Yaşam

BU KEZ ALİ DEMİR'LE İLGİLİ KONUŞMADI ANKARA (A.A)

29 Haziran 2011 15:20

-BU KEZ ALİ DEMİR'LE İLGİLİ KONUŞMADI ANKARA (A.A) - 29.06.2011 - YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, hemen hemen bütün ülkelerde yükseköğretimle ilgili ciddi değişiklikler yaşandığını, Türkiye'nin de bu değişikliklerden uzak kalamayacağını söyledi. Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen Araştırma Görevlileri ve Yardımcı Doçentler Çalıştayı'nın açılışına katılan Özcan, gazetecilerin ÖSYM Başkanı Ali Demir ile ilgili ısrarlı soruları üzerine bu konuda konuşmayacağını söyledi.  Özcan, açılışta yaptığı konuşmada, dünyada yükseköğretimin hızlı değiştiğini ve Türkiye'nin de bu değişimi yakından takip ettiğini belirtti.  ''Dünya böyle değişirken, yükseköğretim değişirken  Türkiye'nin de bu değişimlerden uzak kalması ve izole halde kapalı bir kutu gibi davranması beklenemez'' diyen Özcan, Türkiye'nin de bu değişimlere ayak uydurmak için gereken önlemleri almak zorunda olduğunu vurguladı.  Yükseköğretimde çok iyi durumda olan Japonya ile Almanya'da bile sistemle ilgili ciddi reformlar yapıldığını belirten Özcan, Rusya'daki Çin'deki değişime yönelik çalışmaları anlattı. Özcan, ''Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde yükseköğretimle ilgili çok ciddi değişiklikler oluyor. Biz de bu değişikliklerden uzak kalamayız. Çünkü onları reform yapmaya zorlayan faktörler aynı zamanda bizi de reform yapmaya zorlamaktadır'' dedi. Türkiye'de bugün 103'ü devlet, 62'si vakıf olmak üzere toplam 165 üniversite olduğunu ifade eden Özcan, 2003'te 70 bin olan öğretim elemanı sayısının 105 bine, 1,9 milyon olan öğrenci sayısının ise 3,5 milyona yükseldiğini ifade etti.  Türkiye'de bilimsel yayın sayısının da 8 binden 26 bine çıktığını kaydeden Özcan, ''Ama siz hala daha 30 yıl önce koyduğunuz bir kanunla yükseköğretimi idare ediyorsunuz. Bu, ister istemez sorunlar yaratıyor. YÖK olarak biz bu sorunların farkındaydık. Hocalarımızla her zaman tartışıyoruz. Bugüne kadar belki nokta atış diyeceğimiz çözümle uğraştık. En fazla neresi aksıyorsa orasını düzeltelim, sistemi öyle reforme edelim görüşündeydik, ama bu nokta atışlarla çok olumlu bir sonuç alacağımızı söyleyemeyiz'' diye konuştu. -''SİZİNLE ORGANİK BİR İLİŞKİ İÇİNE GİREMEDİK, BU BİZİM HATAMIZ''- Türkiye'nin son yıllarda güzel bir ivme yakaladığını, yeni anayasa çalışmalarından bahsedildiğini belirten Özcan, araştırma görevlilerine şöyle seslendi: ''Bu iyi bir fırsattır diye düşündük ve biz de YÖK'te uzun zamandır bölük pörçük yaptığımız çalışmaları daha sistematik bir hale getirelim diye bir komisyon kurduk. O komisyonun çalışmaları uzun bir süredir devam ediyor. İyi bir yere geldiğimizi düşünüyoruz. Sizlerin de katkılarıyla bu yasa taslağı çok daha iyi bir şekil alacak. Sizin görüşlerinize ihtiyacımız var. Siz temel taşlardan birisiniz. Bugüne kadar sizinle organik bir ilişki içine giremedik, bu bizim hatamızdır. Bu demek değildir ki sizin sorunlarınızı unuttuk. Böyle birşey kesinlikle söz konusu değil. Ama yüz yüze konuşmanın, fikir alışverişi yapmanın çok büyük bir değeri var.'' -''YÜKSEKÖĞRETİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA GÖRÜŞLERİNİZ ÖNEMLİ'- YÖK Başkan Vekili Yekta Saraç da araştırma görevlisi sayısının 2007'de 30 bin 497 iken bu yıl 35 bine yükseldiğini belirterek, bu kadar geniş bir kesimin görüşleri alınmadan yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasının düşünülemeyeceğini ifade etti.  Bu çalıştayda tüm katılımcıların görüşlerinin alınmasının amaçlandığını söyleyen Saraç, yükseköğretimin sorunlarının öncelik sırasına göre belirleneceğini, katılımcıların önerilerinin alınacağını anlattı. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener de yükseköğretim sisteminden en vazgeçilmez yapı taşı olan araştırma görevlilerinin ve yardımcı doçentlerin sayısının Türkiye'deki akademisyen sayısının yarısından fazla olduğunu vurguladı.  Sadece niceliğe değil niteliğe de vurgu yapmak gerektiğini söyleyen Erdener, ''Bugün araştırma görevlilerinin, yarın da yardımcı doçentlerin yapılacak bu çalışmalarda hem kendi sorunlarını doğrudan ifade edebilme şansına sahip olması hem de yükseköğretimin yeniden yapılanmasına görüş öneri ve eleştirileriyle katkıda bulunmaları geleceğimiz için büyük bir kazanç olacaktır'' dedi.