Politika

Kabil'den sonra gözler yeniden İdlib’de; Ankara-Moskova hattı gergin

Barçın Yinanç ve M. Kaan Kurtuluş ‘Dış politika ile İçli Dışlı’da yorumladı

16 Eylül 2021 12:39

Afganistan’da ABD’nin çekilmesinin ardından Türkiye’nin de Kabil Havalimanı işletmesini devralmasına yönelik girişimlerinin son bulmasıyla gözler yeniden Suriye’ye yöneldi. Suriye’de terörist grupların en çok varlık gösterdiği İdlib’de geçen hafta cihatçı gruplar tarafından TSK’ya yönelik yapılan saldırının ardından, Türkiye yeniden Moskova-Ankara hattındaki İdlib müzakerelerine odaklandı. 

T24 dış politika yazarı Barçın Yinanç ve T24 dış politika editörü Metin Kaan Kurutluş, Ankara-Moskova hattındaki İdlib gerilimini, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Beşar Esad’ın görüşmesinden yansıyanları ve Almanya’da devam eden seçim sürecini  ‘Dış politika ile İçli Dışlı’da yorumladı. 

İdlib’de Türkiye açısından bir sıkışmışlık olduğunu dile getiren Barçın Yinanç, çok sayıda cihatçı grubun burada konuşlandığını hatırlattı. Yinanç’a göre Türkiye 3,5 milyon yerlerinden edilmiş Suriyeli’nin yaşadığı İdlib bölgesinden terörist grupları ayıklamanın zorluğunu yaşıyor; bu konuda Rusya’dan baskı görüyor.

"Rusya ve Esad rejimi Suriye’de son viraja girmek istiyor"

Uluslararası örgütlerin raporlarında Afganistan’dan sonra en çok yabancı terörist savaşçının İdlib’de olduğuna dikkat çekildiğini belirten Yinanç, bu terörist grupların akıbetine ilişkin belirsizliğe vurgu yaparak “Bu cihatçı gruplar nereye gidecek; böyle bir sorun var” dedi.

Ay sonunda Türkiye-Rusya-İran zirvesi öncesinde Rusya’nın İdlib’e hava saldırılarını arttırarak elini güçlendirmeye çalıştığını belirten Yinanç şöyle konuştu:

“Rusya ve Esad rejimi son viraja girmek istiyor. Kendi acılarından savaş kazanılmış ve rejimin ülkenin geri kalanında, yani kuzeyde kontrolü ele geçirme arzusu var var. Türkiye ile Rusya arasında ise Suriye’de bundan sonra ne olacağına dair görüş ayrılığı devam ediyor. Bir Türk yetkilinin hükümet yanlısı bir gazeteciye söylediğine göre, oyunun sonu nasıl bitecek buna dair Türkiye ve Rusya’nın ortak bir yaklaşımı yok.”

Almanya'daki seçimler

Almanya’daki seçimlere ilişkin Türkiye’nin ilgisizliğine değinen Kaan Kurtuluş, bu ilgisizliğin Almanya’daki seçim sonuçlarının Türkiye açısından bir şey değiştirmeyeceği anlayışından kaynaklanıyor olabileceğini dile getirdi. 

Yayına katılan, Almanya’da yaşayan gazeteci Fulya Canşen ise ülkedeki seçim sürecinin nabzını yorumlayarak, seçimin üçlü bir koalisyon sonucu doğurabileceğini söyledi. Seçimlerin daha önceki seçimlerden farklı olarak bu kez liderler üzerinden gittiğini ifade eden Canşen, aynı zamanda ülkede dijitalleşme alanında yaşanan sorunların seçim vaatlerine de yansıdığını söyledi. 

Uzun yıllardan sonra ilk defa 3 parti ve 3 başbakan adayının yarıştığı seçimlerde pandemi nedeniyle etkin bir propaganda süreci yürütülemediğini söyleyen Canşen, başbakan adaylarına ilişkin şöyle konuştu:

“Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Armin Laschet, Merkel’in devamı gibi görülüyor. Armin Laschet, coşkulu ama yaptığı pek çok hata yüzünden güvenini kaybetti. 

Yeşiller partisinin adayı Annalena Baerbock ise genç, kadın ve çevreci olması açısından epey ilgi gördü fakat hayat hikayesi ve ufak tefek hataları yüzünden ona karşı da sempati azaldı ama Annalena Baerbock’un oy kaybetmesinin en önemli nedeni de çok tecrübeli olmaması. 

Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) adayı Olaf Scholz en güçlü aday olarak görülüyor. Olaf Scholz şu anda da maliye bakanı ve başbakan yardımcısı. Merkel gibi davranıyor. Hatta Merkel’in selefi olabileceği konuşuluyor. Herhalde bu sefer seçimleri tecrübe kazanacak.

Kamuoyu yoklamalarında ise en çok sempati duyulan koalisyonun Sol Parti, Demokratlar ve Yeşiller’in kuracağı bir koalisyon olarak görülüyor.”