Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, bugünkü yazısında ABD’nin de aralarında bulunduğu 10 büyük elçinin iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istemesinin ardından yaşanan büyükelçiler kriziyle ilgili kulis bilgilerini aktardı.
Geçtiğimiz günlerde, krizle ilgili New York Times gazetesinde yayımlanan haberin ardından bildirinin arkasında Beyaz Saray’ın olduğunun ortaya çıktığını aktaran Acet, konuyla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya yer vererek şöyle devam etti:
“Pazartesi günü yine ABD büyükelçiliğinin öncülüğünde gerçekleşen ‘geri adım’ çağrışımlı duyuru da kendiliğinden gelmiş değil.
Krizin derinleşmesini önleyen bu açıklamanın arka planında da müzakerelerle elde edilen bir sonuç var.
Pazar günü Cumhurbaşkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’ndan ilgili isimler, muhataplarıyla koordineli bir şekilde yoğun bir görüşme trafiği yürüttüler.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Büyükelçisi David Satterfield ile bütün gün devam eden görüşmeler yaptı.
Karşılıklı tekliflerin gidip geldiği, Erdoğan’ın bilgisi dâhilinde, metinler üzerinden yürütülen bir müzakere trafiği oldu bu.
Nihayetinde, bir orta yol bulunarak, Türkiye’nin içişlerine karışmama taahhüdünü teyit eden o tek cümlelik duyuruyla kriz aşıldı.
Kaynaklardan edindiğim izlenim, bu görüşmeler sırasında ABD Büyükelçisi Satterfield’ın makul ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergilediği biçiminde.
Bu tutumun gerekçelerinden biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Joe Biden’ın bile beklemediği şekilde üst perdeden bu bildiriye tepki vermiş olması olabilir.
O tepki nedeniyle geri adım atma hissi baskın gelmiş olabilir.
Ama yine de, büyükelçinin bu krizin aşılmasındaki rolünün pozitif bir rol olduğunun altını çizelim.”
Acet, bildirinin amacının Roma Zirvesi öncesi ABD Başkanı Biden ile görüşecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini zayıflatmak olduğunu yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın