Çan Çin Çon lezzet meraklıları için...

Bir noodle sevdasıdır gidiyor İstanbul’da.

Bildiğimiz makarna, Asya mutfağında bu ismi alıyor.

“Bir gün bir  Kürt,  bir Çinli, bir Alman, bir Fransız ve bir Türk” diye başlayan fıkralara konu olabilecek , arkadaş tavsiyeli keşfettiğim mekan Çin Çin de Beyoğlu’ndaki  farklı etnik kökene sahip çalışanlardan oluşan  “noodle” duraklarından biri.  Zira çalışanlar dünyadan, oradan buradan.. .

Sahibi de bir kadın, uzun yıllar müzikle uğraşmış. 

“Soylulaştırma”  dönüşümünün küçük esnafı ana caddeden attığı İstiklal Caddesi’nin  ara sokaklarının sert, erkek dünyasında varolmaya çabalayan Özen Kulaçoğlu “ noodle trendi” tespitimi doğruluyor. 

“Müslüman mahallesinde salyangoz satma” riskine değer, ne de olsa dünya global,  farklı tadları denemek için denizler aşmaya gerek yok. 

Bu toprakların damak zevkinden farklı Çin mutfağına karşı ön yargıları yıkmak ,  herkesin tadabilmesine olanak sağlamak amaç. Bu yüzden fiyatlar makul, alt gelir grubunun cüzdanına göre...

“Mutfakta biri mi var” diyebileceğiniz  lezzetin esbab-ı mucibesi Çin’den gelen ustalar. Zira noodle “home made”. Hazır alınmıyor. Un yumurta yapımı özel hamurlar aşçı ustalar tarafından kesiliyor.  Tofulu acı tatlı ekşi ev yapımı soslar yine bu ustaların elinden çıkıyor. Lezzetin sırrı da bu. 

Özen Kulaçoğlu Uzakdoğu kültürü ile kurduğu özel bağı hayatına taşımış.  Laz ve Kürt olarak “ne de olsa ben de uzak doğudanım” diyerek gülüyor.  

3 yıllık mekanda hiç değişmeyen şey Çinli ustalar . Peki Çince bilmeden nasıl anlaşıyorsunuz diye soruyorum “ 9 ya da 10  kelime yeterli” yanıtını alıyorum ve şaşırıyorum. 

Sonuçta kabul edilebilir bir gerekçe sunuyor, “aslolan anlamak istemek olunca sınırlı sayıda kelime dağarcığı ile toplantı bile yapabiliyoruz ”diyor. 

Müşteri yelpazesi geniş. Türbanlısı da geliyor, turisti de... 

Şehrin hızına uygun fast food olarak tasarlanan noodle dükkanlarına alternatif bir Çin mutfağı. Sohbeti bol, servisi özenli.  Yeni olana fırsat tanıyanlar için cesaretle "bi tadına bakılası"