Politika

CAA basın raporu: Önümüzdeki iki yıl Erdoğan'ın nasıl hatırlanacağını belirleyecek

'Önümüzdeki iki sene geçmiş 5 senesinin demokrasiye geçiş yolunda nahoş ama Kemalist hegemonyanın düzeltilmesi için gerekli olarak hatırlanıp hatırlanmayacağını belirleyecek'

15 Mayıs 2013 22:22

Deniz Zerin
[email protected]

 

ABD Başkanı Barack Obama’ya yakınlığıyla bilinen düşünce kuruluşu Center for American Progress, “Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü” başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün durumunun yıllardır tartışıldığı belirtilerek “Hükümete eleştirel yaklaşan çok sayıda gazeteci tutuklandı, iktidardaki AKP’ye muhalif görünen medya kuruluşlarına ağır cezalar kesildi. Durumda gözlenen kötüleşme, Türkiye’nin demokratik gelişiminin gidişatı ve karakteri hakkında kaygı yaratıyor” dendi.

Kürt sorununun çözülmesi halinde ortaya çıkacak ekonomik sonuçlara vurgu yapılan raporda "Yeni anayasa azınlık haklarını ve ifade özgürlüğünü sağlama almalı. Bu sadece Kürtler ve diğer azınlıkların korunması için değil, barışçıl demokratik bir Türkiye'nin marjinal bölgelerinin ekonomik potansiyaline kavuşması için de gerekli. Eğer Erdoğan, Türkiye'nin demokratik lideri olarak hatırlanmak istiyorsa, hedefi bu olmalı" denildi.

Raporda, Kürt sorunu ve yeni anayasa ile ilgili yapılması gerekn çok şey olduğu belirtilerek, "Önümüzdeki iki sene içinde gerçekleştirilecek olan anayasal ve hukuksal reformlar, PKK ile gerçekleştirilecek görüşmeler ile birlikte, Türkiye'nin geçmiş 5 senesinin demokrasiye geçiş yolunda nahoş ama Kemalist hegemonyanın düzeltilmesi için gerekli bir zaman dilimi olarak hatırlanıp hatırlanmayacağını belirleyecek" dendi.

Raporda özetle şu görüşlere yer verildi:

 

'4. yargı paketi olumlu bir gelişme'

 

Türkiye'de tutuklu gazetecilerin sayısı 2012 Aralık ayı itibariyle 61'den 47'ye düştü. Bu gelişmelere önayak olan Kürt sorunundaki olumlu yönde gelişmelerdi. Özellikle PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yaptığı ateşkes çağrısı sonrasında yumuşayan iklim, gazetecilere yönelik tutukluluk hallerinin iyileştireceği umuluyor.

Bir yeni olumlu gelişme de 11 Nisan tarihinde 4. Yargı paketinin geçmesi oldu. Pakette, sözlü ifadelerin Terörle Mücadele Kanunu kapsamında değerlendirilebilmeleri için, "kamu düzenine açık ve yakın bir tehlike arz etmesi gerektiği" ifadesi yer aldı. Düzenleme yasadaki merkezi sorunlarda bir düzeltme yapmasa da, önemli bir gelişme olarak kayda geçti.

 

'Marjinal bölgelerin ekonomik potansiyeline kavuşması için'

 

Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Yeni anayasa azınlık haklarını ve ifade özgürlüğünü sağlama almalı. Bu sadece Kürtler ve diğer azınlıkların korunması için değil, barışçıl demokratik bir Türkiye'nin marjinal bölgelerinin ekonomik potansiyaline kavuşması için de gerekli. Eğer Erdoğan, Türkiye'nin demokratik lideri olarak hatırlanmak istiyorsa, hedefi bu olmalı.

 

'Suçlulukları ispatlanmadan önce suçlu olarak damgalanıyorlar'

 

İnsanlar hapishanede davalarını bekleyerek uzun zaman geçiriyorlar. Davalar çok yavaş işliyor. Sanıklar sıkça suçlulukları ispatlanmadan önce suçlu olarak damgalanıyorlar. Sanıklar ve avukatların delillere erişimlerine yönelik sınırlandırmalar var. Delliler etrafındaki gizlilik bulutu kaldırılmalı.

 

'Gazetecilik buysa batsın gazeteciliğiniz'

 

"Gazeteciler ve editörler gazete sahiplerinin kendilerine baskı uyguladığını belirtiyorlar. Köşe yazarlarının ve gazetecilerin eleştirilerini yumuşatmadıkları için kovuldukları bir çok örnek var. Yakın zamanda, kıdemli gazeteci Hasan Cemal, gazetesi Milliyet'ten, Abdullah Öcalan BDP milletvekillerinin imralı da yaptıkları görüşmenin zabıtlarının yayınlanmasını savunduğu için kovuldu. Zabıtların yayınlanması Öcalan ile görüşmelere karşı olan milliyetçilerin Erdoğan'ı eleştirmesine sebep olmuş, Erdoğan da bunun üzerine "gazetecilik buysa batsın gazeteciliğiniz" demecini vermişti."

Medya patronlarının çoğu zaman medya sektörü dışında da yatırımları var. Patronlar, hükümete yöneltecekleri eleştirilerin bu iş kollarındaki çıkarlarına zararı dokunacağını düşünerek, gazetecilere ve editörlere baskı uyguluyorlar.

 

'...demokrasiye geçiş yolunda nahoş ama Kemalist hegemonyanın düzeltilmesi için gerekli bir zaman dilimi...'

 

Önümüzdeki iki sene içinde gerçekleştirilecek olan anayasal ve hukuksal reformlar, PKK ile gerçekleştirilecek görüşmeler ile birlikte, Türkiye'nin geçmiş 5 senesinin demokrasiye geçiş yolunda nahoş ama Kemalist hegemonyanın düzeltilmesi için gerekli bir zaman dilimi olarak hatırlanıp hatırlanmayacağını belirleyecek.