Kültür-Sanat

'Bu yıl 50 film batacak'

Türk sineması 70 filmle rekora doğru koşuyor derken, 'bu sezon 50 filmin batacağına dair iddialı tahminler ağırlık kazanmaya başladı

25 Ekim 2009 03:00

Türk sineması 70 filmle rekora doğru koşuyor derken, 'bu sezon 50 filmin batacağına dair iddialı  tahminler ağırlık kazanmaya başladı

Türk sineması 70 filmle rekora doğru koşuyor derken, sezonla ilgili olumsuz görüşler de ağırlık kazanmaya başladı. Bazı sinema eleştirmenlerinin ve yapımcıların temkinli yaklaşımına, Cinebonus sinemalarının da bağlı bulunduğu Mars Entertainment Group CEO'su Muzaffer Yıldırım'ın olumsuz 'beklentileri' de eklendi. Yıldırım, iddialı bir tahminle 'Bu sezon 50 film batacak' şeklinde konuştu.

d Westrate'nin de katılımıyla önceki gün İstanbul'da gerçekleştirildi. Merkezi Paris'te yer alan ve 18 ülkeden temsilcilerin bulunduğu UNIC'e, Türkiye'den Mars Entertainment Group da geçtiğimiz yıl mayıs ayında katılmıştı. Muzaffer Yıldırım ve Ad Westrate, üç boyutlu (3D) filmlerden, dijital teknolojiye ve sinemanın geleceğine kadar pek çok konuda soruları cevaplandırmak için basının karşısına çıktı. Türk filmlerinin gösterim tarihlerini ekim-mart arasına sıkıştırıp birbirini ezmesiyle ilgili sorumuzu Yıldırım şöyle cevapladı: "Neredeyse her yapımcı bayram ve sömestr tatilinde gösterime girmek için birbirine kıyıyor. Sonuçta da 10-11 film iyi gişe yapıyor, diğerleri hüsrana uğruyor. Bu sezon da 70 film gelecek. Bunlardan 50'si batacak." Yıldırım çözüm olarak da 'gişe canavarı' filmlerin rahat davranıp yaz sezonunda gösterime girmelerini gösteriyor: "Cem Yılmaz, Şahan, Yılmaz Erdoğan veya Çağan Irmak filmleri ne zaman girerse girsin seyircisini toplar zaten. Onların bayrama falan ihtiyacı yok. O yüzden bir ayarlama yapıp sektörü rahatlatmak lazım." UNIC başkanı Westrate ise Avrupa ve Amerika'da da durumun pek farklı olmadığını ve yapımcıların Noel tatilini tercih ettiğini söyledi. Westrate'nin, Avrupa ülkelerinde yerli sinemanın devlet tarafından desteklenmesine örnek vermesi üzerine araya Yıldırım girdi ve yıllardır konuşulan bir sorunu bir kez daha dile getirdi: "Türkiye'de ise eğlence vergisi adı altında bizden yüzde 10,7 oranında vergi alınıyor."

Dijital teknolojinin sinemanın geleceğini nasıl etkileyeceği konusu da toplantıda gündeme geldi. Sonuç, teknolojinin zaferiydi tabii ki. Ancak dijital teknik giderek yayılacak olsa da 35 mm. filmlerin gelecekte de olacağı görüşü ağırlık kazandı. Birkaç gün önce efsane yönetmen Coppola'nın 'Sinemanın geleceğini üç boyutta (3D) görmüyorum.' açıklaması da gündeme geldi. Westrate, sinemanın geleceğinin iyi filmlerde yattığını söyleyerek üç boyutun, alternatif bir alan açarak sinemayı biraz daha genişleteceğini söyledi. Bir bakıma 'Baba' yönetmenin dediğini doğrular gibiydi. Toplantının en kısa ama en ilgi çekici bölümlerinden biri de Muzaffer Yıldırım'ın Emek Sineması hakkındaki açıklamalarıydı. Bir süredir Emek Sineması'nın Mars grubu tarafından alındığı ve değiştirileceği haberleri ortalıkta dolaşıyordu. Yıldırım ne 'aldık' ne de 'almadık' dese "Emek, Emek olarak kalacak." ifadesini kullandı. 'Henüz bir anlaşma' olmadığını belirten Yıldırım, yılların sinemasının bakıma ihtiyacı olduğunu da eklemeden geçmedi.