Bitcoin'in değerinin 50 bin doların üzerine çıkmasıyla yatırımcıların kripto paraya duyduğu iştah da arttı.
Daha önce bu dijital paraya şüpheyle yaklaşan JPMorgan gibi dev yatırım bankaları, Aralık ayından bu yana değerinin neredeyse iki katına çıkması üzerine bitcoine ilgi göstermeye başladı.
Kripto para alım-satım platformu olan Coinbase'in kâr marjı yüzde 20 civarında.
Bitcoin'in yavaş alım-satım hızına, fiyatının sürekli sert dalgalanmalar yaşamasına, saklamak ya da harcamak için güçlü olmayan bir para birimi olmasına aldırmayan yatırımcılar pandemi sırasında hayatlarını değiştirebilecekleri bir serveti daha çekici görüyor.
Elon Musk'ın kurduğu Tesla 1,5 milyar dolar değerinde Bitcoin satın alırken, varlıklı Paul Tudor Jones ve Stanley Druckenmiller gibi yatırım fonu şirketleri de bitcoin tarafında saf tutuyor.
Bloomberg yazarı Lionel Laurent, Bitcoin'in nasıl büyük şirketler ve milyarderler için de kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görüldüğünü kaleme aldı; Ancak bu konuda risklerin halen bulunduğuna dikkat çekti.
Laurent bu durumu psikolojide fırsatı kaçırma ya da kaybeme korkusu olarak nitelendirilen FOMO'ya (Fear of Missing Out) bağlıyor.
Mastercard ve New York Mellon Bankası gibi finansal kuruluşlar kripto para planları olduğunu aktarırken JP Morgan'ın eş başkanlarından Daniel Pinto da eninde sonunda bu akımın içine gireceklerini söyledi.
Laurent'e göre FOMO'ya direnmek ne kadar zor olsa da halka açık şirketlerin hissedarlara hesap vermesi gerektiği için bitcoin satın almaları Tesla'dan daha zor.
Bitcoin sık kullanılan bir değişim aracı da değil. 2019 ortasından 2020 ortasına kadar kripto para alım satımlarının sadece yüzde 1'i ticari işlemler niyetiyle yapıldı.
Tesla'nın stratejisi ancak bitcoin yükseldikçe işe yarayacaktır; başka şirketlerin ise finansallarını sağlam tutması gerek.
Barındırdığı riskler
Bankacılar için Bitcoin'i müşterileri için alıp satması her ne kadar meslek tanımlarına uysa da bu alanda da uyarı yapanlar var.
Insead Üniversitesi'nde bankacılık profesörü olan Jean Dermine, bitcoinin şu alanlarda riskli olduğunu vurguluyor:
- Müşteri kimliğinin bilinmemesi ve dolandırıcılık gibi operasyonel riskleri içermesi
- Düzenlenmemiş küresel bir varlık olması nedeniyle yasal risk
- Geçmişteki davalar ve hükümet operasyonlarından yola çıkarak mevzuat riski
Bu yüzden Bitcoin alıp satmak mantıklı gelse de içerdiği riskler açısından pahalı bir yatırım haline geliyor.
İsviçre'de bankacılık açısından bu risk yüzde 800 olarak hesaplanmış.
Bu da bankaların neden bir adım geride durduğunu açıklıyor.
Bankalar Bitcoin'e dikkatli yaklaşsa da kripto para alanında daha stratejik adımlar atabilirler.
Geleceğin parasının ne olacağına henüz karar verilmedi; finansal sistemin sanıldığının aksine bu alanda atabileceği daha sağlam adımlar olabilir.
JPMorgan'ın JPM Coin'i ya da dijital euro gibi merkez bankalarının planlanan dijital para birimleri, kurumların da blok zincir teknolojisi üzerinde çalıştığını gösteriyor.
Düzenleyici kurumların ise yeniliklere karşı sistemik riskleri gözardı etmeden dengeli bir tutum ile yaklaşması gerekiyor.
Kripto para birimlerine karşı düzenlemeler daha güçlü, müşteriler sürekli uyarılıyor; ancak eğer bitcoin küresel finansal sisteme iyice gömülecekse hükümet desteği olmayan bir varlık olarak çökerse ne olacağı sorusu halen cevap bekliyor.
Bitcoin her ne kadar şu an dayanılamaz bir yatırım aracı gibi görünse de kurumsal finans dünyasının şimdilik dikkatli davranması gerekiyor.
