T24 - Tunus'un devrik lideri Bin Ali'nin üç gün önce beyin kanaması geçirerek komaya girdiği ve Cidde'de Suudi prenslerin kaldığı özel bir hastaneye yatırıldığı ileri sürüldü. Almanya'da tedaviyi reddeden pankreas kanseri hastası Mübarek ise, "Şarm el Şeyh'te öleceğim" diyor
Halk devrimiyle koltuğunu kaybeden Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali'nin beyin kanaması geçirip komaya girdiği belirtilirken pankreas kanseri hastası olan 82 yaşındaki Hüsnü Mübarek'in ise bütün ısrarlara rağmen tedavi olmayı reddettiği belirtiliyor. Sabah gazetesinde yer alan haber şöyle:
Durumu giderek kötüleştiği halde Almanya'ya gitmeyi kabul etmeyen Mısır'ın devrik cumhurbaşkanı, "Şarm El Şeyh'te öleceğim" dedi. Baskılar karşısında bünyesi fazla dayanamayan ve komaya giren Bin Ali, Tunus'taki gösteriler karşısında da fazla dayanamamış ve ülkesinden hemen kaçmıştı. Mısır'daki yoğun gösteriler karşısında son ana kadar direnen Hüsnü Mübarek ise benzer bir inadı sağlığı konusunda da gösteriyor. 14 Ocak'taki halk devriminden sonra Suudi Arabistan'a kaçan Bin Ali'nin üç gün önce "beyin kanaması" geçirdiğini dün ilk kez kendi blogunda dile getiren Fransız gazetesi Le Monde'un Tunus uzmanı muhabiri Nicolas Beau, 74 yaşındaki devrik liderin "komada olabileceğini" belirtti. Bin Ali'nin 15 Şubat Salı günü "beyin kanaması" geçirdiği ve Cidde'de sadece Suudi prenslerin tedavi edildiği bir hastaneye yatırıldığını belirten Beau, "Felç geçirince hemen hastaneye kaldırıldı ve başka bir isimle kaydı yapıldı. Durumu ise ciddiyetini koruyor" dedi.
ÖĞLEDEN SONRA FENALAŞTI
Tunus'ta geçici olarak devlet başkanlığına atanan Fuad Mabeza'nın da devrik liderin durumundan haberdar olduğu kaydedildi. Habere yer veren Fransız Libariton gazetesi, Bin Ali'nin beyin kanaması geçirdiğini hastane kaynaklarının da doğruladığını yazdı. Habere kaynak olarak JSSNews adlı İsrail haber portalını gösteren Liberation gazetesi, "Ortadoğu'da görev yapan bir diplomat da Nicolas Beau'nun verdiği haberi teyit ederek Bin Ali'nin 15 Şubat'ta öğleden sonra komaya girdiğini ve durumunun çok kritik olduğunu söyledi. Ancak haber Tunus otoriteleri tarafından henüz doğrulanmadı" ifadelerini kullandı. Tunuslu muhalefet lideri Munsif el Marzuki ise Bin Ali'nin komada olduğuyla ilgili söylentileri doğruladı ancak ellerinde kesin bilgiler bulunmadığını söyledi.
DURUMU KÖTÜLEŞİYOR
Merkezi Londra'da bulunan Suudi sermayeli Eşşark El Avsat gazetesi ise, Mısır'ın devrik Cumhurbaşkanı Mübarek'in sağlık durumunun kötüleştiğini ve kendisinin tıbbi tedaviyi reddettiğini ileri sürdü. Eşşark El Avsat, "Kesin olan sağlığının dramatik bir şekilde gerilediği, ayrıca tedaviyi reddettiğine dair bilgi var" dedi. Gazeteye göre 82 yaşındaki devrik lider, Almanya'da tedavi görmesi önerilerini de reddediyor. Mübarek, ülkesinde patlak veren isyan sonrasında 30 yıllık koltuğunu 11 Şubat'ta bırakmıştı.
İSRAİL'DE SÖYLENTİLERİ
Bu arada, İsrail basını, bir Arap haber sitesinde yayımlanan, Mübarek'in İsrail'ın sahil kenti Eylat'ta olduğu yolundaki iddialarının ardından, Mübarek'in İsrail'de olup olmadığının peşine düştü. Maariv gazetesi bir kaç gün önce Boeing tipi bir sivil uçağa, 4 İsrail savaş uçağının eşlik ettiğini belirterek, "Mübarek İsrail'de olabilir" söylentisine destek verirken Ahranot gazetesi bu iddiaları çürüten haberlere yer verdi. Öte yandan, Mısırlı muhalifler, yaptıkları ortak açıklamada Mübarek'i deviren 18 günlük gösterilerinin "Zafer turunu" Cuma günü (bugün) başkent Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda atacaklarını belirtti. Bu arada, anayasayı askıya alıp meclisi lağveden askeri yönetim ise demokratikleşmede hızlı hareket edeceğini duyurdu.
LEYLA TRABELSİ LİBYA KARIŞINCA DUBAİ'YE GİTTİ...
Fransa'nın Le Monde gazetesinin Tunus uzmanı muhabiri Nicolas Beau, Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali'nin 54 yaşındaki eşi Leyla Trabelsi'nin, kocası beyin kanaması geçirdiğinde yanında bulunmadığını belirtti. Beau, kendi blogunda yazdığı haberde, Libya lideri Muammer Kaddafi ile Bin Ali arasındaki iyi ilişkilerden dolayı Leyla Trabelsi'nin 14 Ocak'tan beri Libya'da bulunduğunu ancak son iki günde bu ülkede giderek artan ve ölümlerle sonuçlanan gösterilerden dolayı Trabelsi'nin Birleşik Arap Emirliği'nin başkenti Dubai'ye geçtiğini ileri sürdü.