Çevre

Çandarlı petrol faciasının nedeni bürokrasi

Bekletilen petrol tankerinin sökümü için onay Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın birimleri arasındaki iletişimsizlik sebebi ile 8 ay sonra verildi. GEMİSANDER'in başvurusunun ardından hemen onay verilmesi ise eleştirilerin derneğe yöneltilmesine se

04 Nisan 2013 12:36

İzmir Çandarlı sahillerinin petrol atığına bulanmasına sebep olan petrol tankerinin 8 ay boyunca, tersanede bekletildiği ortaya çıktı. Ağustos 2012’de Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Tersaneleri’ne çekilen tankerin söküm izinin 8 ay sonra verildiği iddia ediliyor. Sahibi, tankerin bekletilmesinin sorumlusunun GEMİSANDER olduğunu iddia etti. Dernek iddiaları reddetti.

İtalyan bayraklı bir petrol tankerinin, deposunda biriken ve geminin sökümüne kadar çıkartılamayan çamur halini almış petrol atığının sızarak Çandarlı sahiline ulaştığı belirtiliyor.

Radikal gazetesi'nden Serkan Ocak'ın haberine göre, söküm için ilk izin başvurusu İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne 16 Ağustos 2012’de yapıldı. Geminin durumu bildirildi. Cevap 9 Ocak’ta geldi. Gemide petrol atığı olduğu belirtilerek, Çevre Kanunu’nun ‘Tehlikeli atıkların ithalatı yasaktır’ maddesi gereğince izin verilmedi.

 

Geri giderse tehlikeli olur

 

İzin çıkmayınca gemiyi satın alan Aliağa Gemi Geri Dönüşüm adlı şirket Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na 4 Şubat 2013’te yazı yazdı. Fırtınadan geminin zarar gördüğünü, gemideki atığın bertarafa gönderileceği belirterek, tehlike arz eden geminin parçalanması için izin verilmesi talep edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 8 Şubat 2013’te 3 ayrı kuruma yazı yazdı. Aliağa Gemi Geri Dönüşüm şirketine, Ulaştırma Bakanlığı’na ve Aliağa Gümrük Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, Gümrük Müsteşarlığı’nın ’Batan ve sökülecek gemilerin ithalatı’ ile ‘Gemi Söküm Yönetmeliği’ne atıf yapılarak geminin atık temizliği yapıldıktan sonra sökümüne başlanabileceği bildirildi. Ayrıca yazıda geminin geri gönderilmesi durumunda çevresel açıdan tehlike arz edeceği de anlatıldı. Ulaştırma Bakanlığı da, 15 Şubat 2013’te gerekli tedbirlerin alınması kaydıyla Liman Başkanlığı ile koordineli bir şekilde geminin sökümünün yapılabileceğini İzmir Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne bildirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 26 Şubat 2013’te yeniden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gemiye izin verilmesi konusunda yazı yazdı.

 

Her an sızıntı olabilir!

 

İzin çıkmayınca, gemi sökümünü yapacak şirket bakanlığa 7 Mart 2013’te bir dilekçe daha gönderdi. Tüm kurumların olumlu görüş bildirdiğini belirterek, bir an önce söküm işlemlerinin başlamasını istedi. Dilekçede şu ifadelere yer verildi: “Gemi rüzgâr ve olumsuz hava koşulları sebebiyle şu an itibariyle yanda bulunan tesisin duvarlarını yıktı. Duvara ve yandaki gemiye çarpması sonucu gemide çok tehlikeli yırtıklar oluştu. İçinde bulunan ham petrol atıkları nedeniyle her an sızıntı olması ve çevresel açıdan büyük problemler yaşatması ihtimali yüksektir.” Bu dilekçenin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, aynı gün ‘ivedi’ notuyla gemiye izin verilmesi konusunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne talimat verdi. Bu bakanlığın yazdığı 3. yazıydı. Bu yazıdan yaklaşık bir hafta sonra 13 Mart 2013’te İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü geminin sökümüne izin verdi.

 

Bürokrasi uzadıkça uzadı

 

Tüm bu sürecin ardından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ‘notifikason’ adı verilen gemi sökümüne izin verme yetkisi elinden alındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün yazısında, 13 Ocak 2010’da gemi sökümü ve ithalatında yaşanan sıkıntıların aşılması için İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yetki verildiği, ancak koordinasyon eksikliği ve gecikmeler yaşandığı gerekçesiyle verilen iznin iptal edildiği bildirildi.

 

Yasak atıklar nasıl geldi ?

 

İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ata Erpolat, Çandarlı’da yaşanan kirlilik ve Alba’nın 8 ay süren izin süreciyle ilgili şunları anlattı: “ Çandarlı’daki kirliliğin kaynağı henüz net değil. Atıkları toplatıp PETKİM’e gönderdik. Nereden kaynaklandığı konusunda da şüphelendiğimiz birkaç yerden örnekler alıp TÜBİTAK’a gönderdik. ” Alba’da tehlikeli atık bulunduğunu belirten Erpolat, “Bu atıkların Türkiye ’ye girişi yasaktır. Tehlikeli atık sınıfına giriyor. Bunun yurt dışında bertaraf edilmesi gerekiyordu. ‘Bu gemi gidemez 100 metre sonra batar’ dendi. Geri gidemeyeceğini değerlendirdik. Şirket, atıkların Türkiye dışına götürüleceğini noterden onaylı taahhüt etti” dedi. Söküm için izni alındı. İşlemlerin ardından geminin sökümüne başlanacak.

 

Dernek başvurunca 2 günde izin

 

Aliağa’da gemilerin İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden alınan söküm izinleri için Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği tarafından başvuru yapılıyor. 20 Şubat 2013 tarihli, GEMİSANDER’in Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderdiiği yazıda, Kauguri, Patricia B, M/V Sue, M/V Diciannove, M/V Diciotto adlı gemilerin sökümü için izin talep edildi. Cevap 2 gün sonra yani 22 Şubat 2013’te geldi. Gemilerin sökümüne izin verildi. Bu belge, Temurtaş’ın iddialarına dayanak oluşturuyor.

 

Gemide atık olduğuna dair ihbar geldi

 

GEMİSANDER Başkanı Adem Şimşek ise iddialara şöyle yanıt verdi: “Bize bu gemide atık olduğuna dair bir ihbar geldi ve üyelerimize de bunu bildirdik. Alınmasın dedikten sonra alındı. Beklemesinin sebebi derneğimiz değildir. Dernek tüm üyelerine eşit mesafededir. Evrakları eksik olduğu için gecikmiş olabilir. Evrakları tam olan bir geminin söküm için bir günde dahi izni çıkabilir. Türkiye’ye söküm için gelen gemiler normalde ambarları boş, geminin kendi yakıt deposundan başka bir şey olmadan tertemiz geliyor. Gemi bir şekilde Türkiye’ye geldi. Kötü havada gemi sağa döndüğünde 4 tersaneyi, sola döndüğünde diğer 4 tersaneyi kapatıyor. Şimdi bunun temizlenmesi sonra da sökülmesi gerekiyor. Bunun için bizler de ne gerekiyorsa yapacağız.”

 

Gemisander'e suçlama

 

Aliağa Gemi Geri Dönüşüm tersanesinin sahibi Cevdet Temurtaş, sürecin uzaması ile ilgili şunları söyledi: “Aliağa’da bütün işlemler Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (GEMİSANDER) üzerinden yürüyor. Derneğin başkanı gemileri yurt dışından satın alıyor. Bu sistem üzerinden yapılan işlemlerde prosedür olarak bir sorun çıkmıyor. Ancak biz Alba’yı İtalya’dan ihaleye girerek satın aldık. Bunu bağımsız olarak yaptığımız için başımıza bu işler geldi. Diğer gemilerin işlemlerin birkaç günde tamamlanıyor.”