kendisine seslenen 82 yaşındaki Zeki Demircan ile sohbet etti. Demircan, Çelik'e ''Ben Kuran-ı Kerim'i yere kendi ellerimle gömdüm. İnönü zamanında Kuran'ı Kerim'i yere gömdüm. Benim ölüm olduğunda ben gömmek için kefen bulamadım yorganımın yüzünü söküp kefen yaptım'' dedi. Çelik de, bunun üzerine ''İşte CHP zihniyetini canlı yaşamış örnekler burada. CHP zihniyeti Kuran'ı yasaklamış tek parti döneminde. O dönem ki insanlar Kuran'a bir halel gelmesin diye Kuran'ı toprağa gömmüşler. Aynısı Saimbeyli'de de yaşadım başka yerlerde de yaşadım'' diye yanıt verdi. Demircan'ın o dönemlerde sigara paketi üzerindeki eski yazıların bile kendileri için tehlike oluşturduğunu belirtmesi üzerine Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: ''Sigara paketinin üzerinde Osmanlıca'yı gördükleri zaman bunu bile tehdit sayıyorlardı. Aynı zihniyet devam ediyor işte görüyorsunuz canlı canlı burada yaşıyoruz.''