DTP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Akın Birdal, ''İstanbul'u sosyal, eşitlikçi, özgürlükçü bir kent yapmak, özgür yurttaşlarla özgür kenti kurmak ve birlikte yönetmek için bir araya geldiklerini'' bildirdi.
''Birlikte Başarabiliriz Platformu''nun da ortak adayı olan Birdal, Taksim Hill Otel'de düzenlediği basın toplantısında, ''Nasıl Bir İstanbul, Nasıl Bir Kent Yönetimi?'' başlıklı programını açıkladı.
Birdal, 29 Mart seçimlerinin şimdiye kadar yapılan yerel seçim kampanyalarından oldukça farklı olduğunu, genel seçim havasında yürüyen ve referanduma dönüşen bir seçim süreci yaşandığını ileri sürerek, ''emekçilerin, ezilenlerin, dışlananların, ötekilerin alternatifini yaratmak için bir araya geldiklerini'' söyledi.
''İstanbul'u sosyal, eşitlikçi, özgürlükçü bir kent yapmak, özgür yurttaşlarla özgür kenti kurmak ve birlikte yönetmek için bir araya geldik'' diyen Birdal, 30 Martta ''AKP ve CHP'ye verilmiş emanet oyları geri almış alacaklarını'' iddia etti.
İktidar ve ana muhalefet partilerinin İstanbul'da yürüttüğü seçim çalışmalarını eleştiren Birdal, medyanın kendilerini yok saydığını ancak halkın kendilerini gördüğünü savundu.
Birdal, İstanbul'da farklı kimlik ve kültürlere sahip insanların tarihsel ve kültürel mirasına sahip çıkacaklarını da ifade etti.
Halkın kent yönetimine dahil edileceğini dile getiren Birdal, bir süre önce belediye meclisinden geçen 1/100 bin ölçekli planı iptal edeceklerini, kentsel dönüşüm projelerine de son vereceklerini söyledi.
Ulaşım sorununu da sistem bütünlüğü içinde ele alacaklarını, 3. Boğaz Köprüsü Projesini iptal edeceklerini ve 7 tepe-7 tünel çalışmasını durduracaklarını kaydeden Birdal, deniz ulaşımına önem vereceklerini ifadeetti.
ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da kaldırım değiştirmeyecek bir adaya oy vereceğini ve oyunun ortak platformun adayı olan Akın Birdal'a olduğunu bildirdi.
Uras, Kadir Topbaş ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında isimlerinin baş harflerinin ''K'' olması dışında büyük bir benzerlik olduğunu, her ikisinin de liderler tarafından atandığını ve bunun ''demokrasi suçu'' olduğunu savundu.
DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de İstanbul'da yönetime gelerek sadece bir kenti değil, sistemi değiştirmek istediklerini söyledi.
