Gündem

BM’nin Kaşıkçı raporunda Türkiye’ye çağrı: Basın özgürlüğünü temsil eden bir heykel dikin!

Raporda, Türkiye’nin gazeteciler ve akademisyenlere yönelik suçlamaları düşürmesi de tavsiye edildi

19 Haziran 2019 17:31

T24
Metin Kaan Kurtuluş

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard 2 Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın cinayetiyle ilgili hazırladığı son raporda infaz emrinin Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman tarafından verildiğine dair "inandırıcı kanıtlar" olduğunu ifade etti.

Türkiye’ye çağrı: Elinizdeki bilgi ve kanıtları paylaşın

‘MBS’ olarak da bilinen Veliaht Prens Bin Selman'ın cinayetteki rolünün daha fazla soruşturulması çağrısında bulunan Callamard, raporunda ‘Türkiye’ye tavsiyeler isimli’ bir bölüme de yer verdi. İlgili bölümde şu ifadeler yer aldı:

-Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nden resmi olarak yeni bir soruşturma başlatmasını talep edin ve süreç ile uyumlu şekilde hareket edin.

-Kaşıkçı cinayeti ile ilgili kamuya açık bir soruşturma yürütün, elinizdeki bilgi ve kanıtları paylaşın.

- Suudi Başkonsolosluğu’nun önüne basın özgürlüğünü temsil eden bir heykel dikin (Raportör binanın önünde bu heykele yetecek kadar yer olduğu sonucuna vardı). Alternatif olarak Washington’da denendiği gibi binanın bulunduğu sokağın ismi “Kaşıkçı sokağı” olarak değiştirilebilir.

-İfade Özgürlüğü Özel Raportörü ve İşkence Özel Raportörü’nün tavsiyelerine uyun. Buna gazetecilerin, akademisyenlerin ve fikirlerini barışçıl bir şekilde paylaşan diğer kişilere yöneltilen suçlamaların düşürülmesi dahil.

- UNESCO Genel Direktörünün Kaşıkçı cinayeti ile ilgili bilgi talebine karşılık verin.

Callamard, Kaşıkçı cinayetini takip eden süreçte rol alanlar ile BM üyesi ülkelere de çağrıda bulundu. Raportör ABD’den FBI’ın Kaşıkçı cinayeti ile ilgili bir soruşturma başlatmasını talep ederken; Suudi Arabistan’dan ise Kaşıkçı’nın yakınlarından ve Türkiye’den özür dilemesi istendi. Callamard ayrıca bütün üye ülkelerden cinayetle bağlantısı olan isimlere yaptırım uygulanması talebinde bulundu.

"Türkiye ve Suudi Arabistan’ın yürüttüğü soruşturmalar, uluslararası standartlara uygun değil"

Kaşıkçı cinayetini ve onu takip eden süreci detaylı bir şekilde inceleyen raporda Türkiye ve Suudi Arabistan’ın yürüttüğü soruşturmanın uluslararası standartlara uygun olmadığı belirtildi.

Callamard, cinayetten 9 ay sonra yayımladığı final raporunda farklı ses kayıtlarını birleştirerek Kaşıkçı’nın son anlarını da ortaya çıkarmayı başardı. Raporun 94, 95 ve 96’cı  bölümünde anlatılana göre; Kaşıkçı İstanbul’daki Suudi Başkonsolosluğu’na girdikten sonra şunlar yaşandı:

“Anlaşılan Bay Kaşıkçı konsolosluğun dışında tanıdığı biri tarafından karşılandı. Bu kişi Başkonsolos’un da binada olmasıyla ilgili bir şey söyledi. Kaşıkçı ikinci katta bulunan Başkonsolos odasına davet edildi. Kayıtlara göre Kaşıkçı’ya Suudi Arabistan’a dönüp dönmeyeceği soruldu, Kaşıkçı da gelecekte dönmek istediğini söyledi. Bay Kaşıkçı’ya daha sonra, “Seni arkaya götürmemiz gerekecek. İnterpol’den emir var. INTERPOL geri gönderilmeni talep etti. Seni almaya geliyoruz” dendi. Kaşıkçı, “Bana yönelik bir dava yok. Dışarıdaki birkaç kişiye haber verdim, beni bekliyorlar, bir şoför beni bekliyor” diye cevap verdi. Kaşıkçı’nın daha sonra bir şöförün değil nişanlısı Hatice Cengiz’in dışarıda olduğunu söylediği duyuldu. Birkaç defa bir kişinin Kaşıkçı’ya, “Bu işi hızlıca halledelim” dediği de duyuldu. Mutreb (M) daha sonra Kaşıkçı’ya (K) üzerinde telefon olup olmadığını sordu.


K: İki telefon var.

M: Ne tür?

K: Apple marka

M: Oğluna mesaj yolla.

K: Hangi oğluma? Oğluma ne demeliyim?

-Sessizlik-

M: Mesajı sen yazacaksın, deneme yapalım; bize göster.

K: Ne demeliyim? Yakında görüşürüz mü? Kaçırılma diyemem.

M: Kısa kes. Ceketini çıkart.

K: Bir konsoloslukta bu nasıl olabilir? Hiçbir şey yazmayacağım

M: Kısa kes

K: Yaz Bay Cemal. Bize yardımcı ol ki bizde sana yardımcı olabilelim. Sonunda seni Suudi Arabistan’a götüreceğiz ve yardımcı olmazsan sonunda ne olacağını biliyorsun. Bu olayın iyi bir son bulmasını sağlayalım.

Saat 13:33

K: Burada bir havlu var, bana uyuşturucu mu vereceksiniz?”

M: Sana anestezi yapacağız


 Raporun 95. ve 96. maddelerinde de yaşananlar şöyle aktarıldı:

-Kayıtlarda debelenme sesleri ve şu ifadeler duyuluyor: “Uyudu mu?”, “Kafasını kaldırıyor”, “İtmeye devam et”, “Burayı ittir ve elini kaldırma”.

Türk istihbaratının incelemelerine göre bu kayıt Kaşıkçı’ya bir sedatif verilip plastik bir poşetle boğulduğu anlamına gelebilir. Türk istihbaratı ayrıca 15 kişilik Suudi ekibinin bir ipten bahsettiğini ancak bu ipin kullanılıp kullanılmadığı hakkında bir fikre sahip olmadıklarını ifade etti.

-Kayıtların geri kalanında nefes nefese kalma ve yürüme sesleri duyuluyor. Plastik malzeme sesleri de mevcut. Türk istihbaratı bunların Kaşıkçı’nın ölümünden sonra, Suudi yetkililer vücudu parçalarken kaydedildiğine inanıyor. Türk istihbaratı 13.39’da testere sesi duyulduğunu söylüyor. Özel raportör ve ekibi bu seslerin kaynağının ne olduğunu nitelendiremedi.

“Kayıtta, cesedin parçalanacağı ve poşetleneceğinden açık bir şekilde bahsediliyor”

Raportör 1 Ekim’de İstanbul’daki Suudi Başkonsolosluğu içinde alınmış bir kayda da ulaştı. Kaşıkçı’nın ölümünden bir gün önce konuşan yetkilinin, “Yarın bir grup gelecek. Konsoloslukta bir işleri var. İki-üç gün içeride çalışacaklar” dediği duyuluyor. Kaydın devamında bir cesedin parçalanacağı ve poşetleneceğinden açık bir şekilde bahsediliyor.

Callamard, kan donduran cinayeti ‘uluslararası bir suç’ olarak tanımladı. BM raportörü aylar önce CIA raporu önüne gelen ABD Başkanı Donald Trump’ın yapamadığını yaptı ve Bin Selman’a karşı güçlü kanıtların var olduğunu açıkça bildirdi. Raportör, cinayette rol alan bütün yetkililerin soruşturulmasını raporunda tekrar tekrar talep ediyor.

Cemal Kaşıkçı 2 Ekim 2018’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda Riyad’dan gelen bir ekip tarafından katledildi. Kaşıkçı cinayetinin sorumlusu hâlâ bulunamadı. Raportör Callamard da kişisel sorumluların bulunamamasına dikkat çekerek bunun sebebinin ‘gizlilik’ olduğunu belirtti.