ABD’nin Irak işgali öncesinde hazırlanan istihbarat raporunda, Saddam Hüseyin yönetiminin kitle imha silahı ürettiği iddiasının teyidi için yeterli delil olmadığının dönemin ABD Başkanı George Bush ve yönetimine bildirildiği resmen kanıtlandı.
ABD merkezli Vice News’ün haberine göre, Bush yönetiminin, Irak’ta kitle imha silahı ürettiği iddiasına dayanak gösterdiği ve ABD Kongresi’nden Irak’ı işgal etmek için yetki almakta kullandığı 93 sayfalık istihbarat raporunun büyük bölümünün gizliliği kaldırıldı.
Vice News’ün bilgi edinme yasası aracılığıyla CIA’den edindiği raporda yer alan istihbarat birimlerinin değerlendirmesinde, Irak’ta Saddam Hüseyin yönetiminin kitle imha silahı üretme programı yürüttüğü iddialarına ilişkin kilit konularda bilgi eksikliği olduğu vurgulanıyor.
Zete’de yer alan habere göre, raporda Irak’ın kitle imha silahı üretim programına devam ettiği ancak bu silahlara ilişkin anahtar konumdaki birçok önemli bilginin eksik olduğu kaydediliyor.
Bush yönetimi ise savaş öncesi açıklamalarda, istihbarat raporlarının sarsılmaz biçimde Irak’ta kitle imha silahı bulunduğunu teyit ettiğini savunmuştu.
Raporda dikkat çeken bir husus ise Saddam Hüseyin’in nükleer silaha sahip olma niyeti olmasına karşın bunu yapabilecek materyalinin bulunmadığı ve yakın zamanda bunu yapabilecek kapasitesinin de olmadığının Bush yönetimine bildirilmiş olması.
Saddam-El Kaide bağlantısı
Raporda, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Donald Rumsfield’in, Irak rejimi ile El Kaide arasında işbirliği olduğuna ilişkin “kesin kanıtları olduğu” iddiası da teyit edilmiyor. O güne kadar yakalanan El Kaide militanlarının hiçbirisinin Irak’ta eğitim ya da bu rejimden destek aldığı bilgisinin olmadığı belirtilen raporda, Saddam Hüseyin rejimi ile El Kaide arasında operasyonel bir bağ bulunamadığı kaydediliyor.
Bush yönetimi 2003 yılında kitle imha silahları olduğu gerekçesiyle Irak’ı işgal etmiş ancak söz konusu silahlar bulunamamıştı.
20 Mart 2003 tarihinde başlatılan Irak işgali ülkede etnik ve mezhepsel bölünmeyi körüklemiş, işgal neticesinde ortaya çıkan kaos nedeniyle yüz binlerce kişi hayatını kaybederken, milyonlarca insan ise mülteci olaraka yaşamak zorunda kalmıştı.