Gündem

Can Bonomo: Eurovision'a gitmeyeyim demem ahmaklık olurdu

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek 57. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil edecek olan Can Bonomo, "Eurovision'a gitmeyeyim' demem ahmaklık olurdu'

12 Ocak 2012 02:00


T24 - Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek 57. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil edecek olan Can Bonomo, TRT'nin kendisini seçmesinin ''şaşırtıcı ve büyük cesaret isteyen'' bir karar olduğunu belirterek, ''TRT, çok genç bir sanatçıyı, müziğini beğendiği ve Türkiye'yi gösterebileceğini düşündüğü için seçtiyse, benim de 'Daha çok gencim, (Can Bonomo kim?) diyenler var, Eurovision'a gitmeyeyim' demem ahmaklık olurdu'' dedi.



57. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil edecek olan 24 yaşındaki müzisyen Can Bonomo, AA muhabiri Sibel Ertürk Kurtoğlu'nun sorularını yanıtladı.

TRT, Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi sizin temsil etmenize karar verdi. Bu kararı ne zaman ve nasıl öğrendiniz?

İlk duyduğunuzda neler hissettiniz?

Kamuoyu bilmeden iki gün önce haberimiz oldu. Bizim için çok büyük bir şoktu, çünkü böyle bir şey olacağını hiç tahmin etmiyorduk. Eurovision gibi çok önemli bir yarışmada, Türkiye'yi temsil etmek çok muhteşem ve onur verici bir şey.

TRT, neden sizi tercih etti, bu konuda bir fikriniz var mı?

Haberi almamdan bir gün önce bir üniversitede yaptığımız söyleşide, öğrencilerden biri, ''Eurovision'da size teklif gelirse ne cevap verirsiniz?'' diye sordu. Böyle bir şey olacağını düşünmüyorduk. ''Böyle bir şey olursa çok gurur duyarız'' diye cevap vermiştim. Bu teklif gelince çok şaşırtıcı oldu. TRT'nin beni neden seçtiği konusunda hiçbir fikrim yok, ama şaşırtıcı bir karar olduğu ayan beyan ortada. Çünkü ben 24 yaşında, daha ilk albümü bir senesini tamamlamamış, genç bir müzisyenim. Bence çok büyük bir cesaret işi. Ama benim yaptığım müzik, onlara göre Eurovision'da bizi çok iyi gösterebilecek, lanse edebilecek bir müzik. Ben de müziğimle bu sorumluluğu kaldırabileceğimi düşünüyorum.

Eurovision Şarkı Yarışması için bir adayınız var mıydı?

Can Bonomo:''Favori adaylarımız vardı. Bence kimin gittiği çok çok önemli değil, önemli olan Türkiye'nin bir sanatçı tarafından temsil edilmesi. Bugüne kadar birçok başarılı sanatçı gitti. Onlar başarısız olunca üzüldük, başarılı olunca çok sevindik. Ben de bu desteği bekliyorum. Çünkü bu, Bakü'de yapılacak bir Can Bonomo konseri değil, Bakü'de, Türkiye'nin Can Bonomo tarafından desteklendiği çok büyük bir yarışma.''

Süreçte halktan beklentiniz ne?


'Bana sonsuz destek verin'

Ben çok bilinen ve tanınan bir sanatçı değilim. Çünkü konvansiyonel pop müzik yapmıyorum, kulvarım çok farklı, daha çemberin dışında, alternatif müzik yapıyorum. Beni çok fazla tanıyan insan yok, yavaş yavaş tanımaya başladı. Şimdilik iyi yorumlar alıyoruz. Bunlar bizi çok güzel besliyor. Yıkıcı olmayan sürece aldığımız eleştiriler doğrultusunda da kendimizi düzeltmeye, kendimize çeki düzen vermeye çalışıyoruz. Halktan bir isteğim olacaksa o da sonsuz destek olur.''


Kararın açıklanması üzerine bir sürü de eleştiri geldi. Bu eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz?

İnsanların beni tanımaması çok normal. Bu konularla ilgili gelecek yıkıcı eleştirilerin, yaptığım sanatla hiçbir ilintisi, ilişkisi olmayacaktır. Ben, yapacağımın en iyisini yapmaya çalışacağım. Sosyal medyada halkın çok fazla ''Can Bonomo kim?'' demesi çok normal bir şey, ama müzik camiasındaki insanların ''Can Bonomo kim?'' demesi bizi çok şaşırttı. Çünkü onların işi, bu işi takip etmek. Biz, Türkiye'de, alternatif bir iş yapıyoruz.

Türkiye'de bizim yaptığımız işi çok yapmıyorlar. Dolayısıyla bunun bilinmesi gerekiyor. Biz bir yandan da Türkiye'deki alt kültürü temsil ediyoruz. Sadece konvansiyonel pop müziğin takibe alınması üzücü.

Bunu çok garip bir örnekle açıklayacağım. Böyle saçma örneklerim vardır, ama ne demek istediğimi anlayacaksınız. Türkiye'deki müzik sektöründe bu işin duayenleri, bu işi bilen insanlar bir manav olarak değerlendirilirse ve Türkiye sadece elma yiyorsa, birden bire bir portakal satışa çıktığı zaman meyve tüketen insanlar ''Bu hangi meyve?'' diyebilir. Ama manav, onun portakal olduğunu bilmek durumunda. ''Ne bileyim ben, araya karışmış bir turuncu elma' demesi, açıkçası bize de komik ve şaşırtıcı geldi. Ama tanınmamakla ilgili artık, bir sorunumuz olduğunu düşünmüyorum. Son bir iki gündür ciddi anlamda birçok televizyon kanalında niyetimizi açıkladık.

Hedefiniz nedir?


'Elimden gelenin en iyisini yapacağım'


Biz ''Mutlaka birinci olacağız, ikinci, üçüncü olacağız, mutlaka bir derece getireceğiz'' demekten ziyade ''Türkiye'yi en iyi şekilde nasıl temsil edebiliriz'' konusunu düşünüyoruz. Bize verilen 3 dakikada bizi izleyen milyonlarca insana 'Bakın bu çocuklar da ne güzel şarkılarını söylediler, güzel müzik yapmışlar, güzel bir şovla Türkiye'yi temsil ettiler ve sahneden indiler, tebrikler' dedirtmeyi planlıyoruz. Bu yolda da elimden gelenin en iyisini yapacağımın sözünü veriyorum. Ama daha öte bir söz vermek söz konusu olamaz.


'Eurovision'un matematiğini çözmüş durumdayız'

Yarışma için nasıl bir şarkı hazırlayacaksınız? Önceden hazırladığın bir şarkıyı mı kullanacaksınız, yoksa eve kapanıp, yeni bir şarkı mı hazırlayacaksınız. Bir de şarkı hangi dilde olacak?

Çok az bir zaman var, ama, böyle bir iş için daha önce yaptığım bir parçayı kullanmam söz konusu olamaz. Bu biraz farklı bir şey olacak. Beni dinleyen, takip eden insanların beğeneceği, bana yakıştıracağı bir beste olacak. Ama öte yandan, 'Türkiye'yi en iyi nasıl temsil edebiliriz? Türkiye'yi nasıl iyi gösterebiliriz?' konusunu da düşünmemiz lazım.

Türk müziğine bayılan bir insanım. Müziğimde Türk ezgilerini kullanmayı çok severim. Modern ve alternatif bir müzik yapsam bile bestelerim içinde saz da keman da djembe de erbane bendir de vardır. Eurovision'un da bir matematiği var. Bu çok konuşulan bir şey. Daha önceki yıllarda birinci ve sonuncu olan insanların yaptıkları işleri sürekli izliyoruz. ''3 dakika içinde nasıl bir ritm yakalarsak, bu insanlara daha fazla seslenebiliriz''in matematiğini çözmüş durumdayız. Benim tarzımla Eurovision mantığını birleştirip, öte yandan da Türkiye'yi en iyi temsil edebilecek besteyi yapma fikrim var.

Dil konusunda çok kesin ve net bir şey söylemem doğru olmaz, afaki olur. Çünkü ben de insanlardan iki gün önce biliyordum ve o iki gün de şokla geçti. Sonraki günlerde röportajlarla geçiyor. Henüz çok ciddi bir şekilde oturup çalışma durumu söz konusu olmadı. Birkaç fikrimiz var, yavaş yavaş şekilleniyor. Onların üzerinde yürüyüp, en iyi koreografiyi yaparak, en iyi video klibi çekerek, tanıtımını en güzelde şekilde yaparak, Türkiye'yi temsil etmeye çalışacağız.''

Birkaç gün eve mi kapanacaksın?

Tabii ki... Şarkıyı TRT'ye sunmamıza 2 hafta kadar süre var. Kamuoyuna sunulmasına da bir ay var.

Yaptığınız müziği nasıl tanımlıyorsunuz?


'Müziğim İstanbul'da büyüdü'

Tarzımızı anlatırken haddimiz olmadan bir betimlemede bulunduk. ''İstanbul Müziği''... Çünkü bizim yaptığımız tarz daha önce denenmiş ve yapılmış bir tarz değil. Yaklaştığı, uzaklaştığı yerler olabilir, ama çemberin dışında bir müzik yapıyoruz. İçinde sağlıklı dozajda pop olmasına rağmen pop müzik denemeyecek, içinde çok ciddi rock tınıları olmasına rağmen rock kategorisine sokulamayacak bir müzik. Dolayısıyla İstanbul'un içinde, İstanbul'da şu anda bile çalan enstrümanlarla yapıldığı için, İstanbul'da büyüdüğü için ''İstanbul Müziği'' demeye karar verdik.

Kimlerden etkilendiniz?

Çok fazla müzik dinliyorum. Müziğe The Kinks ve The Beatles gibi yabanca grupları dinleyerek, başladım. Çünkü gitar çalıyordum. Benim müzik zevkim de öyle şekillendi. Şimdilerde new age, rock, indie tarzı dinliyorum. Ama dinlediğim müziklerin yaptığımla alakası yok.

Beni etkileyen ve bana en çok dokunan şairler ve ressamlar olmuştur. Nazım Hikmet, Turgut Uyar, Charles Bukowski, Şarl Bodler'in şiirleri, Dali gibi ressamların bir tablosu beni besleyebilir. Sanatın her mecrası yaptığım işe çok fazla yansıyabilir. Ben bu konuda multitask bir adamım. Sadece müzik yapmıyorum. Uzun yıllardır şiir denemelerim var. Şiir yazmaya çalışıyorum. Kendimi ''şairim'' diyebilecek pozisyonda görmüyorum, ama en azından deniyorum. Sinema eğitimi aldım. Benim için Polanski'de çok büyük bir figürüm olabilir. Aynı zamanda da çizim yapıyorum, bunun eğitimini de aldım. Tüm bunların harmanlanmasıyla böyle bir sanat oluşturmaya çalışıyorum.''

Klasik Türk müziği dinliyor musunuz?

Müthiş bir müzik kültürümüz var. Yurt dışındaki müziklere yakıştırmaya çalışıp, ''yazın nasıl daha fazla zıplayıp, dans ederiz'' mantığıyla müzik yapıyoruz, ama onun ötesinde müthiş tınılar ve ezgiler, makamlar var, onları kullanmamak doğru olmaz.

Can Bonomo kimdir?


'Sadece okul ve boş oturma lüksüm yoktu, çalışmaya başladım'

1987 yılında İzmir'de doğdum. 17 sene kadar Alsancak'ta yaşadım. 17 yaşında sinema okumak ve çalışmak için İstanbul'a geldim. Bilgi Üniversitesinde sinema eğitimi aldım. O dönemler sadece okul ve boş oturma gibi bir lüksümüz yoktu, çalışmaya da başladım. 2-3 yıl radyoculuk yaptım, sonra televizyona geçtim.

Birkaç televizyon kanalında sunuculuk yaptım. Birkaç reklam filminde oynadım, birkaç dizi işi oldu. Bütün bunlar, okulu bitirmeye çalıştığım süreç içinde burada kalabilmek için yaptığım işler oldu. Aynı zamanda yaklaşık 5 sene kadar sadece İstanbul'da birtakım alternatif ve deneysel gruplarla çaldım. Prodüktörüm Can Saban ile tanıştım ve onunla 3 sene stüdyoda çalıştım. Sonra da ilk albümüm ''Meczub''u çıkardık. İşte yaklaşık bir sene sonra buradayım ve Eurovision Şarkı Yarışması'nı konuşuyoruz.


'Çok yorgunum, ama gurur ve heyecan duyuyorum'

3 gün öncesine kadar pek az tanınan bir kişi iken şimdi ünlü bir isim oldunuz. Şu anda Türkiye'de en fazla konuşulan kişisiniz. Ne hissediyorsunuz?

Hayatımda elle tutulur bir değişiklik olmadı. Sadece çok yorgunum, ama çok gurur ve heyecan duyuyorum. Bu, bana çok büyük bir mutluluk veriyor.''

Gelecek planınız ne?

Henüz çok ileriye bakmak istemiyorum. Bana çok büyük bir görev verildi. Önce bu işten alnımın akıyla çıkmak istiyorum. Kendimi Eurovision sahnesinde iyi bir iş yaparken görmek istiyorum. Öyle bir şey yapacağımı düşünüyorum. Planlarım, sonra düşüneceğim şeyler. Şu anda büyük bir görevim var ve buna odaklanmak istiyorum.

Korkuyor musunuz, başarısız olursam gibi bir endişeniz var mı?

Korku değil, tatlı bir endişe, telaş sadece. Ben bu işi başaramayacağımı düşünseydim bu taşın altına elimi sokmazdım. Bu işi yapabileceğime inandığım için ''Evet'' dedim. TRT, çok genç bir sanatçıyı, müziğini beğendiği ve Türkiye'yi gösterebileceğini düşündüğü için seçtiyse benim de ''Yok ben yapmayım, ben daha çok gencim, (Can Bonomo kim?) diyenler var, ben Eurovision'a gitmeyeyim'' demem ahmaklık olurdu. Evet, benim yaşım çok genç, ama ''Bu işi yapabilirim'' diye düşünüyorum.

Yarışmada sahnede sunacağınız gösteri de etkili olacak. Nasıl bir şov hazırlayacaksınız?


'Şapka konusunda obsesif değilim'

Beste oturmadan, bir sahne şovu ya da bir koreografi düşünmek, çok afaki ve lüzumsuz olur. En basitinden kıyafet seçimi bile yapmak gereksiz.

Sizi genelde şapkalı görüyoruz, sahnede şapkayı kullanmayı düşünüyor musunuz?

Şapka konusunda çok obsesif değilim, şapka takmayı seviyorum. Beste uygun olursa belki...