IŞIL ÖZ/ T24
Bazı yayın organlarında çıkan haberlere göre Anonymous adlı siber hacktivist grup, Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) sistemlerine saldırarak yurttaşların kritik kişisel verilerinin de bulunduğu bazı veritabanlarını sızdırdı. Sızdırılan veriler İnternette yayınlandı.
Yayınlanan bilgiler arasında isim, e-posta, ev adresleri, TC kimlik numaraları, cep telefon numaraları, parolalar gibi son derece kritik bilgiler yer alıyor.
Konu ile ilgili çağrı yapan Alternatif Bilişim Derneği, tüm İnternet kullanıcılarını kişisel verilerine ve iletişimlerinin gizliliğine sahip çıkmaya çağırıyor…
“Güvenli İnternet” uygulaması ile kamuoyunun artık daha yakından tanıdığı BTK’nın sistemlerinin bu kadar zayıf olması ve çok temel güvenlik ilkelerini hiçe sayması soru işaretleri yarattıyor; diyen Alternatif Bilişim Derneği, Anonymous’un kişisel verilerinin İnternette açık şekilde yayınlamasının başka bir tartışma konusu olduğunu belirtip, bu olayın BTK ve Türkiyeli İnternet kullanıcıları açısından işaret ettiği bazı soru ve sonuçları kamuoyunun ilgisine sunuyor:
“İnternette Güvenlik” ya da “Güvenli İnternet” BTK’nın önerdiği/uyguladığı filtre/sansür uygulamaları ile sağlanamaz. BTK güvenlikten kapalı devre sistemleri, yasakçı/tekçi yaklaşımları, merkezi otoriter sistemleri anlamaktadır. Halbuki bu yaklaşımların çağdaş bilgi güvenliği politikaları ile yakından uzaktan ilgisi yoktur. Günümüzde güvenlik politikasının merkezinde kullanıcılar ve kullanıcıların dijital bilgi ve becerileri durmaktadır.
Filtre, ak/kara liste gibi uygulamalar yurttaşı değil, merkezi otoriteyi güçlendirir. Bu da güvenlik değil daha çok zaafiyet getirmektedir.
Türkiye’de iletişim güvenliğinde iki temel problem yıllardır ortadadır ve ısrarla çözülmemektedir:
1. Kişisel Verilerin Korunması: Yıllarca yasa tasarısı çıkarılmamıştır. Bunun yerine yakınlarda “devlet sırlarının korunması” yasası çıkarılmıştır. Devlet kendini yurttaştan korumayı düşünürken, yurttaşı kendisinden korumak aklına bile gelmemektedir.
2. İletişimin Gizliliği: Telefon dinlemelerine dair tartışmalar sürüp gitmektedir. İnternet iletişimimizin takip edilmesini sağlayan “derin paket sorgulama (deep packet inspection)” gibi teknolojilerin kullanımına dair BTK'ya yaptığımız bilgi edinme başvurusu “bilgi edinme sınırlarını aştığı” gerekçesiyle cevapsız bırakılmıştır. Türkiye’de kamuoyu algısı ve siyaset çok uzun süredir iletişimin ve özel yaşamın gizliliğini ihlal eden, yasadışı dinleme ve kayıtlama skandallarıyla yönetilmektedir. Birçok davada çok kritik kararlar bu şekilde alınmaktadır.
BTK’ya soruyorlar:
BTK neden şikayette bulunan yurttaşların ev adresleri, TC kimlik numaraları, cep telefon numaraları, parolalarını içeren böyle bir veritabanı tutma gereği duymuştur? Bunun yasal-meşru dayanağı nedir?
Kullanıcıların size emanet ettiği kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması için hangi önlemler alınmıştır, hangi önlemler eksik bırakılmıştır? Kurul kararlarına, hazırladığınız yönetmeliklere “hash kod” deyimini yazan ve bunu işletmelere zorunlu bırakan kurumunuzun, “parolaların hash edilerek saklanması” gibi en basit güvenlik önlemlerini hiçe sayması nasıl açıklanabilir?
Daha kullanıcıların size emanet ettiği verileri bile koruyamazken nasıl bir “güvenli internet” sağlamayı düşünüyorsunuz?
Bu olaydan ne gibi sonuçlar çıkartmaktasınız? Sunduğunuz çok basit servisler için yurttaşların kritik bilgilerini toplamaktan vazgeçecek misiniz? Başka ticari/resmi kuruluşların diledikleri gibi veri bankaları oluşturmalarına, kişisel verilerimizi saklamalarına karşı neler yapmayı düşünmektesiniz?
BTK’yı, filtre ve erişim engellemeleri için mesai harcamak yerine, yurttaşların kişisel verilerini, özel yaşamlarını ve iletişimlerinin gizliliğini koruyacak önlemler almaya çağırıyorlar, kendi sistemlerini ‘daha güvenlikli’ değil, daha anonim, yurttaşa güvenen ve daha şeffaf hale getirmelerini öneriyorlar:
“Kendisine güvenilerek teslim edilen kişisel verilerin güvenliğini sağlamakla sorumlu olduğu halde, görevini ihmal ederek bu verilerin güvenliğini sağlayamayan BTK’nın “güvenli internet”anlayışı, belli ki “sansürlü internet”ten ibarettir. BTK, bu ciddi durum karşısında sorumluluğunu geçiştiren açıklamalar yapmak yerine, güvenlik açıklarını kapatmalı ve kişisel verilerin ortaya saçılmasından doğan / doğabilecek olan mağduriyetler karşısında sorumluluk almalıdır. Kişisel verileri ortaya saçılan yurttaşlardan özür dilemeli, parolalarını değiştirmeleri ve gerekli başka önlemleri almaları için bilgilendirmelidir.”