Koronavirüs

Bilim Kurulu Üyesi Yavuz: Omicron tsunamisi İstanbul'dan başladı, acillerde vaka sayıları çok arttı

"Bunalmak, akıl dışı davranışların gerekçesi olmamalı"

30 Aralık 2021 14:35

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Serap Şimşek Yavuz, “Omicron tsunamisi İstanbul'dan başladı, acillerde vaka sayıları çok arttı," değerlendirmesini yaptı. 

KLİMİK'in önerilerini alıntılayan Yavuz, "aşısızlar  ölmemek, aşılılar dahil herkes de  hastalığın toplumda yayılmasını engellemek, böylece okulların açık kalabilmesi vb için bu önlemleri almalı. Bunalmak, akıl dışı davranışların gerekçesi olmamalı." ifadesini kullandı. 

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği'nden yapılan açıklamada (KLİMİK) "Omicron varyantı, ülkemiz dahil pek çok ülkede daha önce görülmemiş bir hızla yayılmakta ve vaka sayıları şimdiye kadar görülenlerin çok üstüne çıkmaktadır" denildi. 

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: 

"Baskın hale geldiği Güney Afrika, İngiltere, Danimarka gibi ülkelerden derlenen tüm bilgiler ve kendi gözlemlerimiz ışığında Omicronla ilgili son bilgiler aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Delta varyantından yaklaşık 2 kat daha bulaşıcıdır.
  • Aşı ya da geçirilmiş infeksiyonlar yoluyla kazanılmış bağışıklığa karşı büyük ölçüde dirençlidir ve bu nedenle aşılı ya da geçirmiş kişilerde daha fazla semptomatik infeksiyona yol açmakta, buna karşılık hatırlatma dozları yapılanlarda %80’ler civarında aşı etkinliği sağlanabilmektedir.
  • Geçirmiş kişilerde ve aşılılarda klinik açıdan daha hafif seyirli bir hastalığa neden olmaktadır.
  • Omicron varyantı ülkemizde de hızlı bir yayılım dönemine geçmiş olup, kısa bir süre içerisinde vaka sayılarında keskin bir artış beklenmektedir.

Omicronun neden olduğu hastalık daha hafif seyirli bile olsa, çok sayıda kişinin aynı anda hastalanmasına yol açması nedeniyle şimdiye kadar gözlenin ötesinde hastalık yükü ve ölümlere yol açabileceği öngörülmektedir. Aynı şekilde sağlık çalışanlarının, hafif seyirli de olsa hastalanabilmesi nedeniyle hastanelerde işgücü konusunda da sorun yaşanabileceği düşünülmektedir.

Omicron varyantının yaratması beklenen sorunlar ve bunları önleyebilmek için alınabilecek önlemleri içeren, daha önce de duyurduğumuz bilimsel temeli olan uyarı ve önerilerimizi yinelemek istiyoruz:

COVID-19 aşılamaları konusunda son 1 yılda elde edilen bilimsel veriler, salgının tek başına aşılarla kontrol altına alınmasının mümkün olmadığını ve hızlı yapılan aşılamalara ek olarak maske kullanımı, sosyal mesafe kuralına uyulması, kalabalıkların azaltılması, havalandırmanın sağlanması gibi ilaç dışı önlemlerin alınmasının zorunlu olduğunu açıkça göstermiştir. Bu durum, önceki varyantlardan çok daha bulaşıcı olan Omicron için de geçerlidir ve ek dozları yapılsa bile salgının kontrol altında tutulabilmesinde aşılamanın tek başına yeterli olmayacağı, hareketliliği azaltıcı önlemlere de acilen gereksinim olduğu bilinmektedir.  Bu nedenle toplum önümüzdeki tehdit karşısında şeffaf bir şekilde bilgilendirilmeli ve bütün olanaklar seferber edilerek önlemler planlı bir şekilde devreye sokulmalıdır. Omicron dalgası sırasında yüz yüze eğitimin ve kritik hizmetlerin kesintiye uğramaması, olası ekonomik ve sosyal zararları olabildiğince düşük düzeyde tutabilmek için bu önlemler ve zamanlaması kritik önem taşımaktadır. Toplumda Omicronun yayılımını azaltabilmek, hastalığın ölüm ve hastane yatışı gibi olumsuz etkilerini en düşük seviyelerde tutabilmek için;

1.  Yaklaşan yeni yıl nedeniyle yapılacak tüm kalabalık kutlamalar iptal edilmeli, ev halkıyla yapılan veya en fazla 1-2 tam aşılı kişinin (tercihen aynı evde yaşayan) davet edildiği küçük kutlamalar tercih edilmelidir. Kutlamalar mümkün olduğunca kısa tutulmalı ve ortamın havalandırılmasına özen gösterilmelidir.

2.  Ev dışında yapılacak kutlamalarda, sayı mekanların kapasitesine uygun şekilde sınırlandırılmalı, maske kullanımı zorunlu olmalı, ayakta müşteri kabul edilmemelidir. Mekanın havalandırılması sağlanmalı ve hizmet süresi kısaltılmalıdır.

3.  Özellikle aşı tereddüdü yaşayan kişileri hedefleyen, çok daha etkili aşı kampanyaları düzenleyerek aşılanmamış kişilerin hızla aşılanmaları, birincil aşılanma takvimini tamamlamış kişilerin de hatırlatma dozlarını hızla olmaları sağlanmalıdır.

4.  Korunmasız halde olan çocuk ve gençlerin aşılanmaları öncelikle teşvik edilmelidir,

5.  Uygun aşılar sağlanarak, pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de 5-11 yaş grubuna aşı seçeneği sunulmalıdır.

6.  Özellikle okul, bakım kurumları, hapishane, kışlalar gibi ortamlardaki kişilere (duyarlı gruplara) yönelik test kapasitesinin artırılarak vakaların zamanında tanımlanması sağlanmalı ve gerekli izolasyon önlemlerinin alınmasında gecikmeler engellenmelidir.

7.  DSÖ’nün de belirttiği gibi, pandemi koşullarında okulların açık tutulması en önemli önceliklerden biri olmalı ve bunun sağlanması için önlemler güçlendirilerek, daha etkili şekilde uygulanmalıdır; çocukların sosyal ve fiziksel gelişimlerinde yarattığı derin hasarlar nedeniyle okul kapatma, ancak en son önlem olarak düşünülmelidir.

8.  İzolasyon ve temaslı takibi sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir.

9.  Toplumsal hareketliliğin azaltılmasına yönelik olarak:

 9.1.  Büyük katılımlı toplantılar ya ertelenmeli ya da toplantıya katılacak olan kişilere aşılanma durumundan bağımsız olarak toplantı öncesindeki 48 saat içinde negatif PCR testi sonucu veya toplantı günü negatif hızlı antijen testi sonucu zorunluluğu getirilmelidir.

 9.2.  Spor müsabakalarına sınırlı sayıda seyirci negatif test sonucu göstermek zorunluluğu ile kabul edilmelidir.

 9.3.  Evden çalışma seçeneği teşvik edilmelidir.

 9.4.  Vatandaşlar gereksiz seyahat ve ziyaretlerden, kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunmaktan kaçınmaları konusunda uyarılmalıdır.

 9.5.  Yürürlükte olan önlemlerin uygulanması daha yakından takip ve kontrol edilmeli, toplu taşıma ve kapalı ortamlarda uygun şekilde maske kullanımı mutlaka sağlanmalıdır,

 9.6.  Toplu taşıma yükünü azaltacak önlemler planlanmalı; mesai saatlerinde kurumlar arasında kaydırmalar yapılarak sabah ve akşam saatlerindeki yoğunluk azaltılmalı, yoğun saatlerde ek seferler ve ek vagonlar ile araçlardaki kalabalık azaltılmalı, toplu taşıma araçlarının havalandırılması (toplu taşımada kullanılan araçların trafiğin akışının durduğu dönemlerde kapılarının zaman zaman açılarak araçların havasının değiştirilmesi gibi önlemlerle) sağlanmalıdır.

 9.7.  Omicron varyantının rutin olarak taranmasına yönelik PCR testleri yaygınlaştırılmalı ve tüm laboratuvarlar için temin edilebilir kılınmalıdır.

 9.8.  Test ve tanı kapasitesinin yetersiz kalmaması için gerekli önlemler alınmalıdır: Tüm dünyada test gereksinimin çok artması ihtimaline karşı gerekli olan kit ve sarf malzemelerinin temininde karşılaşılabilecek darboğazlara karşı gerekli lojistik önlemler planlanmalıdır.

 9.9.  Sınır kapılarında girişlerde yolculuk öncesi son 24 saat içerisinde yapılmış PCR testi zorunluluğu getirilmelidir.

 9.10.  Artan olgu sayıları, izolasyon ve karantina uygulamaları nedeniyle kritik hizmetlerde (sağlık, güvenlik, arama-kurtarma, yangın söndürme vb.) iş gücü kaybı yaşanmaması için gereken önlemler alınmalıdır.

 9.11.  Yurtdışı seyahatlerden dönenlerin ilk 3 gün karantinada kalmaları ve karantinanın 3. gününde alınacak PCR örneğinin negatif olması koşulu ile kaldırılması sağlanmalıdır.

 9.12.  Omicron varyantının toplumdaki yayılım hızı yakından izlenmeli, infeksiyon insidansına göre belirlenecek gerekli ek kısıtlama önlemlerinin zamanında alınması ve uygulanması sağlanmalıdır.

 9.13. Nezle veya diğer üst solunum yolu infeksiyonu semptomları olan kişilerin mümkün olan her durumda COVID-19 için test yaptırmaları, test yaptıramazlarsa bile işe veya okula gitmemeleri ve izinli sayılarak en az 5 gün evde kalabilmeleri sağlanmalı, bu konuda gerekecek idari düzenlemeler hızla gerçekleştirilmelidir.

Grip ve diğer solunum yolu infeksiyonlarında son haftalarda hem ülkemizde hem de dünyada görülen artışın da bu önlemlerin bazılarıyla azaltılabileceği akılda tutulmalıdır.

Omicron varyantının ülkemizde görülen vakalar içindeki oranının artmaya başlamasıyla birlikte vaka sayılarında ortaya çıkan artış, grip ve diğer solunum yolu infeksiyonlarındaki artışla birlikte değerlendirildiğinde, sağlık sisteminin tükenmemesi, çok sayıda ölüm gözlenmemesi için toplumun ve bütün kurum ve kuruluşların olabilecek en kötü senaryoya göre hazırlıklarını bir an önce tamamlamaları sağlanmalıdır.