Gündem

'Çamlıca Camisi'nde biri protokol için yeşil mermerden, dördü som mermerden beş musalla taşı olacak'

Türköne: Oyunuzu vereceğiniz parti, inanacağınız gazete ve televizyon, maişetiniz, itaat edeceğiniz lider ve cenazenizin kaldırılacağı cami hepsi belli

06 Ocak 2015 18:04

Zaman yazarı Mümtaz’er Türköne,  “Çamlıca Camii, gözalıcı bir proje. İstanbul'un silüetine, en yüksek yerinde dev gibi bir cami ekleniyor. Mimarlar ve şehir plancıları bugüne kadar çok laf ettiler ama artık iş işten geçti. "Dönemin Başbakanı" bu abidevi eser ile hafızalara kazınacak. Fuat Paşa'nın Divanyolu ile, Menderes'in Barbaros Bulvarı ile anılması gibi. Duyduğuma göre dört adet musalla taşı som mermerden olacak, biri de protokol için ayrıca nadir bulunan yeşil mermerden yapılacak. Abanoz ağacından yapılacak tabutların da, câmiin deposunda muhafaza altına alınacağı söyleniyor” dedi.

Türköne, yazısında “Devlet rantı ile, devlet kesesinden beslenen mutantan bir saltanat yürüyor. Camii, medyası, sivil toplumu, parti propagandası hep aynı kaynakla vücut buluyor. Oyunuzu vereceğiniz parti, inanacağınız gazete ve televizyon, maişetiniz, itaat edeceğiniz lider ve cenazenizin kaldırılacağı cami hepsi belli. Öbür tarafı ancak Allah bilir” ifadelerine yer verdi.

Mümtaz’er Türköne’nin Zaman gazetesinin bugünkü (6 Ocak 2014) nüshasında yayımlanan, “Cenazesi Çamlıca’dan kalkacak olanlar” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘Cenazesi Çamlıca’dan kalkacak olanlar’

 

Çamlıca Camii, gözalıcı bir proje. İstanbul'un silüetine, en yüksek yerinde dev gibi bir cami ekleniyor. Mimarlar ve şehir plancıları bugüne kadar çok laf ettiler ama artık iş işten geçti. "Dönemin Başbakanı" bu abidevi eser ile hafızalara kazınacak. Fuat Paşa'nın Divanyolu ile, Menderes'in Barbaros Bulvarı ile anılması gibi. Duyduğuma göre dört adet musalla taşı som mermerden olacak, biri de protokol için ayrıca nadir bulunan yeşil mermerden yapılacak. Abanoz ağacından yapılacak tabutların da, câmiin deposunda muhafaza altına alınacağı söyleniyor.

Devlet rantı ile, devlet kesesinden beslenen mutantan bir saltanat yürüyor. Camii, medyası, sivil toplumu, parti propagandası hep aynı kaynakla vücut buluyor. Oyunuzu vereceğiniz parti, inanacağınız gazete ve televizyon, maişetiniz, itaat edeceğiniz lider ve cenazenizin kaldırılacağı cami hepsi belli. Öbür tarafı ancak Allah bilir. 

 

Çamlıca Camii gelecek nesillere, dindarlık çeşnisi katılmış yolsuzluğun büyük abidevi eseri olarak intikal edecek.

Bilenler yakınından geçerken yeni yetişen gençlere parmaklarıyla gösterecek ve diyecek ki: "Suret-i Hak'tan görünenlerin namus sahibi olduklarına hemen inanmayın. İşte size delili." Sonra da hikâyesini, yani bugünleri anlatacaklar. "Devlet ihalelerinden kesilen komisyonlarla, devlete işi düşenlerden alınan zoraki bağışlarla yaptırılan bu caminin minarelerinden çok daha uzunlarına o kadar aklı başında adam oturup, işte bu caminin gölgesinde hep birlikte kılıf dikmeye çalıştı; ama tutmadı." İsterseniz ölçüyü bugünden şöyle koyalım: "Kimler cenazesinin bu camideki musalla taşına konulmasını vasiyet eder?" Özellikle Yüce Divan oylamasında bulunacak AK Partililere soruyorum.

Oylama iki kademe: Soruşturma komisyonundan sonra Meclis karar verecek. Ruz-i Mahşer'de hesaplar parti grupları halinde verilmiyor; her koyun kendi bacağından asılıyor. Yüreği yeten oyunun rengine göre, Çamlıca tepesindeki camiden son yolculuğa uğurlanmak istediğini söylesin.

Diktatör hafakanlarının, emrindekileri nasıl aptallaştırdığına, köylü kurnazlığına mahkum ettiğine bol örnekle şahit oluyorsunuz. Totaliter toplumlarda ilmin-irfanın gelişmemesinin sebebi işte bu olmalı. Onca adam bir araya gelip yumurtaya kulp takmaya uğraşıyor.

"Yüce Divan'a gerek yok?" Nedenmiş o?

Birincisi, "zaten yargıda aklandılar"mış? Ne zaman yargılandılar? Dokunulmazlıkları olduğu için dosyaları tefrik edilmedi mi? Aklayan savcı bile soruşturmayı usulden kapatmışken, suçun asıl kaynağı hakkında bir hükme peşinen nasıl varırsınız?

İkincisi, "Yüce Divan bir tuzak"mış. "Haşim Kılıç'a nasıl güvenecekler"miş.

AYM üyelerini kim atadı? Muhtemelen Haşim Kılıç, bu yargılamanın kararını emekli bir AYM başkanı sıfatıyla basından takip edecek.

Üçüncü olarak "Teftiş Kurulu raporları akladı"  diyorlar. Hayır, aklamadı. Tersine MASAK raporu,  gösterilen gelirlerle açıklanamayan mal varlığı artışları olduğunu tespit etti. 

Bakanlara paşa paşa Yüce Divan'ın önüne çıkıp, servetlerinin hangi düğünde takılan milyonlarca liralık altınlardan geldiğini açıklama fırsatını neden vermiyorsunuz? Öbür türlü, MASAK raporuyla tespit edilen bu kuyuyu ahir ömrünüzde neyle kapatacaksınız?

Bakanların yolsuzluk yapıp yapmadığını en iyi Meclis'tekiler, özellikle AK Parti grubundakiler bilir. Hepsi benzer yerlerden geliyorlar, aynı şartların ve telaşın içinde yaşıyorlar. 17-25 Aralık patladığında, AK Parti'nin ağır toplarından biri beni aramış ve söz konusu bakanlara karşı içinde biriken öfkeyi aktarmıştı. "Bu kadarı olmaz, bunlar mutlaka yargılanmalı" demiş ve her birinin alabileceği hapis cezasını tahminen tek tek sıralamıştı. Bugün Meclis'te bulunan AK Partililerin her biri, inanın bu iddialar hakkında kesin bir kanaat sahibidir; aynaya ve kendi çocuklarının yüzüne bakarken sıkıntı içindedir. Mazeretleri var. Hırsızları değil de "hırsız var" diye feryâd edenleri maslahat icabı suçlu ilan etmek lâzım. Bu maslahattan kim ıslah olur ki? Alın size siyasetin en varoluşsal sorunu: "Biz bu siyaseti hırsızları aklamak için mi yapıyoruz?"

Çamlıca Camii, gözalıcı bir proje. İstanbul'un silüetine, en yüksek yerinde dev gibi bir cami ekleniyor. Mimarlar ve şehir plancıları bugüne kadar çok laf ettiler ama artık iş işten geçti. "Dönemin Başbakanı" bu abidevi eser ile hafızalara kazınacak. Fuat Paşa'nın Divanyolu ile, Menderes'in Barbaros Bulvarı ile anılması gibi. Duyduğuma göre dört adet musalla taşı som mermerden olacak, biri de protokol için ayrıca nadir bulunan yeşil mermerden yapılacak. Abanoz ağacından yapılacak tabutların da, câmiin deposunda muhafaza altına alınacağı söyleniyor.

Devlet rantı ile, devlet kesesinden beslenen mutantan bir saltanat yürüyor. Camii, medyası, sivil toplumu, parti propagandası hep aynı kaynakla vücut buluyor. Oyunuzu vereceğiniz parti, inanacağınız gazete ve televizyon, maişetiniz, itaat edeceğiniz lider ve cenazenizin kaldırılacağı cami hepsi belli. Öbür tarafı ancak Allah bilir.