Gündem

CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşkın: AKP artık eski Türkiye; haraççı ekonomi istihdam yaratamaz, istihdam olmazsa gelecek karanlık!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı

10 Mart 2021 10:25

Dindar-seküler, Türk-Kürt ekseninde Millet İttifakı'nı ve Türkiye'nin ekonomik darboğazını yorumlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, "AKP artık eski Türkiye; haraççı ekonomi istihdam yaratamaz, istihdam olmazsa gelecek karanlık" diye konuştu.

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı. 

Türkiye'nin ekonomik sorunları ile ilgili yorumlarını dile getiren Taşkın, "Bir kere iş insanlarını sindirerek korkutarak, haraççı ekonomi kurarak bu iş olmuyor. Üretimle gitmediğimiz sürece geleceğimiz karanlık. Bugün 13 milyon emekliyi 20 milyon insan finanse ediyor. Esas siyaset bunları konuşmalı. Bence bu, topluma haksızlık eden bir siyaset" dedi.

"Kutuplaştırma siyaseti güden siyasetçiler bunun zararlarını görmüyorlar mı?" sorusunu yönelten Taşkın, "Bir kamu yöneticisi, cumhurbaşkanı olsun, kaymakam olsun halkına bağıramaz. O dönem geçti. AKP artık eski Türkiye; yeni Türkiye'yi okuyamıyor. Bir siyasi parti lideri toplumun bir kesimini hedefleyemez. Biz buna karşı kapsayıcı bir dille karşılık veriyoruz. Toplum radikal sağ iktidarın önünde. Ateşle oynayan siyasetçiler bu kutuplaşmanın zararlarını düşünmüyorlar mı? Onların arkasındaki milletvekilleri düşünmüyorlar mı? AKP'nin siyasetçilerinin "Bu doğru olmadı, aşırı oldu" dedikleriyle karşılaşıyoruz" diye konuştu.

Saadet Partisi'nden geçen yılın mart ayında istifa eden Cihangir İslam'ın CHP'ye katılmasını yorumlayan Taşkın, "İktidarın söyleyecek sözü kalmadığı için hep bir tuzak, pusu siyasetiyle ilerliyor. Bu da iki eksenli; birinci dindar-laik ayrışmasından istifade ettiler. Zaman içinde toplum gibi siyasi partiler de bu konuda normalleşme yaşadılar. CHP başörtülü vekiller konusunda ön alarak bu konunun istismar alanından çıkarılmasını sağladı. Bu kutuplaştırma meselesini büyük ölçüde aştığımızı görüyorum. Bize en az mesafeli olan kesimlere daha çok kadınlarla ulaşılabiliyor. Böylece biz bu istismar alanını aştık. Bizi tercih eden başörtülüler vitrin oldukları için değil, bizi tercih ettikleri için geliyorlar. Cihangir İslam kendince şöyle mantık yürüttü; dindar insan eşittir sağ parti, seküler insan sol partilerde olur denklemine tepki duyduğu için oraya katkı vermek istedi bence. Yeni kurulan başka merkez sağ partiler de var. Bizi tercih etmesi bir mesajdır. Programımız doğrultusunda davranmak isteyen herkese açık davranıyoruz. Bunlar doğal diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"Türkiye'de radikal sağ iktidarda, biz merkezi de tutmak durumunda kaldık"

CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın'ın açıklamaları şöyle: 

"Bugün Türkiye'de radikal sağ bir iktidar var, o nedenle biz merkezi de tutmak durumunda kaldık. Uzun süredir İyi Parti, DEVA, Gelecek gibi partilerin ortaya çıkmasıyla, bizim zamanın ruhu dediğimiz sosyal demokratik anlamda bölüşüm meselesine odaklanabileceğimizi görüyorum. Bir de gençler bizim sosyal demokrat yanımıza oldukça açıklar. Çünkü otoriter rejimin aslında liyakatsizler ama sadakatliler rejimi olduğunu görüyorlar. Sosyal demokrat olmak insanların kimliklerine saygılı olmaktır. Kutuplaştırma siyasetine pirim vermeyip, fakirlik yoksulluk işsizlik sorununa odaklandığımızda bize mesafeli herkesin çok ciddi bir alıcılığı var. Türkiye siyaseti böyle normalleşecek. İnsanların sadece kimliklerini savunarak oy beklediği dönem kapanıyor. Siyasal önerilerde bulunanların kazanacakları bir döneme girdik diye umuyorum." 

"Toplum Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni aşacak bir sistem arıyor.

"Toplum Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni aşacak bir sistem arıyor. Siyaset sınıfı da biraz daha özgüvenli olmalı. Demokratların utanmasını gerektiren bir şey yok. Hep şuna bakmak lazım, ülke yararı nedir? Biz Türkiye'nin bütünleşmesinden yanayız. Hiçbir kesim kendini üvey evlat gibi hissetmemeli. Bakın televizyonlara, o kadar ölçü kaçtı ki. Vatanseverlik hisleriyle mi HDP'ye yükleniliyor? Çözüm sürecinde HDP ile AKP partnerdi, o zaman olabiliyordu da, şimdi birden bire milliyetçi duygular mı ortaya çıktı. Burada bir siyasal seçim kazanmanın kolay yolu olarak görülen bir tavır var. Bunu yaparken, bir seçim kazanalım diye bir partiyi ötekileştirirken o partiye oy veren insanları bizim ötelememiz doğru mu? Biz sosyal demokrat bir parti olarak silahlı mücadeleyi etik bulmuyoruz. Siyaseten doğru da bulmuyoruz. Böyle bir zeminin oluşması için siyasal meşru alanın geniş olması gerekiyor."

HDP'lilere yönelik fezlekeler ve İyi Parti'nin tavrı

"Siyasette çok farklı çıkar grupları olur. Son tahlilde yönetici kesimin nasıl yol aldığına bakarız. Yer yer farklı şeyler söyleniyor. İyi Parti'nin son tahlilde tuzaklara düşmeme konusunda doğru refleks gösterebildiğine inanıyorum. Fezlekeler konusuna da şöyle bakalım; Meral Hanım bunun iyi niyetli olmayan bir girişim olduğunu söyledikten sonra, bağlamı doğru kurdu. 1336 tane fezleke var, bunun 955 tanesi HDP'lilere, 257 tanesi CHP'ye... Adil yargıdan bahsedilemez. Bu yüzden girmeyeceğiz. İkincisi Meclis'in kendi ayağına sıkarak zayıflatmasıdır bu. Üçüncüsü gündem saptırmadır. Dördüncüsü de sadece siyasal kazanım uğruna Kürtleri ötelemek. Bunlara gerek yok diyoruz. Gare'deki şehitler sonrasında muazzam bir cadı avı yaratılmak istenildi. Siyasi partiler doğru durduğu için orada sahici bir tartışma olabildi."

"AKP gündem oluşturma gücünü kaybetti"

"İktidarın sürekli tuzak siyaseti insanları yoruyor. Çözüm üretmesi gereken bir yapının sadece muhalefeti tasfiye etmesini muhalefetin güçlenmesi gibi de yorumlamaya başladılar. O nedenle son dönemde gündemi oluşturan muhalefettir. AKP'nin aslında iletişim stratejisini biz çözdük, gündem oluşturma güçlerini kaybettiler."

İmamoğlu'nun Pervin Buldan ve Meral Akşenerli 8 Mart tweeti

"Siyaset değişim yönünde takoz olmuş durumda. Birilerini yaftalamak siyaset değil. Ekrem Bey'in bu jesti aslında çok sıcak. Saadet Partisi'nin Genel Başkanı kadın olsa onu da koyacaktı. Nedir bu, neyin kavgası? 8 Mart'ta bu şekilde bir mesajı toplumun çoğunluğunun bunu anladığını düşünüyorum. Bu tavrın ferahlatıcı olduğunu düşünüyorum. Türkiye'ye kazandırır. Cumhuriyet yan yana geleceğe dair umut duymaktır. Özellikle Kürt gençleri arasında yapılan araştırmalarda onlar entegre olmak istiyorlar. Biz de siyaset alanını açık tutarak bu zemini değerlendirelim. Değişim sancıları yaşanıyor Türkiye'de. Ekrem Bey de o anlamda güzel bir tavır sergiledi."

"En alttakiler AKP'den uzaklaşıyor"

"Biz büyükşehirleri aldığımızda sadece tasarruf politikasıyla gelirlerimizi artırdığımız için Covid'de mahçup olmadık. Her gün birilerine ihale dağıtan bir sistemi değiştirdik. Rasyonelleştirdik. İstanbul halkı çok iyi görüyor. Covid süreci bizi biraz acil davranmaya götürdü. İnsanlara nakdi yardım dağıtarak, muhtaç kılarak yapılan şey ayıptır. Bunun üzerinden yoksulluk çözülmez, idare edilir. Türkiye'de 18 yılda yoksulluk azalmadı, kümülatif olarak arttı. Bizim en önemli projemiz; yoksulluk sınırı altında olanları ele güne muhtaç etmeden bir sisteme entegre etmek istiyoruz. Özeleştiri yapalım. Siyaset hemşehiricilik ve nepotizmle gidiyor Türkiye'de. Yapılan tüm araştırmalar bunun yoksul kesimlere hitap etmediğini gösteriyor. En alttakiler AKP'den uzaklaşıyor. AKP bunun istismarından 18 senedir oy aldı, artık bu sistem iflas etti."

"Haraççı ekonomi kurarak bu iş olmuyor"

"Bir kere iş insanlarını sindirerek korkutarak, haraççı ekonomi kurarak bu iş olmuyor. Üretimle gitmediğimiz sürece geleceğimiz karanlık. Bugün 13 milyon emekliyi 20 milyon insan finanse ediyor. Esas siyaset bunları konuşmalı. Bence bu topluma haksızlık eden bir siyaset."

"Eğitimli kesimlerin yoksullarla güçlü bağlar kurması gerekiyor"

"Şu anda orta sınıf da eriyor, asgari ücretle orta gelir arasındaki makas kapanıyor. Orta sınıflarla yoksullar buradan yan yana gelebilmek zarureti yarattı. Bizim orta sınıfların bunu görmesi lazım. Eğitimli kesimlerin yoksullarla güçlü bağlar kurması gerekiyor. Ben sosyal politikalardan sorumluyum, öyle talepler geliyor ki... Askıda fatura hoş, zamanın ruhunu yakalıyor ama ben insanların sahaya çıkmasını istiyorum. Sadece yardım paketi dağıtarak inmemeli."

"15 Temmuz en çok benim gibi demokratlara zarar verdi"

"Ben de bir KHK'lıyım. AYM kararıyla biz beraat ettik. OHAL komisyonunun hiçbir anayasal, hukuki dayanağı yok. Oyalama kurumu. Diyelim ki bizi iade etme cesareti gösteremeyecekler. Ama aylardır bizim dosyalarımıza bakmayarak, bizim diğer mahkemelere giderek sorunumuzu çözme şansımızı ortadan kaldırıyorlar. Yapmaları gereken iade etmek. Takipsizlik ve beraat alanların derhal işe döndürülmesi gerek. İran'da oldu böyle bir mağduriyet. Belli bir sayıda bürokrat kaçmak zorunda kaldı. Türkiye toplumu özellikle bunu görmemeyi tercih ediyor, bundan kaçış yok. 15 Temmuz gibi bir darbeyi tasarlayanlar, en çok benim gibi demokratlara zarar verdiler. Bunu yapanların en önemli kadroları kaçabilmişken... Son tahlilde doğru düzgün sosyal devlet olsa, eğitim ve yurt mekanizmaları olsaydı bu aileler çocuklarını oralara teslim etmezdi.