Gündem

'Birileri haşhaşı fazla kaçırmış olabilir; adliye koridorlarını o çetelerden temizleyeceğiz'

Erdoğan: Ermeni lobisinin temsilcileriyle işbirliği yapılarak, para yardımı yapılarak Türkiye’ye karşı alçakça bir ihanet kampanyası yapılıyor

15 Nisan 2014 15:33

Başbakan Tayyip Erdoğan, Adana’da yasadışı dinleme soruşturması kapsamında tutuklanan 6 polisin serbest bırakılmasıyla ilgili olarak, “HSYK bu olanları film izler gibi izliyor. Bu mesele bir Türkiye meselesi değil de nedir? HSYK bu hukuk cinayeti karşısında daha ne kadar sessiz kalacak. Hukuka inanan yargı mensuplarıyla devam edeceğiz. Birileri şantaja boyun eğmiş olabilir, birileri haşhaşı fazla kaçırmış olabilirler ama biz boyun eğmeyeceğiz. Ama biz sonuna kadar bunun takipçisi olacağız” dedi.

Erdoğan, “Suça göz yumanlar, suçun üzerini örtenler ama mutlaka bunun hesabını yargı önünde verecekler. Adliye koridorlarından o çeteleri, şebekeleri temizleyeceğiz” şeklinde konuştu.

Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

Bölgemizde çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Suriye’de rejimin sürdürdüğü mezalim arkasında 200 bine yakın cansız beden, yüz binlerce yaralı, milyonu aşkın sürgün bırakarak devam ediyor. Mısır’da askeri darbeyle başlayan süreç arkasında bıraktığı binlerce cansız beden yetmezmiş gibi bir de 529 idam kararıyla sıcaklığını koruyor. Aynı şekilde Ukrayna’da kaygı verici gelişmeler olduğuna tanık oluyoruz. Biz de Azerbaycan’a yaptığımız resmi ziyaretle birlikte dış politikadaki temaslarımızı yoğunlaştırdık. Seçim öncesinde hükümetimizi yıpratmak gayesiyle içeriden olduğu kadar dışarıdan da çok ağır bazı saldırı girişimleri oldu ve bazıları da devam ediyor.

İçeride huzura, istikrara, ekonomiye ve çözüm sürecine saldırılar yapılırken, dışarıda da art niyetli bir kampanya başlatıldı. Dışarıdaki bu kampanyaların nerelerden beslendiğini çok iyi biliyoruz. İçeride algı operasyonları yapılırken, dışarıda da aynı paralelde operasyonlar yapıldı. Örneğin içeride MİT’in TIR’larına saldırıldı. Burada amaç Türkiye’ye teröre destek veren ülke damgası vurmaktır. Kendi ülkelerine terörist yaftasını vurmak için bu operasyonu yaptılar. İnanın düşman gelse böyle namertçe davranmazdı.

 

Kimyasal saldırıyla Türkiye’nin bağı var iddiası tamamen asılsız

 

Bu ülkenin bazı yargı ve emniyet mensupları Türkiye’nin en azılı düşmanlarını bile kıskandıracak biçimde kendi ülkelerine bu ihaneti yaptılar. Dışarıda bazı raporlar, haber ve köşe yazıları marifetiyle farklı bir operasyon başlatıldı.

Suriye’deki kimyasal saldırıyla Türkiye arasında bağ varmış gibi tamamen asılsız iddialar ortaya attılar. Türkiye terörü destekliyormuş gibi bir algı yaratılmak istendi. Türkiye içindeki malum çevreler, malum medya anında alıyor hem Türkiye hem de dünya gündemine taşıyor. Bunun dışında da ihanet girişimlerine tanık olduk. AB içinde Türkiye’yi tanımayan kesimler nezdinde kara propaganda yapıldı, ABD’de kara propaganda yapıldı, yapılıyor.

 

Ermeni lobisiyle işbirliği yapıyorlar

 

Ermeni lobisinin temsilcileriyle işbirliği yapılarak, para yardımı yapılarak Türkiye’ye karşı alçakça bir ihanet kampanyası yapılıyor. Bu girişimlerin tamamı acziyetini göstergesidir. 30 Mart’ta milletten çok ağır cevap alan çevrelerin hezeyanından öte değildir. Birileri yanılmasın, Türkiye küresel ölçekteki etkinliğini imaj çalışmalarıyla, gazete haberleriyle sanal olarak inşa etmiş bir ülke değildir. Türkiye dünyada büyüyen ekonomisiyle, gelişen demokrasisiyle, müstesna konumuyla varlık gösteren bir ülkedir. Biz imajla değil, aktif, ön alıcı, samimi, barışçı dış politikamızla dünyada varız, var olmaya devam edeceğiz.

Türkiye’yi terörle ve terör örgütleriyle yan yana göstermeye çalışan her rapor, her haber ver yorum sahiplerinin itibarını sarsacak ama Türkiye’ye zarar veremeyecektir. Bu tür saldırıları etkisiz kılmak için de yoğun şekilde çalışmaya devam edeceğiz.

 

Adana’daki tahliyeler paralel yapının işi

 

Bu arada MİT’e ait TIR’ların durdurulması, Dışişleri’nin dinlenmesi ve diğer hukuksuz dinlemeleri de çok yakından takip ediyoruz. Bu casusluk faaliyetlerinin açığa çıkarılmasının önünde ciddi bir direnç olduğunu belirtmek istiyorum.

Adana’da vatansever bir savcı soruşturma başlattı. Bazı zanlılar da gözaltına alındı ve tutuklandı. Aradan birkaç gün geçmeden, o paralel çetenin mensupları devreye girdi ve soruşturmaya müdahale etti. Paralel yapının medyası manşet atıyor, yargıdaki uzantıları talimat almışçasına karar alıyor, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. Bu zanlıların serbest bırakılması düşündürücüdür. Aynı şey böcek soruşturmasında yapıldı. Zanlılar ellerini kollarını sallayarak yurtdışına çıktı.

Biz yargıdaki bu çeteleşmeyi dile getirdiğimizde siyaset yargıya müdahale ediyor diye birileri ayağa kalkıyor. Adana’da çok açık bir casusluk faaliyeti var. Ve yargı içine sızmış çete mensupları eliyle bırakın sessiz kalmayı, casuslar lehine karar verebiliyor.

Bu mesele sadece benim meselem midir? Bu mesele sadece AK Parti’nin, hükümetin meselesi midir? Bu mesele bir Türkiye meselesi değil de nedir?

 

Birileri haşhaşı fazla kaçırmış olabilir

 

HSYK bu olanları film izler gibi izliyor. Bu mesele bir Türkiye meselesi değil de nedir? HSYK bu hukuk cinayeti karşısında daha ne kadar sessiz kalacak. Hukuka inanan yargı mensuplarıyla devam edeceğiz. Birileri şantaja boyun eğmiş olabilir, birileri haşhaşı fazla kaçırmış olabilirler ama biz boyun eğmeyeceğiz. Ama biz sonuna kadar bunun takipçisi olacağız. Suça göz yumanlar, suçun üzerini örtenler ama mutlaka bunun hesabını yargı önünde verecekler. Adliye koridorlarından o çeteleri, şebekeleri temizleyeceğiz.

 

CHP kendini sorgulamaya başladı

 

Yapay gündemler bu üç partinin seçim sonuçlarının verdiği mesajdan kaçmalarına neden olmayacaktır. CHP’de bu sorgulamanın başladığını görüyoruz. Vatana ihanet eden bir paralel yapıyla işbirliği yapmanın bir bedeli olacaktır. Biz bu hainlerle işbirliği yapanları asla unutmayacağız asla unutturmayacağız. Biz hiçbir zaman gerilimin tarafı olmadık. Siz kara propaganda yapanlara itibar etmeyin. Biz eser onlar gerilim siyasetinin temsilcisi oldular.

Her seçim sonrasında başta medya bizden balkon konuşması yapmamızı ve gerilimi düşürmemizi istediler. Biz de bunu yaptık büyüklük bizde kalsın diyerek balkon konuşması yaptık. En son 12 Haziran akşamı gün hesaplaşma değil helalleşme günü diyerek balkon konuşmasını yaptık. Biz elimizi uzattık onlar yumruklarıyla karşılık verdiler. MHP’ye defalarca talebimiz olmasına rağmen MHP ile görüşemedik. Şimdi kim gerilimin tarafı.

 

‘Salya’ polemiği

 

Biz talep ediyoruz beyefendiler evet diyemiyor. Bunlarda insani ilişkiler noktasında da böyle bir şeyi beklemeyin. Geçen hafta burada bir ifade kullandım Bahçeli ile ilgili. Beyefendiler rahatsız olmuş. Aynı gün Bahçeli’nin konuşmasında şahsıma yapılan hakaretleri neden duymuyorsunuz. Kusura bakmasınlar biz bir yanağına tokat atılınca öteki yanağını uzatanlardan değiliz. Bizim kültürümüzde bu yok. Biz uysal koyun değiliz. Ve bugüne kadar olan bu süreçte gösterdiğimiz aynı şekilde devam etmeyecektir. Bu nasl ir hesap Allah aşkına. Kazanan zafere ulaşan biziz ama adete özür dilememizi bekler gibi balkon konuşması yapılması istenen biziz. Tamam da bu adamlarında balkon konuşması yapması gerekmez mi. Gerilimi kim yapıyorsa onu düşürecek olan da odur. Şu anda da gerilim üreterek beceriksizliklerini gizlemeye çalışıyorlar.

Ağustos ayında tarihimizde ilk kez cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Geçmişte olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir krize dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Yenilgiler yetimdir ama zaferlerin sahibi çoktur. Biz hep şu duayı ettik Allah’ım bizi değil Türkiye’yi zafere götür. Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye razıyız. 2023’ü inşallah hep beraber inşa edeceğiz. Yarın Genel Merkez’de milletvekillerimizle bir araya gelip seçim değerlendirmesi yapacağız.