T24 Politika
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri tamamlanan 2025 bütçesinin Genel Kurulu görüşmelerinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuşma yaptı. Özel, "Artık sandık milletin önüne konmalıdır, kararı millet vermelidir. Bu millete daha fazla zulmedilmemelidir. Olmayan adaleti, eşitligi getirmeye geliyoruz. Bu ülkeyi yine kurtarmaya geliyoruz” diyerek erken seçim çağrısında bulundu.
Konuşmasının satır başları şu şekilde:
"Sözlerime başlarken bugün Isparta'da helikopter faciasında hayatını kaybeden 6 şehidimize Alllah'tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yine geçtiğimiz haftasonu Artvin Arhavi'deki heyelanda hayatlarını kaybeden 4 kardeşimize Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Daha önce bu kürsüden defalarca dile getirdiğim gibi bütçe hakkı insanlık ve demokrasi tarihi açısından monarşi ve tek adam rejimine karşı zorlu mücadelerle edinilmiş en önemli haktır. Bu hak seçilmişlere vergiyi toplayan sağ el ile gelirleri dağıtan şevkatli sol elin dengesini adalet ve kendi vicdan terazilerini kurmanın ağır sorumluluğunu yükleyen bir haktır.
Bu nedenle milletten bütçe yapma yetkisini almış olan ve bugün bu salonda bulunan milletvekilleri egemenenlik hakkını temsil ettikleri yurttaşlara karşı hiçbir zaman unutulmayacak bir mesuliyeti taşımaktadırlar. Dolayısıyla bu çatı altında yapılacak bütçe görüşmelerini sadece rakamlardan ibaret görmek, el kaldırıp indirilerek geçilecek rutin bir işlem olarak değerlendirmek milletin beklentilerine ve bu meclisin verdiği yetkiye açık bir istismar olarak kayıtlara geçecektir.
Bugün milletiyle birlikte Türkiye Cumhuriyetini kuran ve bu devletin ilk bütçesini yaparak az zamanda büyük bir kalkınmayı başaran Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak karşınızdayım. Geçen sene bugünlerde yeni seçilmiş bir genel başkan olarak karşınızdaydım. O gün bugünden farklı olarak ana muhalefet partisi ve son seçimlerin 2. partisiydik. Şimdi ise milletin iradesiyle 31 Mart seçimlerinde Türkiye'nin 1. Partisi olan Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı olarak bu kürsüde olmanın hem gururunu hem de sorumluluğunu taşımaktayım.
1980 darbesi tanklarla bütün örgütlenmelerin, bütün siyasi partilerin bütün sendikaların üstünden geçtiğinden beri siyaset kalesinin başarı kapısı Cumhuriyet Halk Partisine kapalıydı. Biz bu kapıyı kurucumuzdan aldığımız ilhamla ve onun miras aldığımız üç anahtarla yani daha çok kadınla, gençlerle ve bilimle açtık. Kadınların ve gençlerin enerjisini ve bilimin gücünü partimizin 100 yıllık tücrübesiyle birleştirerek açtık.
Cumhuriyet Halk Partisi devlet kuran bir partidir. Partimizin ve tüm üyelerinin devlete karşı saygısıyla, devlet çağırdığında askere koşmasıyla, vergisini vermesiyle ve devleti zor duruma düşürecek her durumda doğru yerde durmasıyla övünürüz. İlkelerimizden biri de devletçiliktir zaten. Ama ne zaman ki devleti yönetenler iktidarı şahsileştirmiş devleti liyakatle ve adaletle yönetmek yerine kendi çıkarlarına alet etmiş, devlet parti ayrımını ortadan kaldırmışsa o zaman birileri devleti milletin karşısına dikmiş demektir. Ve eğer devlete karşı devletle millet karşı karşıya gelirse her zaman millet kazanır.
Kenan Evren asker kökenli başbakan adayı işaret ettiğinde milletin onu seçmediği gibi, 15 Temmuz akşamı Atatürk'ün değil Fettullahın askerleri olanalra milletin göğsünü siper ettiği gibi 31 Mart seçimlerinin hikayesi de bundan ibarettir. Devleti milletin karşısına dikenler için tarih tekerrür etmiştir. Atatürk'ün cepheden doğru haberler versin diye kurduğu Anadolu Ajansıyla ile 86 milyonun vergisiyle hayatına devam eden TRT'nin muhalefete kapalı tek sesli yayın organlarına dönüştüğü, kaymakamların seçim gezilerine katıldığı, valilerden il başkanı performansı beklendiği, AKP'nin seçim kaybettiği illerde valilerin görevden alındığı, gözbebeği ordumuzun mensuplarında hiç yaşamayacakları beldelerde oy kullanmalarının istendiği bir dönemde devletle millet karşı karşıya getirilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi ise böyle bir ortamda yine milletle aynı tarafta olmuş, devletle millet yarışmış yine millet kazanmıştır.
İçinde siyasi partilerin değil milletin ta kendisinin olduğu bölünmeyi, kavgayı, çatışmayı değil birlik ve beraberliği savunan Türkiye ittifakı kazanmıştır. Türkiye ittifakını bir araya getiren milletle ve devleti yerel yönetimlerle buluşturan halkçı ve kamucu yönetim anlayışımızdır. Bunu genel siyasete taşıma iddia ve irademizle de samimi olan yurttaşlarımız ülke yönetiminden beklediğinin kalkınmacı, dayanışmacı ve hak temelli bir yönetim olduğunun en güçlü mesajını yine o gece vermiştir. İşte biz nasıl ki belediyelerimizde yerel yönetimlerde bu anlayışla kamu hizmeti götürüyorsak aynı güçteki bir vizyonla merkezi düzeyde yapma iddiasındayız.
Ama iktidar seçmenin sandıkta verdiği mesajı almamıştır. İktidar bu meclise getirdiği bütçeyle yine yanlış tarafta durmakta ve 86 milyona göstermektedir. Bu bütçe kalkınmacı değildir, bu bütçe refah temelli değildir"
Erken seçim çağrısı
“Bu bütçe rant peşinde koşanların, şatafatın bütçesidir. Millet yerel seçimlerde iktidar değişim sürecini başlatmıştır. Bu ülkeye daha fazla zarar verilmemeli, adalet hakim kılınmalıdır. Artık sandık milletin önüne konmalıdır, kararı millet vermelidir. Bu millete daha fazla zulmedilmemelidir. Olmayan adaleti, eşitligi getirmeye geliyoruz. Bu ülkeyi yine kurtarmaya geliyoruz”