Spor

Brezilya'nın 2. Dünya Kupası trajedisi

2014 Dünya Kupası yarı finalinde Almanya'ya 7-1 yenilerek şampiyonluk şansını kaçıran Brezilya, 1950 Dünya Kupası final maçında Uruguay'a kaybettiği şampiyonluktan daha büyük bir yıkım yaşadı

09 Temmuz 2014 03:00

2014 Dünya Kupası'nda Almanya'nın Brezilya'yı.... mağlup etmesi akıllara 1950 Dünya Kupası finalini getirdi.


Dünya’nın en fazla izlenen spor müsabakasından ulusal faciaya dönüşen bir hikaye 1950 Dünya Kupası. Nitekim Nelson Rodrigues 1950 Dünya Kupası için şöyle der: “Her yerde yaşanan ulusal felaketler var. Örneğin Hiroşima. Bizim ulusal felaketimiz de 1950 yılında Uruguay karşısında aldığımız yenilgi.”

Öncelikle turnuvaya 16 takımın katılması bekleniyordu. Fakat 13 ülke turnuva için Brezilya’ya geldi. Bu durumun üzerine Brezilya daha önce hiç uygulanmamış ve daha sonra da hiç uygulanmayacak bir kural önerdi. Bu kurala göre turnuvada eleme turları olmayacaktı. Bunun yerine dört grubun birincileri final grubunu oluşturarak aralarında maçlar yapacak ve en fazla puanı toplayan takım şampiyon olacaktı.

Grup maçları sonucunda final grubuna Brezilya, İspanya, İsveç ve Uruguay kaldı. Brezilya favori olarak gösterilirken en güçlü rakipler İsveç, İspanya ve Uruguay olarak sıralanıyordu. Brezilya İsveç’i 7-1, İspanya’yı 6-1’lik skorlarla geçerken zayıf halka olarak bakılan Uruguay İspanya’yla 1-1 berabere kalıp İsveç’i 3-2 yenmişti. Artık finalin adı belliydi.

Brezilya’da maçtan önce tamamen şampiyonluk havası vardı. Basın, “Yarın Uruguay’ı Yeneceğiz” , “Onlar Dünya Şampiyonu” yazıp Brezilya milli takımının resmini koyarken, Rio Belediye Başkanı “Sizler kısa bir zaman sonra milyonlarca Brezilyalı karşısına ‘şampiyon’ olarak çıkacaksınız. Bu dünyada hiç kimse size rakip olamaz. Sizi şimdiden şampiyon olarak selamlıyorum” demişti.

 

200 bin Brezilyalı statta yerini aldı

 

O zamanlarda televizyon henüz icat edilmemişti. Brezilyalılar bu tarihi ana çok daha fazla kişinin tanıklık edebilmesi için dünyadaki en büyük stad olan Maracana Stadyumu’nu inşa etmişlerdi. Final maçında ise içeride maçı izleyenlerin sayısı 200.000’i bulmuştu. Yani Rio halkının %10’u Maracana Stadı’ndaydı. Maç başlarken Uruguay takımındaki stres büyüktü. Nitekim ulusal marş söylenirken Uruguaylı oyuncu Julio Perez altına işemiş ve sonrasında bundan utanç duymadığını açıklamıştı. Brezilya, maça kendisini şampiyon görerek çıkmış olsa bile maçın sonucu böyle olmadı. Brezilya 1-0 öne geçmesine karşın 2-1 yenildi ve şampiyon Uruguay odu. İşte tam da bu andan sonra birbirinden ilginç hikayeler tarihte yerini almaya başladı.

 

Uruguay'da 3 taraftar hayatını kaybetti

 

Spor yazarı Joao Maximo Uruguay’ın galibiyet golünü şöyle anlattı: “Bütün stad Gigghia’nın golünü büyük bir suskunlukla karşıladı. Etkisi o kadar güçlüydü ki, tek bir gol ülkenin hayatını ikiye bölmeye yetmişti. Brezilya için artık golden öncesi ve sonrası vardı.” Bu beklenmeyen golden sonra Uruguay’da üç taraftarın heyecandan kalp krizi geçirerek öldüğü ve Rio’da 58 yaşında bir adamın maçı radyodan dinlerken heyecandan kalbinin durduğu açıklanmıştı.

 

Maracana Trajedisi

 

Brezilya’nın en iyi oyuncularından biri olarak gösterilen Zizinho ise bu finalle ilgili şunları söylüyordu: “Brezilyalıların hafızasında hiçbir olay Maracana Trajedisi kadar uğursuz canlılığını korumuyor. Maç Brezilya’da yeni bir edebiyat tarzı yarattı. Maçın 50. yılıyla eşzamanlı iki kitap yayımlandı. 1986’da yayımlanan bir başka kitap ise maç sırasında yapılan radyo yayınının tüm metnine yer verdi. Son olarak da 1994 ve 1998 yıllarında maçı konu alan iki kitap daha yayımlandı. Oysa bildiğim kadarıyla Brezilya’nın 1970’teki başarısını anlatan bir tek kitap yayımlandı. O da Brezilya’da değil, İngiltere’de ve İngilizce olarak okuyucuyla buluştu.”

 

1950 Dünya Kupası finali zamanında 11 yaşında olan ve büyüdüğü zaman gazetecilik yapmaya başlayan Joao Luiz bu ağırlığı yıllarca omuzlarında taşıdığını söylüyordu. Meksika’daki 1970 Dünya Kupası’nda Brezilya ile Uruguay yarı finalde karşılaştı. İki takım 1950’den sonra ilk kez Dünya Kupaları’nda karşı karşıya geliyordu. Bu fırsattan yararlanmak isteyen Joao Luiz bir eşek şakası yapmayı planladı ve Brezilya’daki Uruguay Büyükelçiliğini arayarak spor yazarı olduğunu ve büyükelçiye hangi telefon numarasından ulaşabileceğini sordu. Niyeti maçın sonucu belli olur olmaz büyükelçiyi aramaktı. Maç 3-1 Brezilya’nın üstünlüğüyle sonuçlandı. Joao Luiz telefona sarılarak hattın diğer ucundaki Uruguay büyükelçisine aklına gelen bütün küfürleri saydı. Utanç içerisinde bu anısını anlatan Luiz: “1950’de sevinemediğim gol için sevinmeliydim. Yanlış yaptığımı biliyorum. Sorumsuzca bir davranıştı. Yenilginin getirdiği tramvayı atlatabilmek için hiçbir şey yapmamıştım. Benimki fanatik bir taraftarın reaksiyonuydu” diye ekledi.

 

Joao Luiz 1950 yenilgisini unutamadığı için kendi kendisine bir proje geliştirdi. Montajla tüm maçı değiştirecekti. Joao, kendisini bu denli yaralayan Uruguay’dan bu şekilde öc alacaktı. Gigghia’nın galibiyeti getiren golde top direğe çarptıktan sonra videoyu geri sararak topun direkten dönmesi etkisini yaratıyordu. Ardından Brezilya’nın başka bir maçta attığı golü kesip Brezilya-Uruguay maç kaydına Brazilya’nın ikinci golüymüş gibi ekliyordu. Videonun sonuna da sevinçten ağlayan Uruguaylı taraftarları üzüntüden ağlayan taraftarlar gibi gösterip videoyu bu kareyle bitiyordu.

 

Kaleci Barbosa uğursuz ilan edildi

 

Final maçından sonra bu ulusal trajedinin sorumlusu olarak siyahi kaleci Barbosa gösterildi. Dida 1999 yılında Brezilya milli takımı kalesine geçtiğinde, gazeteler Dida’nın, Barbosa’dan sonra son elli yıl içinde bu göreve seçilen ilk siyahi kaleci olduğunu yazdı. Barbosa’nın 1950 finalini unutmasına hiçbir zaman izin verilmedi. Barbosa, bu finalden tam 20 yıl sonra mağazada gezerken onu durduran bir kadın yanındaki oğluna dönerek: “Ona iyice bak. Bütün Brezilya’yı yasa boğan adam işte o!” demişti. Nitekim Barbosa’nın meslektaşları da ondan uzak duruyordu. Barbosa, 1993’te Brezilya milli takım kampını ziyaret etmek istediğinde uğursuzluk getirir düşüncesiyle içer alınmamıştı ve öldüğü zamanda ise beş parasızdı.

 

'Biz Brezilya'da her gün 1950'yi yüreğimizde hatırlıyoruz'

 

Brezilya halkını yıkan golleri atan Gigghia ise bir anısını şöyle anlatmıştı: “2000 yılında Rio’ya çağırıldım. Havaalanında pasaportumu kontrol eden kız 23-24 yaşlarındaydı. Bir pasaporta bir bana uzun uzun bakıyordu. Sonunda dayanamayıp “Bir sorun mu var?” diye sordum. Kız ise soruma soruyla cevap vererek “Siz O Gigghia mısınız?” dedi. Kızın bu sorusuna çok şaşırmıştım. Çünkü 1950’yi hatırlamak için fazla gençti. Ardından “1950 çok eskilerde kaldı” dedim. Kız ise elini omzuma koyarak şunları söyledi: “Brezilya’da biz o günü her gün yüreğimizde hissediyoruz.”

Brezilyalı bir futbolcuya en büyük hayalin ne diye sorarsanız alacağınız cevap “Ağzına kadar dolu bir Maracana Stadyumun’da ve bir Dünya Kupası maçında şampiyonluğu kazanmak” olabilir. Brezilya 1950 Dünya Kupası’nda bu şansını değerlendiremeyerek olay tamamen ulusal bir trajediye dönüşmüştü. 


Panenkaspor