T24- İşte 'büyük insanlar'ın giderayak kurduğu absürt cümleler...
Radikal'de yayımlanan (5 Temmuz 2011) haber şöyle:
“Manşet ne olabİlİr kİ: French Fries!” 1966 yılında Amerika’da elektrikli sandalyeyle ölüme gönderilen tek insan ve Oklahoma’da elektrikli sandalyeye oturtulan son suçlu James D. French’in son sözleri oldukça esprili. Ölümünden sonraki manşeti atıyor French sandalyede ve en uygununun soyadıyla yaptığı bir kelime oyunu ‘French Fries’ olması gerektiğine karar veriyor. Bildiğiniz gibi French Fries, oralarda patates kızartması anlamında.
“Benİ bİr sen anladın, sen de yalnış anladın” Felsefe dünyasının hâlâ anlaşılmayı bekleyen değerli ismi filozof Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in kuramlarının zorluğu aşikâr. Günümüzde espri mahiyetinde sıkça kullanılan “beni bir sen anladın sen de yalnış anladın” sözü, Hegel’in ölmeden önce söylediği son söz. Hegel bunu en iyi öğrencilerinden birine söylüyor.
“Scoth’tan Martİnİ’ye geçmemelİydİm” Karizmasıyla bir dönemin ‘sert adamı’ Humphrey Bogart ölmeden önce söylediği “Scotch’tan Martini’ye geçmemeliydim” sözüyle bir özeleştiri mi yapıyor acaba? Tatlı ve yumuşak içkilerle sert İskoç viskisini karşılaştırdığımızda Bogart’ı daha iyi anlayabiliriz.
”Duvar kağıdım ve ben ölümle düellodayız, Bİrİmİzden bİrİ gİtmelİ” Oscar Wilde hayata gözlerini kapattığı Fransa’daki otelin duvarlarına bakarak “Duvar kâğıdım ve ben ölümle düellodayız. Birimizden biri gitmeli” demişti son söz olarak. Hayatın ve sanatın güzelliği ve estetiği söz konusu olduğunda aklılara gelen ilk isim Oscar Wilde’ın bu sözleri, kesinlikle yakışıyor büyük yazara. Hayranları ölüm döşeğindeki bu son sözü o kadar ciddiye aldılar ki, ölümünden sonra o otelin söz konusu duvar kâğıtlarını sökerek yerine Oscar Wilde’a yakışacak, İngiliz stili duvar kâğıtları kapladılar.
“Yenİ düşmanlar edİnmeye zaman yok” Katolik kilisesine, din adamlarına, Hıristiyan öğretilere eleştirileriyle meşhur filozof Voltaire ölüm döşeğindeyken rahip yanına yaklaşır ve son kez günah çıkarmasını ister. Voltaire kendisinden beklenildiği üzere; “Tanrı aşkına, bırakın da huzur içinde öleyim” der rahibe. Ve yazdıklarıyla kilise cehanından fazlasıyla düşmanı olan Voltaire’in son sözü “Yeni düşmanlar edinmeye zaman yok” olur.
“Bu mesafeden o fİl vurulmaz” Amerikan İç Savaşı’nın büyük generali General John Sedgwick, askerlerini ‘azar’la yüreklendirmek için söylediği “Bu uzaklıktan o fil vurulmaz” son sözüyle ölümsüzleşti. Bu cümleden iki dakika sonra uzaklardan tam isabet sol gözüne gelen kurşunla ölmesi hayli ironik.
“Duş perdesİnİ küvetİn İçİne al” Hilton Otelleri’nin kurucusu Conrad N. Hilton hayli tanıdık, “Şu banyoyu ıslatıp durma, perdeyi içeri al” uyarısıyla kapatıyor gözlerini. Torunlardan Paris Hilton’un durumu da burada açıklığa kavuşuyor sanırız.
“Son bİr İçkİ lütfen” Jack Daniel’ın ölüm hikayesinin arkasında küçük bir sinir krizi yatıyor. Bir sabah işe hayli erken giden Daniel, ofisindeki kasayı şifreyi hatırlayıp da açamayınca tekmeliyor ve ayak başparmağı kırılıyor. Sonrasında gelişen enfeksiyonla 1911’de hayata veda ediyor. Trajikomik bir şekilde 2006 yılında “İşe erken gitmeyin” viski için reklam sloganı oluyor. Dainel’ın son sözlerinin “Son bir içki lütfen” olması da kuşkusuz Jack Daniels’ın yaratıcısına fazlasıyla yakışıyor.