Kültür-Sanat

Bu sezon üç filmde yer alacak

“Kampüste Çıplak Ayaklar”ın başrol oyuncusu Ezgi Asaroğlu’nun önümüzdeki aylarda iki filmi daha vizyona girecek.

03 Ekim 2009 03:00

“Kampüste Çıplak Ayaklar”ın başrol oyuncusu Ezgi Asaroğlu’nun önümüzdeki aylarda iki filmi daha vizyona girecek.

“En Mutlu Olduğum Yer” ve “Acı Aşk”. Asaroğlu “Acı Aşk”ta Halit Ergenç’le aşk yaşayan, cüretkar, dişi bir kadını canlandıran 22 yaşındaki Ezgi Asaroğlu Milliyet'e konuştu.

Oyunculuğa nasıl başladınız?

Annem oyunculuğa olan ilgimi fark etti. Oyunculuk yapan bir arkadaşıyla tanıştırdı beni. 17 yaşındaydım, “Bir Dilim Aşk” dizisinde rol aldım. Düzensiz çalışma saatleri ve yoğun tempoya rağmen hiç şikayet etmediğimi ve mutlu olduğumu görünce devam etmek istedim. Reklam filmleri ve dizilerde oynadım. Ben üniversitede sosyal antropoloji üzerine eğitim aldım. Bu yüzden dizi setlerini oyunculuk workshop’ı gibi gördüm.  

“Kitabı okudum ve yazarıyla konuştum”

Sinema kariyeriniz sıkı bir filmle başlamış. İlk sinema filminiz Avusturya-Fransa ortak yapımı “For A Moment Freedom” 22 uluslararası ödül aldı, Avusturya’nın Oscar aday adayı oldu.

Özgür topraklara ulaşmaya çalışan bir grup mültecinin hikayesini anlatıyor film. Konuyu trajikomik bir şekilde işliyor. Mülteciler Avrupa’dan önce Türkiye’ye geçiyorlar. Ben de onlara yardım eden Türk kızı Jasmin’i canlandırıyorum. Oscar aday adayı olması tüm ekip için heyecan vericiydi, benim için de.
“Kampüste Çıplak Ayaklar” filmi Meltem İnan’ın “Yeni Bir Şiva” kitabından sinemaya uyarlandı.

Karakteriniz hakkında detaylı bilgiyi kitaptan mı aldınız?

Evet. Kitabı okudum, Meltem İnan’dan karakter hakkında bilgi aldım. Filmin hem yönetmeni hem de senaristi olan Cansel Elçin’le film ve karakter hakkında uzun konuşmalar yaptık.

Film neyi anlatıyor?

Hayatlarından memnun olmayan üniversite öğrencilerinin hayatını sınıfa yeni gelen Şiva adlı Hintli bir kız değiştiriyor. 

Çekimler nasıl geçti?

Fransa’da, Alp Dağları’nda, İstanbul’da ve Hindistan’da gerçekleştirildi. Alp Dağları’ndaki çekimde kaymam gerekiyordu. Kayak dersi aldım. Yeni başlayan biri için fazla profesyonel bir yerdi Alp Dağları ama kazasız belasız atlattık.

Filmin yönetmeni Cansel Elçin, “Hatırla Sevgili” dizisinden rol arkadaşınız. Bu filmin başrolünde oynama teklifini dizi çekimlerinde mi aldınız?


Bir gün set arasında bir arkadaşına güzel bir kitap tavsiye eder gibi “Yeni Bir Şiva”yı önerdi bana. Beni Deniz karakteri için düşündüğünü söylemedi. Kitabı okuduktan sonra Deniz karakteri hakkında ne düşündüğümü sordu. Sonra da rolü teklif etti.

“Cansel doğru söylemiş”

Cansel Elçin’le sevgili olduğunuz yazılıp çizilmiş, Elçin de “O benim oyuncum, ben de onun yönetmeniyim sadece” demişti.
Doğru söylemiş, yanlış bir şey söylememiş.

O kadar mı?
O kadar.

Önümüzdeki günlerde sizi beyazperdede veya televizyonda göreceğimiz yeni projeler var mı?

“En Mutlu Olduğum Yer” ve “Acı Aşk” sinema filmleri vizyona girecek. “En Mutlu Olduğum Yer”, içinde aşk ve macera olan bir yol filmi. 18 Aralık’ta vizyona girecek olan “Acı Aşk”ı Taner Elhan yönetti. Rol arkadaşlarım ise Halit Ergenç, Cansu Dere ve Songül Öden. Dört karakter arasında dönen aşkı anlatan bir film. Oynadığım Seda karakteri cüretkar ve çok dişi bir kadındı.

“Evim spor salonu gibi”

* Sağlıklı besleniyorum. Düzenli sporu hayatıma sokmaya çalışıyorum. Evim spor salonu gibi, pek çok alet var. Onlarla çalışmasam da pilates yapmayı ihmal etmiyorum.
* Modayı takip ediyorum. ID, 2’debir gibi dergilerin dışında, dünya podyumlarını ve markaların yeni koleksiyonlarını takip ediyorum. Özgür Mansur’un tasarımlarını beğeniyorum. Ben genelde tarz olarak sadeliği tercih ediyorum. Trend peşinde koşup herkesle aynı giyinmektense; eskilerle yenileri karıştırıp, daha özgün bir tarz elde etmekten yanayım.
* Evdeyken, okunmak üzere birikmiş kitaplarımı bitirmeye çalışıyorum. Film seyrediyorum, müzik dinliyorum, bir şeyler çiziyorum, internette yeni siteler keşfediyorum. Bazen de arkadaşlarımla vakit geçirip kafa dağıtmak istiyorum. Beraber güzel bir yemek yemek, iyi bir film varsa sinemaya gitmek, uzun uzun kitapçılara bakınmak...