Gündem

“Bilinmeyen dil” ifadesi, 2008’de DTP’li Kışanak’ın tepkisi üzerine, “Türkçe olmayan dil”e çevrilmiş

21 Mart 2023 14:10

T24 Ankara

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürtçe için Meclis tutanaklarında “bilinmeyen dil” ifadesinin kullanıldığı iddiasının 27 Aralık 2008 tarihine dayandığı ortaya çıktı. Demokratik Toplum Partisi (DTP) Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak’ın uyarısı üzerine, Kürtçe söylenen sözler için “bilinmeyen dil” ifadesi bu tarihten itibaren Meclis tutanaklarında “Türkçe olmayan dil” olarak kullanılmaya başlandı. Buna karşılık 1999 yılında ABD Devlet Başkanı William Jefferson Clinton’ın Meclis’te yaptığı konuşma, tutanaklarda Türkçe çevirisi ile yer aldı.

Milllet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de HDP’yi ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada, “TBMM'de kürsüde konuşulur. İngilizce ise Fransızca ise parantez içinde yazılır. Konuşma metninin içinde Kürtçe geçtiğinde 'bilinmeyen dil' deniliyor" ifadelerini kullanmıştı. Kılıçdaroğlu’nun iddialarına karşın TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Meclis tutanaklarında 'bilinmeyen dil' değil 'Türkçe olmayan kelime yazılıyor” demişti.

27 Aralık 2008’de tartışıldı

Tartışmanın 27 Aralık 2008 tarihli Meclis oturumuna dayandığı ortaya çıktı. Meclis tutanaklarına göre, bu tarihe kadar Kürtçe konuşulan sözler için “bilinmeyen dil” ifadesi kullanıldı. DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak da bu tarihte yaptığı konuşmada “Türkiye hukuk sistemi içerisinde hâlâ hiçbir yasada, yönetmelikte, hiçbir hukuki belgede Kürtçe dilini kabul eden bir tek cümle, hatta ‘Kürtçe’ kelimesinin kendisi bile yer almıyor. Bu ülkede hâlâ Kürtçe, Meclis tutanaklarına ‘bilinmeyen bir dil’ olarak yazılıyor” ifadesini kullandı.

Toptan: Başka bir yol ve yöntem yok

Meclis Başkanı Köksal Toptan da “Değerli arkadaşlarım, bu kürsüden Türkçe konuşmak durumundayız, çünkü konuşan arkadaşımızın Başkan tarafından izlenebilmesi, konuşan arkadaşımızın milletvekili tarafından anlaşılabilmesi ve sonuçta, konuşan arkadaşımızın, milletimizin tamamı tarafından izlenebilmesi için başka bir yol ve yöntem yok. Şu örnek de yanlış: "Yabancılar geliyor burada İngilizce konuşuyor” yanıtını verdi. Toptan, “1991 yılından bu yana gelen uygulamaya göre de, burada ‘Anlaşılmayan bir dille’ meram ifade edildiğinde tutanaktaki arkadaşlarımız ‘Anlaşılmayan bir dil’ olarak geçiyorlar” ifadesini de kullandı.

Demirtaş da “Bilinmeyen” diyerek uyardı

Bunun üzerine DTP’li Selahattin Demirtaş “Bilinmeyen Sayın Başkan, bilinmeyen” uyarısını yapınca Toptan da “Keşke daha yumuşak bir ifadeyle ‘Türkçe olmayan bir dil’ denilebilseydi, bu daha iyi olabilirdi. Mümkünse, ben arkadaşlarımdan da rica ediyorum, bundan sonra ifadeyi o şekilde yumuşatmakta da yarar var” diye konuştu. Bu tarihten sonra Kürtçe konuşulan ifadeler, Meclis tutanaklarında “Türkçe olmayan bir dil” ifadesiyle yer aldı. Buna karşın 15 Kasım 1999 tarihinde Meclis’e hitap eden ABD Devlet Başkanı William Jefferson Clinton’ın konuşması tutanaklarda Türkçe çevirisiyle yer aldı. Tutanakta, “Amerika Birleşik Devletleri Başkanı William Jefferson Clinton'ın konuşma metninin İngilizce orijinali tutanağa eklidir” denildi.

Şirin: Uzun yılllar tutanaklarda “bilinmeyen bir dil” olarak yer aldı

Anayasa Hukuku Doçenti Tolga Şirin de uzun yıllardır Kürtçe’nin Meclis tutanaklarında “bilinmeyen bir dil” olarak yer aldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Fakat 2008 yılında bu konuda bir değişiklik söz konusu oldu. 26 Aralık 2008’deki TBMM oturumunda DTP grubu adına konuşan Osman Çelik, yeni yıl kutlamasından sonra Kürtçe bir açıklamada bulundu. Bu cümleler tutanağa, ‘Bu bölümde Hatip tarafından, Türkçe olmayan bir dille birtakım kelimeler ifade edildi’ şeklinde geçirildi. Bunun üzerine çokça tartışma çıktı. DTP’li vekillerin bundan yakınması üzerine dönemin Meclis Başkanı Köksal Toptan, daha nötr bir ifadenin kullanılmasının doğru olacağını söyledi. Hatta iki gün sonraki günkü oturumda Gültan Kışanak’ın Kürtçe sözleri ‘Bu bölümde Hatip tarafından, Türkçe olmayan bir dille birtakım kelimeler ifade edildi’ diye yazıldı. O günden beri ‘Türkçe olmayan bir dil’ ifadesi yeğlenir.”
ABD Devlet Başkanı Clinton’un 15 Kasım 1999 tarihinde Mecliste yaptığı konuşmayı hatırlatan Şirin, “Bu konuşmaya karşı Meclis hazırlıklıydı. Anında çeviri usulü uygulanmıştı. İngilizce konuşma tutanaklara Türkçe olarak yazıldı. Fakat İngilizce eki eklendi” dedi. Tartışmaların Osmanlı Anayasası’nın ilan edildiği tarihe kadar uzandığını da vurgulayan Şirin, ”Balkanlardan gelen mebuslar ile Arap coğrafyasından gelen mebusların farklı diller konuşması ve birbirlerini anlamaması, tutanakların hangi dilde tutulacağı tartışmasını başlatmıştır. Kanun-ı Esasi, resmî dil olarak Türkçeyi kabul ettiği için tutanakların Türkçe tutulmasına oydaşma sağlanmıştır” ifadelerini kullandı.