Okulların açılmasıyla ilgili her türlü plana hazırlıklıyız. Ancak, şu anda 15 Ağustos'ta ya da Eylül'de okulların açılır ya da açılmaz diye bir karar çıkması mümkün değil.
Her şey toplumun elinde. Eğer kurallara uyup, vaka sayısını düşürürsek toplu alanlarda daha rahat bir yaşam sürecine gireceğiz.
Bizim toplumumuz hastalanıp daha sonra tedavi olmaya odaklıyız. Vatandaş alması gereken tedbirleri biliyor ama hayatına uyarlanmıyor.
Toplumdaki sağlık okur-yazarlığıyla ilgili Sağlık Bakanlığı'yla 2017'de yapılan çalışmaya göre yüzde 70 düşük. Yani 10 kişiden 7'si sağlıkla ilgili bilgiyi anlama bulma, anlama konusunda yetersiz.
Kurban Bayramı uyarısı
Kişisel kanaatim rakamları düşüremezsek Kurban Bayramı'nda bir engel geleceğini düşünüyorum.
Rakamlar böyle devam ederse yasaklar yeniden gelebilir. Çünkü biz sarılmadan, öpüşmeden duramıyoruz.
"Evlerimizde de kontrollü sosyal mesafemizi korumalıyız"
Artışın pandemi sürecinin ilk ayları olan mart ve nisana göre artış hızı çok yüksek değil, ancak binli rakamların altına inmemiz gerekiyor.
Avrupa Birliği'nin kabul ettiği yüz binde 16 vaka sayısı Türkiye'de yüz binde 20. Bu nedenle bize sınırlarını açmadı.
Bilim Kurulu olarak bizi her türlü plana hazırlıklıyız. Salgın dinamik bir süreç
Ekim ayında influenza ile birlikte bu tip hastalıkların artmasını bekliyoruz. Bu dönemde okulların açılması da bir dezavantaj. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu da bunun farkında.
Evlerimizde de kontrollü sosyal mesafemizi korumalıyız. Sadece sokakta maske takmak yeterli değil.
65 yaş üstü daha fazla hastalanıyor ve entübe oluyor. Ölümlerde 70 yaş ve üzeri. Yaş ortalamamız arttıkça yoğun bakıma ihtiyacımız artıyor. Bu yüzden biraz daha sabretmemiz gerekiyor.