Politika

'Biz tarihi bir çağrı yaptık'

Baykal, parti genel merkezi'nde yaptığı toplantıda pakete ilişkin 'şimdi konsensus aranmazsa ne zaman aranacak?' dedi.

16 Nisan 2010 03:00

T24 - CHP Lideri Deniz Baykal, anayasa değişikliği paketi ile ilgili basının karşısına geçti. Baykal, parti genel merkezi'nde yaptığı toplantıda pakete ilişkin 'şimdi konsensus aranmazsa ne zaman aranacak?' dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Anaysa değişikliği ile ilgili parti genel merkezinde bir açıklama yaptı.


İşte Baykal Anayasa değişikliğine ilişkin açıklamaları:

"Pakette bazı maddelerin anayasayayla ilgiis yok, sadece AKP'nin hatta AKP'nin üst düzey yöneticilerine yarayacak düzenlemelerdir. Bir kısmı da halkımızın kesinlikle hayır demeyeceği, değişmesine ihtiyaç olan maddelerdir. Bunlar paket yapıldı. Toptan evet ya da hayır diye oylanacak.

Bu hukuka uygun değil, halk anlayışına uygun değil. 'Sana 27 soru soracağım tümüne yanıt ver, evet ya da hayır... Tüm soruların cevapları aynı cevap değil ki" Venedik komisyonunda birbiriyle ilgili olmayacak maddeleri ayrı ayrı oylayın diyor.

Biz bunu gördük ve CHP olarak tarihi bir değeri olduğuna inandığımız bir öneri yapıyoruz dedik. Paketin içindeki 3 temel konuyu ayrıca bir düzenlemeye tabii tutunuz, geri kalan maddeleri ayrıca paket yapın, biz de CHP olarak size bu ayrımı yaparsanız geride kalan maddelerin parlamentoda kabul görmesi için her türlü işbirliğine hazırız.

Siz de biz de 3 madde dışındaki maddelerin geçmesini istiyorsunuz. Biz de istiyoruz o zaman bunu geçirelim. Diğer 3 madde hakkında tartışalım. İhtilaf bu 3 noktada. Onun dışında ne istiyorsanız yapalım, hatta anlaşarak bazı maddeler de ekleyelim. Sizi tuzağa düşürmek istemiyoruz, işbirliği zemini istiyoruz. Bunu 6 Nisan 2010 tarihinde söyledik.

Bugun 16 Nisan... 6 Nisan'da ne söylediysek, bugün de aynı noktadayız. Bu önerinin arkasında durmaya devam ediyor. Bizimle ilgili kimse tereddüd imal etmeye çalışmasın. Yapar mıyız, yapmaz mıyız denersiniz görürsünüz. Kimsenin bizim iyiniyetimizi sorgulamaya hakkı yok. Biz sorumlu, sözünün arkasında duran bir siyasi partiyiz.

Biz bu öneriyi 6 Nisan'da yaptık. Sayın Başbakan 11 Nisan'da Amerika'ya gidersen gereksiz polemikler yaptı. Şark kurnazlığı gibi... Sonra da dedi ki, eğer yasal bir olanağı varsa biz de değerlendirmeye hazırız dedi. Bizim için önemli olan bu... 14 Nisan'da döndü. Hayır bu sulandırmadır dedi. Yasal olarak değerlendirme şansı vardı ama hayır dedi.

Herkes bu fotoğrafı iyi görsün. Değişen CHP değil, başbakandır. Giderken bir şey söylemitir, gelirken başka bir şey söylemiştir. Giderken değiştirebiliriz, dönerken olmaz demiş. Uçakta giderken teypleri kapattırıp "Ben şimdi kabul ettim. ama göreceksiniz CHP vazgeçecek" Başbakan bizim önerimize bir blöf yaptı ama sonra baktı ki biz ciddiyiz, sözünden döndü. Şu anda dahi biz aynı anlayışta olduğumuzu söylüyoruz.

Şunun çok iyi anlaşılması lazım. CHP referanduma gitmekten çekiniyor? Hayır bizim derdimiz halka gitmesi değil, halka tuzak kurulmadan bu işin halka götürülmesi... Halkın vereceği oyun ne anlama geldiği açıkça anlaşılmalı... Güya halka gidiyorlar, ancak halkın iradesini çarpıtıyorlar...

Başbakan giderken olabilir dedi, dönerken vazgeçti... Eğer halkın tercihine güveniyorsa, o maddeleri ayırsın, o maddelere desteğini söylesin... Tartışmalı maddeleri ayıralım ve o tartışmalı maddeler için halkın karar almasını sağlayalım. Niye sizin işinize yarayan o maddeleri diğer maddelerin arkasına sıklıyoruz. Niye kaçak güreşiyorsunuz. Niye biz anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirmek istiyoruz, siz de istiyorsanız oy verin diyemiyorsunuz. Yarın bizi yüce divan olarak yargılayacak olan mahkemeyi biz şimdi kendi kafamıza göre değiştirmek istiyoruz.

Bizim 3 maddeye muhalefetimiz var. Bunun için de çok haklı dayanaklarımız var. Anasaya mahkemesi kaçınılmaz bir şekilde AKP'nin yönetimine girecek, üyeleri bizzat başbakan yönlendirecek. anayasa mahkemesi muhalefetin temsil edilmediği RTÜK'e dönecek.

Parti kapatma ile durum da anlaşılmadı. Teklife göre,Türkiye'de bir siyasi parti bölücülük de yapsa, şiddeti temel alıp milis yetiştirse,onları askeri eğitime tabii de tutsa, partinin genel merkezinin bodrum katını cephanelik haline getirse de o parti kapatılmak zorunda değildir. Avrupa'da bunun örneği yok. Diyorlar ki tüzüğüne bölücülüğü koymasını yasakladı. Bir partinin bölücülük yapması için tüzüğünde bölücülük yapmasına gerek yok.

Biz diyoruz ki diğerlerini değil, sadece bunu konuşalım. AKP bu maddeleri referanduma kendi başına sunmaktan korkmuştur.