Times: İngiliz hükümetinde, 'reklam kampanyası' gıda ve benzin paniğini tetikleyebilir korkusu var
20 Ağustos 2019 08:30
İngiliz Times gazetesi, Başbakan Boris Johnson'ın, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) anlaşma olmadan ayrılmasıyla ilgili olarak kamuoyunu bilinçlendirmeye yönelik 100 milyon sterlinlik bir reklam kampanyası başlatmaya yönelik planlarının bazı hükümet üyelerini endişelendirdiğini yazdı.
Gazeteye göre bakanlar ve bakan yardımcıları, 2 hafta içinde başlatılması beklenen kampanyanın bazı riskleri de beraberinde getireceği yolunda uyarıldı. Bu risklerin başında da gıda, ilaç ve benzin sıkıntısı yaşanması geliyor.
Adlarının açıklanmaması koşuluyla Times'a konuşan yetkililere göre İngiltere'de halk, Brexit sürecinin ülkenin 31 Ekim'de anlaşma olmadan AB'den ayrılmasıyla sonuçlanacağına inanması halinde hayati gördüğü bazı gıdaları stoklamaya başlayabilir.
Bu durumda potansiyel diğer bazı riskler ise şunlar;
Bazı ürünlere yönelik talepte önemli oranda artış
Bankaların daha az kredi vermesi ve faiz oranlarını artırması
İrlanda sınırında aksaklıklar yaşanması ve ticaretin azalması
Kuzey İrlanda'da elektrik fiyatlarının artması
Yine adının açıklanmaması koşuluyla Times'a konuşan bir bakan yardımcısı ise reklam kampanyasının olası riskleriyle ilgili olarak şunları söylüyor:
"Halkı bilgilendirme kampanyasıyla ilgili güçlüklerden biri, doğru dengenin nasıl bulunacağı. İnsanları korkutmaktan çok bilgilendirmek gerek. Halk, özellikle de işletmeler, ancak bu şekilde AB'den anlaşma olmadan ayrılmaya hazır olabilir. Yine de iyi yönetilmesi gereken riskler var."
Social Market Foundation adlı düşünce kuruluşunun direktörü James Kirkup, Times'taki köşe yazısında "İngiltere'nin AB'den anlaşma olmadan ayrılmasını engellemenin yolu, Korku Projesi değil" diyor.
Times'ın manşeti ise "Johnson, Brexit taleplerini AB'ye iletti".
İngiltere Başbakanı Boris Johnson dün AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'a bir mektup göndermişti. Johnson mektupta, Brexit anlaşmasının İngiltere Parlamentosu'nda 3 kez reddedilmesinin en önemli nedeni olarak görülen "backstop"un Kuzey İrlanda'da barış sürecine zarar vereceğini ve "anti-demokratik" olduğu için anlaşmadan çıkarılması gerektiğini belirtiyor.
'Backstop': En önemli anlaşmazlık noktası
"Backstop" esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor.
Ancak İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. İngiltere'de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık'ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor.
En büyük korku, Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti'nin parçası haline gelmesi ve Kuzey İrlanda gibi 2016'daki referandumda Brexit'e karşı çıkan İskoçya'da 2014'ten sonra yeniden bir bağımsızlık referandumu yapılması. Yani, Birleşik Krallık'ın parçalanması.
İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağladı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem İngiltere hükümetini hem AB'yi hem İrlanda Cumhuriyeti'ni hem de Kuzey İrlanda'daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyor. Brexit sürecinin bugün itibarıyla çeşitli senaryolara açık olmasının en önemli nedeni de bu.
Times başyazısında, ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn'i, önerdiği politikaların "vergilerin önemli oranda artmasına ve ekonomik durgunluğa yol açacağı" gerekçesiyle eleştiriyor.
Gazete iç sayfasındaki bir haberin başlığına ise Corbyn'in şu cümlesini çekmiş:
"AB'den anlaşma olmadan ayrılmanın bedelini ödemeye sadece zenginlerin gücü yeter."
İngiliz basınında Brexit süreciyle ilgili günün diğer bazı haber ve yorumlarına gelince...
Financial Times, İngiltere'de milletvekillerinin çoğunun net bir şekilde AB'den anlaşma olmadan ayrılmayı istemediklerini belirtiyor. Ancak gazeteye göre hükümeti vereceği güvensizlk önergesi sonrası yapılacak güven oylamasında düşürmek ve geçici bir hükümet kurmak isteyen Jeremy Corbyn, Parlamento'da yeterli desteği almakta zorlanıyor.
Corbyn ilk etapta Brexit'in ertelenmesinden ve ülkede genel seçim yapılmasından yana.
Financial Times'a göre ise anlaşma olmadan AB'den ayrılmaya karşı çıkan milletvekillerinin öncelikle yeni bir yasa tasarısına odaklanmaları bekleniyor. Bu tasarı Başbakan Johnson'ın AB'den Brexit'i ertelemesini istemesini öngörüyor.
Johnson ise ısrarla İngiltere'nin mevcut Brexit tarihi olasn 31 Ekim'de gerekirse anlaşma olmadan AB'den ayrılacağını söylüyor.
Guardian manşetindeki haberde AB'nin, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın "backstop"un neden kaldırılması gerektiğiyle ilgili tezlerini inandırıcı bulmadığını belirtiyor.
Gazetedeki dikkat çekici bir diğer haber de İngiltere'deki AB vatandaşlarının, anlaşma olmadan ayrılık halinde ülkede kendilerine düşmanlığın artmasından korkmaları.
Guardian başyazısında ise "Anlaşma olmadan ayrılığın maliyeti çok fazla. Milletvekilleri birlikte hareklet ederek bunu durdurmalı" diyor.
i gazetesi manşetinde İngiltere'nin AB'den anlaşma olmadan ayrılması halinde birlik üyesi ülkelerin vatandaşları için serbest dolaşımın sona ereceğini duyuruyor. Eski başbakan Theresa May'in politikasından "u-dönüşü" yapıldığı anlamına gelen bu politika, İngiltere'deki milyonlarca AB vatandaşını etkileyebilir.
Daily Telegraph ise manşetinde İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın, mevcut Brexit tarihine 10 hafta kala AB'ye, "backstop"u kaldırarak yeni bir anlaşma yağma çağrısında bulunduğunu belirtiyor.
Gazetenin iç sayfalarındaki haberde ise Corbyn'in iktidardaki Muhafazakar Parti'deki muhalif milletvekillerine çağrısı var:
"Başbakan olmama yardımcı olun".
Daily Telegraph'a göre Corbyn'in temas kurarak çağrıda bulunduğu Muhafazakar Parti milletvekilerinin sayısı 40'a yakın.
Coryn ayrıca milletvekillerini yaz tatillerinin kısa kesilmesinden yana ve Parlamento'nun derhal toplanmasını istiyor.
Başbakanlık ise bunun söz konusu olmadığını ve Parlamento'nun planlandığı gibi yaz tatili sonrası 3 Eylül'de toplanacağını açıkladı.