Ekonomi

Çayırhan'da maden işçileri özelleştirmeye karşı bir kez daha direnişte!

İlk kitlesel tepki 20 Kasım 2024’te maden ocağında kendilerini 9 gün boyunca kapatmalarıyla başlamıştı

28 Şubat 2025 07:14

Güncelleme: 28 Şubat 2025 07:20

Ankara’nın Nallıhan ilçesine bağlı Çayırhan Termik Santralı ve Maden Ocağı’nda çalışan işçiler, varlık satışı yoluyla yapılacak özelleştirmeye karşı yeniden eyleme başladı. Uzun süredir çeşitli yöntemlerle tepkilerini dile getiren maden emekçileri, 28 Şubat sabahından itibaren ocağın önünde nöbet tutma kararı aldı. Soğuk havaya ve jandarma ablukasına rağmen kararlılıkla eylemlerini sürdüren işçiler, “Özelleştirme iptal edilmeden buradan ayrılmayacağız” diyerek taleplerini yineledi.

Daha önce de yürümüşlerdi

Madencilerin özelleştirmeye karşı ilk kitlesel tepkisi, 20 Kasım 2024’te maden ocağında kendilerini 9 gün boyunca kapatmalarıyla başlamıştı. Ardından Ankara’ya yürümek üzere yola çıkan işçiler, Çayırhan’dan Beypazarı’na ulaştıklarında hükümet yetkilileri 4 Mart 2025’e kadar özelleştirme işlemini erteleme kararı almıştı. Bu gelişme üzerine yürüyüşlerine ara veren emekçiler, 10 Şubat’ta tekrar Beypazarı’ndan yola çıkıp 13 Şubat’ta Ankara’ya varmış; ancak taleplerine olumlu bir yanıt alamamışlardı.

"Bu özelleştirme kararı, adeta ölüm fermanımız"

Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul, maden girişinde yaptığı basın açıklamasında, bugüne kadar pek çok direniş biçimini denediklerini belirtti. BirGün'de yer alan habere göre, Akçul, “Kendimizi madene kapattık, çadır nöbetleri tuttuk, karda kışta kilometrelerce yürüdük; ne yapsak duyulmadık. Bu özelleştirme kararı, adeta ölüm fermanımız. Yetkililerden vicdanlı bir yaklaşım bekliyoruz. Burası sadece bir işyeri değil, işçilerin yuvası. Ailelerin, çocukların geleceği söz konusu” dedi.

"Tüm emekçilerin hakları için buradayız"

Sendika Başkanı Akçul, varlık satışıyla halka ait kaynakların sermayeye devredilmesine karşı çıktıklarını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Taleplerimiz net: Özelleştirme derhal dursun, iş güvencemiz korunsun. Bugün sesimizi duyuramazsak, yarın bu adaletsizlik herkesin kapısını çalabilir. Biz yalnızca madencilerin ve enerji işçilerinin değil, tüm emekçilerin hakları için buradayız. Madenciler aylardır direniyor ve ‘Ölmek var, vazgeçmek yok’ diyor. Onların kararlılığı, hepimizi ayakta tutacak.”